Saglik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Saglik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2

Gri Bir Ögle Vaktinden...

Oglumu uyutmayi basardigim günlerden bir ögle vakti, hemen bloga kaciverdim hazir kiz da okulda ortalik sessizken :D Ögle uykularini birakti bizim oglan bir süredir ancak disarida arabadaysa uyuyor evdeysek uyumama ihtimali yüksek oluyor.
Havadan sudan yazacagim belki biraz ama yazacagim :) Blogumu ayri seviyoruuuum :) Blog sayfa basliginda 10 yillik yazisini 11 yillik ile degistirmeliyim...
Vayy beee koca 11 yil.

Havalar iyice sogudu, gri bulutlu günler cogaldi. Böyle havalarda ben ben degilim :D Yani birseyler yapip kendimi o grilikten kurtarmam gerekiyor yoksa bunaliyorum sanki, bu sizde de oluyor mu? Gereksinim gibi...
Özellikle de calismayan anneler eminim degisiklik ihtiyacini sadece kisin degil her mevsim hissediyordur.

Bir de D vitamininin önemini okuyunca, artik kis mevsimleri kullanmaliyim dedim, hatta ailece kullanmaliyiz. Sizlere de tavsiye ederim. Özellikle almancada sonu -R ile biten aylarda kullanilmasini okumustum, yani Eylül, Ekim, Kasim, Aralik, Ocak, Subat.

Aklimda yeni fikirler oluyor hep ama uygulamak mümkün olmuyor. Keske ben fikirlerimi versem ve birileri uygulasa ^^ Mesela minik ördügüm ivir zivirlarin nasil yapildigini soran oluyor, acaba örerek gösterecegim bir Youtube kanali mi acsam diyorum...Kizim da cok kitap okuyor kitap tanitimi yapsa kendi gibi cok okuyanlar icin faydali olabilir...Tabii ben yüz gözükmeden yapmak istiyorum bunlari. Bilmiyorum neden hic görsel olarak ön planda olmayi sevmedim, aslinda düzgün ve faydali bir amac icin olacaksa bunda bir kusur görmüyorum. Insanlarin elestirilerini düsünürsek zaten arpa boyu yol alamayiz yahut agzimizla kus tutsak en ufak birseyde hata arayan yine bulur... Yani önemli olan ne istedigimiz, niyetimiz...Neyseki Allah biliyor ya diyorum böyle durumlarda vicdanim rahat oluyor :)

Bloga daha cok yaz diyen takipcilerime selam ediyor ve bir baska yazida görüsmek üzere diyorum :)
7

Ahh O Gaz Sancıları



Oglum dogdu ve benden ses seda kesildi biraz (zaten kafasi estikce yazan bir blogcuydum)..
Insan kendisini bazen makina gibi hissediyor, günler birbirine benziyor, uykusuzluk cöktükce huysuzlasiyor, sosyal hayat kalmiyor...falan filan, ama hicbirinin önemi yok o cezbeden gülücük karsisinda :) Sanki hayatimizin tek amaci onu nasil daha rahat ettiririz, nasil daha az gazi olur, nasil daha fazla gülümsetebiliriz'den ibaret :P
'Cocuk-lar' cogulunu bile söylerken esimle gülümsüyoruz birbirimize, ne de hos geliyor kulagimiza :)
Ve biz kizimizdan sonra oglumuzla daha bir tam "Aile" olduk sanki :)

Öyle böyle derken tam 2 bucuk aylik oldu bile. Bu dönemde en zor kisim tabiki o cikmak bilemeyen gazlar. Cocugumuz gaz cikarsa sanki zil takip oynayacak hale geliyoruz, o rahat biz rahat ^^
Rabbimize sonsuz sükürler olsunki sadece bu gibi gecici basit problemler yasiyoruz...

"Peki biz neler yaptik bu dönemi kolaylastirmak icin?" 
Annelere fikir olsun diye biraz deginmek istiyorum:
*Bebegimiz aglama krizindeyken hep kucaga aldik, özellikle babasinda daha cabuk sakinlesiyordu ki babalarin vücut isisi daha sicakmis annelerden ve kalp atis ritmleri daha hizli...
*Her bez degisimi esnasinda bir iki dakika karnina masaj yaptik. (Youtube'da Ayse Öner'di sanirim, onun videosunu izlemistim...) Bu masaj gercekten oldukca faydali ;)
*Rezene cayi icirmeyi denedim defalarca ama oglum maalesef sevmedi..
*Kimyon cok faydali diye okudum her yerde ve kendi yedigim yemeklere kimyon kullanmayi aliskanlik haline getirdim...Isteyen kaynatip birkac cay kasigi cocuguna da icirebilirmis.
*Bezleme esnasinda bazen zeytinyagi sürdüm gaz cikarmasinda az da olsa faydasi olabilir diye..
*Kiraz cekirdegi torbasini isitip karin bölgesine oyun oynar sekilde masaj yapmaya calistim.
*Babasi tek kolu üzerine yatirip evde gezdirdi (bir koalanin agacta durus sekli gibi :P)
*Ortam degisikligi, herzaman oturulan odadan baska odaya gecmek ya da arabada gezdirmek...
*Anne karnindaki seslere benzer sesler var Youtube'da onlardan dinletebilirsiniz, bizde ise yaramadi pek.
*Kendiniz bir ninni söyleyebilirsiniz, ben kendim söyleyip kendim dinledim genelde :D

Aklima gelenleri yazdim, umarim birilerinin de isine yarar. Insan bebegine kiyamiyor öyle görünce ve elinden birsey gelmedikce, hic kolay bir dönem degil ama haftalar gectikce azaliyor ve bir gün kaybolacak insallah :) Gececegini düsünüp, elimizden geleni yapip dua ederek sabirli olmaya calismaliyiz. Özellikle babalarin ya da ailenin destegi cok önemli! Allah razi olsun esimden ve esine elinden gelen destegi gösterenlerden.

Simdilik bizden yine bu kadar.
Sevgiyle, saglicakla ve mutlulukla kaliniz :)
32

Hasta olmak gerek...


Uykuya gitmeden önce sag tarafimda bir sanci baslamisti, önemsemedim ve herzamanki gibi yatmaya hazirlanip uyumaya calistim...Aslinda bu sanci pek hosuma gitmemisti bayagi "ben burdayim" diyordu. Yine de uyumusum cok uykum oldugundan.
Gece tuvalet icin kalktim ve esim yeni gelmisti isten sabah namazini bekliyordu. Sag tarafimda hala daha sanci vardi...Tuvaletten cikar cikmaz kendimi aniden cok kötü hissettim ve oldugum gibi yere oturdum hatta bir süre sonra uzandim oraya basim dönmeye baslayinca...Esim geldi ve beni öyle görünce meraklanmasina kalmadan ben gittim bir yerlere...Bir süre sonra olmaliydi esimin seslerini duymaya basladim uzaklardan "Allah'im yardim et ne olur..." gibi panikli sözlerini...Onu duyuyorum ama kendime gelemiyordum, olanca gücümle konusmaya calistim "vur bana vuuur" diye. Istiyordumki biraz kendime gelmem icin vursun yüzüme falan, o da kiyamiyormus sonradan öyle diyor :P Kolonya falan sürdü derken yavasca gözlerimi actim ama vücudumun sanki cani yok.. O arada doktoru aramisti, onlar gelmeden pijamamin üzerine namaz kildigim etegi giydirdi, kisa kollu oldugumdan gömlek gecirdi üstüne... O an benim umrumda degildi nasil gözüktügüm, ne oluyor bir sekilde o ani yasiyordum... Üstüme sapkali bir hirkasini gecirdi ve basimi örttü o sekil.
Bunlari yaparken nasil tedirgindi ama bir o kadar da olaya hakimdi. Mosmor olmusum bayildigimda ve ölüyorum zannetmis...Agzimi tas gibi kapayinca dilimi yaralamisim...
Bayilmadan uyaninca zaten mide bulantisi esliginde devam etti hersey...
Ambulansta ve hastanede midem yine cok kez bulandi durdu. Doktorlar tansiyon ölcüp kan testi yaptilar hemen, testin sonucu gelene dek orada bir kösede yattim. Nasil üsüdüm anlatamam, üstüme birsey örtmüslerdi ama sanki üstüme kar yagiyor gibi üsüdüm büzüstüm...O arada esim kizimizi kayinvalideme birakmis ve hemen yanima gelmisti hastaneye. Sonuclara göre mikrop kapmisim, iltihap olmusum ve demir eksikligim varmis ki bu zaten arada olan birseydi bende... Ben hastaneye giderken apandisim patladi kesin diye düsünüp ameliyata girecegimi hayal ediyordum hatta. Cok sükür onunla ilgili bir durum yokmus zaten o bayilmadan sonra sanci falan kalmamisti...
Bir süre sonra eve gidebilecegimizi söylediler. Esim yaninda bir cantayla gelmisti ve terliginden muzuna kadar neler hazirlamis o kisa sürede benim icin. Bu kadar tedbirli ve sogukkanli olusuna sasirdim ve mutlu oldum :) Beni kaybedecegi korkusu hele, beni sevdigini biliyordum ama bu olayda bu sevginin ne kadar cok oldugunu bir kez daha görmüs oldum...Rabbime sükürler olsun o oldugu icin.
Giyindim ama yine esimin sapkali hirkayla daginik ve soluk halde geldim eve yolda mide bulantisi hala devam ediyordu ve tüm gün devam etti evde de...Halsizlikten oturamadim, bir yudum su icsem geri geldi, basim agridi hap ictim geri geldi...
Derken abimi aradik, ee insanin doktor abisi olunca böyle zamanlarda aranmaz da ne zaman aranir :P Abim az tuzlu ayran icmemi önerdi, geri gelse dahi yine de icmemi bir miktar dahi vücudumda kalsa faydasinin olacagini aksi takdirde gitgide daha kötü olabilecegimi söyledi ki o durumda serum takilmali sivi ve birsey alinamiyorsa agizdan....O ayrani ictigim andan itibaren mide bulantim gecti ve bayginlik gitgide azaldi. Ama her 10 dakikada bir yudum alarak bitirdim bir bardagi. Kizimin uyumadan önce ettigi dua ya da ayran herneyse iste fayda etti :)
Bugün ayaga kalkabildim ve hafif birseyler yiyebildim minik minikte olsa :)
Ve dünü düsündügümde sanki kötü kara bir kabus görmüsüm gibi geldi. "Bir gün öncesi ve sonrasi ne kadar farkli olabiliyor ey Rabbim" dedim...Yarina ne olacagiz bilmiyoruz, iste hayat ve gercekler hep böyle...
Aslinda rahat aldigimiz her nefes bile öyle degerli ki ya da yiyebildigimiz yemek, rahat oturup yürüyebilmek...Saysak bitmiyor etrafimizdaki sükretmemiz gerekenler...

Hasta olunca sagligin degeri cok daha iyi anlasiliyor, sanirim hasta olmak bu yüzden gerekiyor bazen... Yoksa biz insanoglu herseyi unuttugumuz gibi bu nimetleri de unuturuz.
Cok sükürler olsun ki gecici ve cok uzun sürmeyen bir durumdu. Düsündümde yaa uzun süreli hastalik cekenler ne yapiyorlardir, Allah'im onlara kolaylik ve sifa versin...

Bu da benden bir hastalik ve sonrasi yazisi olsun :) Her zaman sükürle ve saglicakla kaliniz.

14

Bruderherz (Dear Brother)

Bir önceki yazida kardesimin bahsi gecmisti, sirada ise abim var. Ama merak etmeyin ondan sonrada diger aile fertleriyle devam etmeyecegim :P
Aslinda cook gec kalinmis bir yazi olacak bu...

Abim deyince aklima ilk gelen olaylardan biri beni kücükken balkondan asagi atmasidir :D Neyseki bir katli köy evi oldugundan ciziksiz kurtulmusumdur ama o düsüs anini unutmadim, minicik bir kat bana düserken nasil upuzun gelmisti :S Ben simdi bu aniyla basladim ama iyi etmedim, cünkü devamida gelip yazi uzadikca uzayabilir o nedenle kesiyorum ve asil konuya girmek istiyorum.

Kendisi doktor ve Mart-Nisan gibi de "Nükleer Tip Uzmani" olarak devam edecek is hayatina...Daha acilali cok olmamis olan sayfasi: Dr. Fatih BATI

Abim, Genel Yayin Yönetmenligini kendisinin yaptigi bir TIP Dergisi cikardi (ilk sayısı 14 Mart 2011 tarihinde yayımlanmıştır). 
Derginin kadrosunu ülkenin bircok Tıp Fakültesi , Egitim Araştırma ve Devlet Hastanelerinden katilimli Ögretim Üyeleri, Arastirma Görevlileri, Uzman Doktorlar, Pratisyen Hekimler, Tıp Fakültesi ögrencileri ve Saglık personelleri olusturuyor.
Dergi yilin cift aylarinda; ayin 1′nde ve  14 Mart Tıp Bayramı özel sayisi olmak üzere yilda 6 sayi ve 1 ek sayı olarak yayımlaniyor. Basili yayin sürecine kadar sadece internet üzerinden ve tam erisim olarak bedava sunuluyor ;) Bunu paylasmak istedim cünkü inaniyorum ki dergi bu alanda olanlarin yahut ilgilenen kisilerin isine yarayacaktir ;) 



Abime islerinde kolayliklar ve basarilar diliyorum. 

( Beni balkondan atmasina, bademcik ameliyati oldugunda ona gelen ivir zivirlariyla hava atmasina, bana cesitli takma isimler takip sinir etmesine, birinci sinifta ögretmenden yedigim o tokat esnasinda beni korumamasina, yatili okullarda okuyup bana abilik edecek zamani bulamamasina ragmen seviyorum onu :P )

6

Pink Hijab Day


Arkadaslar gözden kacirdigim bir özel gün varmis, bunu da bu yil son dakikada ögrenmis oldum, 
"Pembe Başörtüsü Günü".
Her sene Ekim ayının son çarşambası dünyada "Pembe Başörtüsü Günü (Global Pink Hijab Day)" ymüs. 
Göğüs kanseri bilinçlendirme ve araştırma çalışmalarını desteklemek üzere üç Müslüman Kadin bu hareketi baslatmislar. Zaten Ekim ayi  Dünyaca Gögüs Kanseri Bilinclendirme ayi ve bildigimiz sembolü pembe kurdeledir. Bu da sanirim özellikle müslüman bayanlar icin dikkat cekici bir sekli olmus! Ben fikri begendim ;) 
Isminden de anlasildigi gibi o gün bayanlar pembe tonlarinda basörtü takiniyorlar. 
Ben bu günü ögrenince artik gün bitmek üzereydi ve ben zaten o gün disari cikmamistim.
(Yazmak icin gec oldu ama bir dahaki seneye artik bilmeyenlere duyurmak icin yaziyorum.)
(Birde birsey farkettimki benim tek pembe yahut pembesi cok olan bir esarbim yokmus...)

Kadinlarda önemli olan ve cok rastlanan gögüs kanserine önlem amacli daha bilincli olmak gerek, özellikle kontrolleri belirli bir yastan sonra düzenli yapip ihmal etmemeliyiz. Bir kitle yahut buna benzer anormallik sezdigimizde hemen doktora gitmeliyiz! Erken teshiste muhakkak fayda vardir. 

Rabbim bizleri bu tip hastaliklardan korusun insallah!

Peki sizler Pembe Başörtüsü Gününü biliyor muydunuz?

10

Haydi temizlige

Eski blogumdan artan faydali bir yazimi güncelleyip huzurlariniza sunuyorum, belki isinize yarar :)
1- Stres dolu yahut cok yogun gecirilen zamanlarda en iyi ilac nane!
Ilginc ama öyleymis!
Nane kokusundan dolayi beyne sinyaller yollar ve canlandirirmis!
Zihinsel olarak yorgun zamanlarimizda naneli seker yahut sakiz gibi birsey cigneyebiliriz, faydasi olacaktir, ben henüz denemedim ama ilk firsatta deneyip canlandim mi diye bakicamJ

2- Brokoli, lif bakimindan zengin oldugundan, girtlak kanseri olusumunu engeller ve sesi güclendirirmis.
Ben brokoli pek pisirmiyordum, kizim olali daha yeni yeni yiyoruz ve cok begeniyorum tadini.

3- Hayal kurmak cok iyiymis.
Gözlerimizi kapayip en sevimli ve istedigimiz güzellikleri düsünmek, canlandirmak..vs. bunlar hem beynimizi dinlendirir, hemde ruhsal sagligimiza iyi gelirmis.

4- Bu dördüncüsünü okuyunca hemen uygulamaya gecmemek icin zor duracaksiniz!
Bir islak bez yahut kolonyali bir bez aliverin bence elinize simdiden .
Neden mi?
Bir Ingiliz Dergisinin haberine göre klayve, maus, telefon...vs ne kadar masum gözükselerde, klozet üstündekilerle bu saydiklarimin üstündekiler ayni oranda bakteri tasiyormus.
Yani ha kozeti elliyoruz ha klavyeyi, mausu!
Ishal ve benzeri türlü hastalilara neden olabiliyormus bu bakteriler!

Yapilan anketlerdede az kisinin bu temizlige önem verdigi, cogunun hic temizlemedigi ortaya cikmis.
Icinizde varmi düzenli klavye temizleyen?
Bende gecenlerde bir temizleyeyim dedim tek tek cikarip ama iki-üc tus imha oldu, tusun altindaki lastikleri elektrik süpürgesiyle cekmisim sanirim :S
Birde gezinirken klavye süpürgesi gördüm,klavyeyi cok kullananlar ve özellikle temiz tutamayanlar icin süper!

(Öyle üstü kapali silip temizledim sanmayin ama, tuslari tek tek cikarin arasindan neler cikacak bakalim, netten birinin klavyesine bakin: sürpriz öggggg )

Hadi size kolay gelsin!
9

Kestane kebap, yemesi sevap

Kis gelince en sevdigim yiyeceklerden biri de kestanedir. Viyana'da alisveris caddelerinde bol bol kestaneciler var, alisverise ciktigimda mutlaka alirim sicak sicak icimi isitir disarida :)

Ama pismis almak bayagi pahaliya geliyor. Mesela 10 tanesi 2 euro en ucuz yerde.
Tadi damagimda kaliyor bu sekilde bende marketten pismemis aliyorum. Ailece kestane partisi yapiyoruz, kizimda cok seviyor :)

Kestaneyi sobada pisirip yemek var ama günümüz sartlarinda sehirlerde bu imkansiz, ben firinda pisiriyorum. Yagli kagit üstüne yerlestirip büyükce bir tepsiye, arada bir karistirarak bu sekilde güzel oluyor ;)Birazda su ekliyorum icine. (Sizler nasil pisiriyorsunuz? )
Kestane kesme islemi ise kolay degil pek, bunun icin bir alet aldik pratik oluyor ama yinede herzaman esime ait bu islem :)

Kestane cok yiyorum madem faydalari nelermis diye bakindim biraz ve bazilarini paylasmak istiyorum.
Kestane genc tutuyormus insani :S Potasyum eksikliginden yakinanlara birebir ilac gibi.

Tarihi kaynaklara göre insanoglunun kesfettigi ilk meyvelerden biriymis ve ayrica ilk tatlisi yapilmis olan meyve.

Kansizliga iyi geliyor ve bu sebeple de tansiyonu düzenliyor. Iyi bir enerji kaynagi, 100gr da 200 kalori ;)

Kabuklarinin suda kaynatilmasiyla elde edilen cay atesi düsürür ve sinirleri yatistirir.

Iceriginin zenginliginden dolayi kis mevsiminde özellikle fiziksel ve zihinsel yorgunluga karsi paha bicilmez bir meyve.

Kestane sekeri bayagi ünlü bende cok duydum ama hic yemedim ve yapmadim. Bu kisin denemeyi istiyorum ;)

Kestaneyi sevmeyen var mi acaba, bence yoktur olmamali, bu kadar faydali bir hazineyi firsat buldukca yiyelim :) Ayy bahsederken canim cekti :P

Afiyet olsun.
13

Nereye Böyle?


Domuz gribi buralarda önplanda degildi pek ama 2 gündür gazetelerin kapak haberi oldu. Avusturya Tirol'deydi sanirim 11 yasinda bir kiz cocugunda görülmüs sonra bir okulda ögrencilerde görülmüs...vs. Saglik kurumundakiler asi olmaya baslamislar ve asi piyasada artik.

Asi gayet uygun bir fiyata. Bugünde gazetede böyle giderse hizla yayilacagini ve her 3 avrupalidan birinin bu hastaliga yakalanabilecegini yazmislar...

Bugün esimle konusuyorduk bu konuda da ben asi kesinlikle olmam dedim. Belki gözümün önünde insanlar patir patir ölürse ozaman olabilirim :S

Bu virüsün zaten labaratuvar üretimi birsey oldugunu okumustum önceden, üretenler nasilsa bir yolunu bulup kendini korurlar...Film senaryolari gibi seyler geldi aklima...

Ya bu bilerek yapilan birseyse? Hangi ülkelerde daha cok var merak ediyorum...Ticaret mi amaclari? Insanlari korkutup asi oldurmak falan :S
O asiyla birlikte insanligi neler bekliyor olacak acaba? Asiya da güvenmiyorum, belki yan etkileri var insana! Yaa aklima binbir türlü seyler geliyor iste film gibi yani...

Off insan ister istemez kafa yoruyor tabiki gündemde olunca...Gerci gazetelerde kafa yoracak nice haberler var. Mesela Viyana'da otobüste bir kadin ismide Leyla idi ( Türk sanirim ), bebek arabasinda ölü bebek tasiyorken yakalanmis :S Yani saatler önce öldügü anlasiliyormus bebekten, ebe kadin nereye gidiyorsun ölü bebekle :S 3 cocugu daha varmis ölen disinda...Isin sirri yazmiyor ama gizli davranildigina göre kötü seyler geliyor insanin aklina :(
Sonracima basörtülü müslüman bir kadin kendisinden davaci oldular diye öldürüldü bir yabanci düsmani tarafindan :S Bu olay hemde mahkeme salonunda olmus :S
Müslüman kadinlarin cogu devletin kurallarindan önce dinin kurallarini önde tutarmis diye tepkili haber okudum :S Yok devletin kurallari daha mi önemliydi :S
......
Nereye gidiyoruz bakalim!...

Allah'im sen bizlere güzel hayirli ölüm nasip eyle insallah!

Bu arada Cumhuriyet Bayramimiz kutlu olsun :)
10

Dişlerin Dostu

Dislerden bahsetmeyeli oldu yine bayagi...
Dis tellerim duruyorlar merak etmeyin, insallah birgün resim koymak istiyorum ama bakalim ne zamana...
Türkiye`den geleli bir kez gittim doktora ama bir bucuk yildir gidip geliyorum ilk defa cnm cok yandi :S Yani o dis temizleme isi bile öyle aci verici geldi ki, ter basti, bunaldim. Esimle kizimda benimle gelmislerdi her zamanki kontrol gibidir diye ama öyle uzun sürdü ki 2 saat yattim o disci koltugunda. Teller cikarildi ve yeniden takildi, braketlerden 3 tanesi degisti, bu braket cikarilma isini zaten hic sevmiyorum, resmen disim kökünden gelecek saniyorum.
Nasilda hic cikmayacak gibi yapisiyor o dise öyle...

Üst dislerimden bir kacinin sallandigini farkettim, resmen yerinden sallaniyorlar, yer degistiklerinden :D Birkac kezde rüyama girdi hatta ön dislerimden düsen oldugunu gördüm ve bu telleri niye taktirdim madem disler düsecekti diye üzüldüm rüyamda :P


Aslinda bu defa konum MiSVaK...
Onun faydalarini okuyupta bu bloga koymadan olur mu hic :P Bu resimdekiler hepsi degil üstelik daha ayrintilarida var ben özetle bunu ekliyorum:


Icinizde düzenli misvak kullanan var mi ve bu faydalardan hangilerini en cok görüyor?

Bende teller cikinca artik misvak kullanmaya baslamayi planliyorum, disciye gidip dis temizlete temizlete dis minelerini zedelemektense...


Tertemiz, bembeyaz gülüslere :)
11

ToSToSa hediyem


Evdeki masaüstü bilgisayarim modem ile baglantili. ToSToS'u alali evde pek kullanmadim. Modemi tak cikarlada ugrasmadim zaten. En iyisi modeme bir Wireless Adapter takayim, evde hem masaüstünde hemde onun baglantisindan dizüstüde faydalansin diye düsündüm ve yaptim.

Hadi hayirli ugurlu olsun ToSToS'a baglantisi :) (ToSToS kim diyenler TIKLAYIN).

Bu arada netten biraz arastirdimda, bunun zararlari hakkinda, kablosuz baglanmanin saglik üzerinde etkili oldugu yaziyor cogu yerde. Manyetik alan olusuyormus. Telefondan olusuyor bu alan, mikrodalga firinlardan, televizyondan, birde internet baglantisi eklenince...daha neler var acaba?

Her tarafimiz manyetik alan icinde ondan mi bu bol sikayetci, stresli, gergin hallerimiz acaba? Insan gecmis senelere bakiyor öyle düsünüyor bir an. Ama bunlarda yasamimizdaki kolayliklar iste...Gülü seven dikenine katlanir mi diyelim?!

Kimler kablosuz baglaniyor ve memnunlar mi? Basiniz cok agriyor mu mesela :P

Ayrica hamileler ve 2 yas alti bebekler icin tehlikeli oldugunu okudum.

Bunlari okuyunca masaüstüne oturdum ve Wireless'i kapadim, sadece dizüstündeyken kullanirim ara ara:S

15

Gelde icme simdi

Yesil cay, siyah cay ee bunlari cogu icmistir zaten ama beyaz cay belki bazilarina yabanci gelebilir, bende beyaz cay hakkinda biraz okudum ettim ve kendimce birseyler yazacagim.
Caysiz bir hayat düsünemiyorum, kategorimide actim iste hayirli ugurlu olsun, ictiklerimden sizlere yazicam ara ara ;) Belki ilerde bir CayHane kurarim Viyana'da (hayalden kim ölmüs) :D Özel otantik bir ortamda relax müzikler esliginde hayali bile rahatlatiyor beni :) Neyse konuya döneyim :P

Beyaz cay rengiylede diger caylardan farkli tabiki, ideal demlenmis rengi solgun bir saridir. Bunu ister yüzünüze sürün, ister tedavi amacli kullanin isterseniz icin :) Allah'im dogada ne güzellikler vermis :)

Bu cayin bitkisi Cin'in Fujian bölgesinde yetisiyormus sadece, birde Hindistan'in bazi bölgelerinde.Bu Cay eskiden imparatorlara özel üretilirmis ve bu cay keyiflerini kimse bölemezmis :P

Beyaz cayi hafif yemeklerden sonra icerseniz tadina daha iyi varirsiniz, yani öyle tika basa agir baharatli yiyip icerseniz pek anlasilmaz tadi.

Beyaz cay yesil caydan dahada faydaliymis. Icerik oranlari olarak bir sekil ekliyorum mesela:
Kafein oranı: Beyaz Çay ----> Yesil Çay ----> Siyah Çay
Antioksidan oranı: Beyaz Çay <---- ay="" div="" siyah="" yesil="">

Yani beyaz cayin kafein orani az ve antioksidan orani cok. Yani antioksidan yüksek oldugundan kanseri önlemekte cok yararli.

Birde Pace Üniversitesi Mikrobiyoloji Profesörü Milton Schiffenbauer demiski "Virüs ve bakterilere karşı ölümcül bir silahtır".

Dis cürümelerine karsi koruyucu, kötü nefese sebep olan bakterileri öldürüyor. Form tutmak icin idealdir, özellikle kilo verenler, bu cay kilo vermenize yardim edecek ;)
Kan sekerini düzenliyor, cildin daha saglikli olmasinda katki sagliyor. Kani sulandiriyor, kolesterolü düsürüyor, kalbi güclendiriyor.
Ee daha ne olsun iste, dogadan gelen sifa :)

Ben bosuna mi cay seviyorum saniyorsunuz :P
Suan evde bulunan yasemin cicekli beyaz cay, mis gibide kokuyor :)
Afiyet olsun ;)
0

Vitamin Depolari


Elma suyu: Potasyum, magnezyum, kalsiyum ve K vitamini içerir. Bagirsaklari düzeltir, cildi temizler.
Ananas suyu: Bol miktarda kalsiyum, magnezyum, iyod ve demir vardir.
Muz suyu: Tam bir saglik kaynagi. Potasyum, magnezyum ve demirin yani sira bol miktarda B vitamini içerir. Adaleleri kuvvetlendirir.
Kiraz suyu: Saglikli yapan içerdigi kalsiyum, potasyum ve karotindir.
Üzüm suyu: Potasyum, kalsiyum ve fosfor içerir.
Ahududu suyu: C vitamini ve demir yönünden zengindir. Göz çevresindeki çizgileri kaybettirir.
Kayisi suyu: Karotin bombasidir. Bol miktarda mineral ve vitaminlerle taninir.
Portakal suyu: Kalsiyum, magnezyum ve C vitamini deposu. Dolasim rahatlar, cilt pembelesir.
Çilek suyu: içindeki potasyum vücuttaki fazla suyu alir, daha zayif görünmemizi saglar.
Yesil üzüm - muz kokteyli: 250 gram üzümle 2 adet muzu püre yapin. 1 limonun suyunu ve 3 / 4 litre soðuk sütü katin. Seker ve vanilyayla tatlandirin. Bu karisim hazmi kolaylastirir.
Rezene - salatalik suyu: Kramp çözücüdür. 4 tatli kasigi rezene ile hazirlayacaginiz çaya 1 litre sicak su döküp 5 dakika bekletin. Sekerle tatlandirin. Içine 2 ufak salatalik rendeleyin, kiyilmis dereotu katin ve soguk olarak için.
Pancar suyu: Kan yapar.
Kavun - kereviz suyu: Kuvvet verir. Kusbasi kestiginiz kerevizi çekirdekleri çikarilmis kavunla karistirip, balla tatlandirin.
Kereviz suyu: Kalsiyumu, kemik ve adaleye doping yapar.
Multivitamin suyu: Elma ve portakal suyu karisimi. Çogu zaman muz ve üzüm suyu da ilave edilir. Ve bir bardak vitamin bombasi günlük vitamin ihtiyacinin üçte birini kaplar.


NoTLaR:

Iyod guatri önler.A vitamini görmeyi kuvvetlendirir. B vitamini sinirler için önemlidir.C vitamini vücudun direncini kuvvetlendirir.
Ister sebze, ister meyve suyu olsun, bunlarin sulari sikilir sikilmaz içilmelidir. Aksi halde vitaminler isiga ve havaya karsi hassas olduklarindan hemen yok olurlar.
2

Uykun var ama uyuyamiyorsan...

7-8 saatlik deliksiz bir uykunun sırrını söyle acikliyorlar: Yatmadan yaklaşık 1.5 saat önce mutfağa dalmak gerekliymis.
Bir deneyelim mi ne dersiniz?
Tabiki mutfaga girip her caninizin cektigini yiyinde demiyorlar bu uzmanlar.
Belirli yiyecekler varmis uykuyu saglayan ve bizi rahatlatan, uykuya hazirlayan.

Bu yiyecekler nelermis bakalim;

1- Muz: Bunlara sari posetin icindeki uyku haplari isminide verebiliriz yani, insani gevsetip uykusunu getiriyormus.
2- Papatya Çayı: Sakinlestirici özelligi oldugundan özellikle sinirliligin panzehiridir bu cay.
3- Ilık Süt: Icerisindeki bazi maddelerden dolayi beyni yatistirirmis ve rahat uykuya dalmanizi saglarmis.
4- Bal: Ilik sütünüze yahut bitki cayiniza bir cay kasigi ilave etmeniz yeterlidir.
5- Patates: Patatese sasirdiniz belki ama mideyi yormuyormus, mesela firinda pismis yahut püre halinde sütle birlikte.
6- Yulaf Unu: Bu da iyi bir uyku icin en iyi ilaclardan biriymis,bir serbetle karistirip icilebilir.
7- Badem: Kalp dostu bu yemislerden bir avuc dolusu yenirse kaslarin rahatlamasina neden oluyormus.
8- Keten Tohumu: Hayat ters gittiginde 2 kasik yemek yeterliymis,yogurtla yahut sütle, moral verici etkisi varmis
9- Kepek Ekmeği: Ince bir dilimi beyne ''uyku vakti'' sinyalini yollamaya yeterliymis.
10- Hindi: Bir dilim kepek ekmegi üzerinde kücük bir parca haslanmis et iyi gelecektir,rahatlatacaktir.

(Kaynak: RealAge Türkiye)

Not:Ben hangini denedim diye sorarsaniz, muzu denedim ve pek birsey anlamadim, yani kizimla ne derece mümkünse uyumak o kadar artik:) Papatya cayini biliyordum ve bazen icerim zaten.
12

Yamuk oturmalara son versem

Benim kendimde en sevmedigim seylerden biri bilgisayar basinda sekilden sekile girmektir.
Düzgün oturmayi hic beceremem, yani deniyorum ama ilk dakikada kendiliginden eski halimde buluyorum kendimi yine ve "offff" luyorum sadece.

Cünkü bu oturuslar yüzünden kollarimda, ayaklarimda agrilar cektigim oluyor uzun oturmussam yanlis sekilde.

Bu konuda yazilar okudum birazda yazmak istedim. Eminim benim gibileri vardir, belki daha beterleride var midir ki :S

Dizüstü bilgisayar taraftari hic degildim ama bu yüzden sirf bu yil cok düsündüm bilgisayarimi degistirmeyi, hala kafama uygun bulursam degisicem gercide...

Bileklerde bile bir damarin alti mi varmis, kalinlasiyormuymus neymis, yani hep ayni sekil mausun üstünde oldugundan zavalli bilegimiz...

Maus padlerinizi bilekli olanlardan almanizi öneririm yahutta bileginizin oldugu yere rahat bir minik inekcik koyabilirsiniz benimki gibi :) Yani basit bir önlem ama ise yariyor bayagi.

Birkac egzersiz gördüm onuda paylasmak istiyorum, özellikle boynumuza dikkat edelim, yoksa boyundaki damarlar beyne iyi kan gönderemiyormus ve buna bagli bir sürü sorunlar...

"Nerde hareket orda bereket" :)

Son olarakta netten bir iki öneri:

Eğer gözlük kullanıyorsanız sizin için doğru gözlük olup olmadığını kontrol edin.
Gözünüzün kurumasına izin vermeyin ve sürekli olarak kırpın.
Ara sıra ekrandan farklı bir yere bakarak konsantre olmaya çalışın.
Ekrana yakın oturmayın.
Monitörünüzü göz seviyenizden aşağı şekilde yerleştirin.
Ekranınızın renk ve parlaklığını ayarlayın ve öyle kullanın.
Çok parlak ve göz alıcı olmamasına dikkat edin.
Sık sık oturuş pozisyonunuzu kontrol edin. Dik oturun.
Birde benden bir tavsiye PC yaninda yesil yaprakli bir bitki bulundurun ve arada bakiverin, yesil gözlere cok iyi geliyormus!

Umarim birilerinin isine yarar bu yazim :) Ben bu konudan cok muzdaribim!
8

Diş Telleri hakkinda Yorumlar

Netten dis teli takmis kisilerin görüslerinden derlemelerle karsinizdayim :)
Bende telli biri olaraktan, farkli görüsler var mi diye merak etmistim ve paylasiyorum baska dis teli kullananlar ve kullanmaya baslayacaklar icin:

* 1 yıl taktığım ve insanın gülüşünü iğrenç kılan ama dişleri inci gibi yapan tıbbi malzeme.
* Dişleri bozuk kadınların hamileyken nasılsa çirkinleşeceği için kullanabilecekleri tel.
( Ilginc, yani hamile kadinlar cirkin mi oluyor, bence güzellesenlerde cok, zaten cirkinim o dönem diye teli o dönem mi taksin yani...)
* Gülmeyi unutturan nesneler. dudak içlerini de kevgire dönüştürür, teli çıkardıktan sonraki ilk hafta ağzınızın suyunu ve dudaklarınızı toparlayamazsınız. asitli içecekler içmek yasaktır. Yasağı çok ciddiye alıp 1 yıl kola içmeyen ben, doktorun "tamam iç ama abartma" sözlerinden sonra aldığım ilk yudumda gözyaşlarına boğulmuştum.
* Tedavi sonucu inci gibi dişlerinizle gülümserken çektiğiniz acıları aklınıza getirirsiniz. harika bir gülüşe sahip olduğunuzu düşünüp megaloman megaloman gezersiniz.
* Oldukça pahalıdır bu teller. mesela 2 sene tel ve 6 ay damaklık için 3000 $ demişti doktor, belki de kandırdı beni bilmiyorum.
* ilk takıldığı hafta "ağzımı bir daha hiç açmayacağım" dedirten bunun yanı sıra damaklarda derin hasar meydana getiren diş üzerine kutu şeklindeki tel plakaların yapıştırılması ve onun üzerine ince bir tel gerilmesi suretiyle oluşan malzeme.
* Pek çok muhabbete konu olan diş tellerinizin yanında bonus olarak gözlükleriniz de varsa ne ala. Her ne kadar her yemekten sonra tüm yediklerinizi başkalarına gösterme gibi bir durum yaratsa da, ayda bir kaç gün dayanılmaz acılar yaşatsa da özenle sevilmelidir.
Yine de doktorla pazarlıklar yapılır, çıkması için haftalar sayılır. ve sonra 3 yılın ardından bir gün çıkar o teller. Heyecanla aynaya konuşulur ama 3yıl önce denen o sözler yinelenir; "ağzımı bir daha hiç açmayacağım".
Her şey iyi hoştur ama geride kalan yılların alışkanlığı bu görüntüyü yabancılar, benimseyemez. şaşkınlığın yerini bir süre sonra hüzün alır. o gece yiten telleriniz için telli turnam şarkısını armağan edersiniz, yetmez, yazar çizersiniz, ne çok şey paylaştıınızı düşünürsünüz.
Henüz sizde bıraktığı boşluklar damağınızın içinde durmaktadır. Günler geçtikçe duruma alışırsınız. O olmadan da yaşabilirisiniz. sonra telsiz daha güzel olduğunuzu anlamaya başlarsınız.
Geçen günler biraz daha unutturur. Her şeye olduğu gibi bu duruma da alışırsınız...
(Bu cikma sonraki agzimda hissedecegim bosluk durumu beni simdiden yormaya basladi hee, ilk günler kalabalik var gibiydi simdi normal sonrada bosluk olacak elbet ama buna alistigim gibi onada alisacagim, alismaliyim :) )

* Gözlükle bir arada kullanıldığında (kızlarda) süper çekici bulduğum aparat.
( Gözlükle kullanmak neden öyle bir görüntü versin anlamadim ben)
* ilk zamanlar insanın kendinden nefret etmesine sebep olur. aynaya bakamaz hale gelirsin. inanılmaz ağrılar çektirir. Tam ağrılar geçti derken kontrol zamanı gelir ve ortodontistin yaptığı değişikliklerle ağrılar yeniden başlar. insanı yemek yemekten soğutur. Cünkü yediğin her lokma zehir olur. zaten erik, mısır, kola gibi brakete zarar verecek şeyleri yemek yasaktır.
(Ben elmada yiyorum, erikte, misirda yedim cok sükür hic kopmadida )
*Bu tellerle diş fırçalamak da ayrı bir zulümdür. 2 tane diş fırçası vardır. biri ara yüz fırçası, diğeri de ortodontik diş fırçası. Teller yetmezmiş gibi bir de bu fırçalara dünyanın parasını verirsin. Dişlerini fırçalamamak gibi bir lüksün yoktur çünkü fırçalamadığın zaman teller dişlerde leke yapar.
(Teller varken dis temizligi cok önemli evet, ben bu konuda bazen cok incelemiyorum ama tam temizleyince kendimi daha iyi hissediyorum)
* Hiç beklemediğin bir anda tellerinden ayrılırsın. Önce insanın içini bir hüzün kaplar. Aynada artık yabancı bir yüz vardır. Ama bu hüzün 1 hafta sonra geçer. Yeni görünümüne alışır ve mutlu mesut hayatına devam edersin.
(Bu duygulari yasamayi bekliyorum sabirsizlikla :) )
* Bu tedaviye mazur kalan diyeyim artık insanların belediye otobüslerinde,devlet daireleri nde,duraklarda ayakta bekletilmemesi,kdv vergilerinden muaf tutulmaları,ramazanda son pidenin bu insanlara verilmesi gerekmektedir.Cünkü çok acıyor,sosyal eziklik de cabası..
( Buna cok güldüm iste, fena olmaz gercektende :D )
* Mevcut duruma en kısa zamanda uyum sağlayan canlının insan olduğunu düşünürsek, alışmak en fazla kişinin 1 haftasını alıyor. Birde bu tellerin zayıflatma özelliği var. Eğer benim gibi tam kilo almaya başlıyorum oley gibi bir zamanda takmaya başlarsanız işte o vakit biraz yıkıcı olabiliyor bu durum.
(Aaa bende zayiflamak istemiyorum, simdilik ayniyim bakalim)
* Tedavi ilerledikçe dişlerinizdeki değişimi farkedersiniz ve bu mutluluk dile gelmez...
(kesinlikle öyle)
* Resmen dişleriniz eğitiliyordur. Yardımcı aparatlar sayesinde yürü diyince yürümeyi, dur deyince durmayı öğreniyordur. Tabi bu durumda asıl terbiye olan sizsiniz. Sabırlı olmayı en acı ama en etkili biçimde öğrenirsiniz.
(Bana iyi gelecek eminim sabirsizlik var biraz..)
17

Demir lazim bana!

Gittim ve beni kan testine gönderdi, sonucu alinca gene gittim ve demir eksikligi var dedi.
Normal demir seviyesi 37 - 145 arasinda olmaliymis benimki 29 cikti.
Demir hapi kullanmaya basladim günde bir tane ve C vitaminli bir siviyla almak demir emilimini artirirmis, bende portakal suyuyla iciyorum.
Ayrica ac karnina icilecek yarim saat ardindan birsey yenilebilir.

Demir eksikligi ilerleyince kansizliga yol acarmis.
Ayrica demir eksikligi kisilerde yorgunluk, bas dönmeleri, sindirim sistemi bozuklugu, istahsizlik, kisa nefes alip verme gibi rahatsizliklar görülürmüs.
Bunlardan yorgunluk hissi ve istahsizlik var bendede.

Nasil demir alabiliriz derseniz eger;

Doktor bana bol kirmizi et önerdi. Ayrica karaciger, balik, brokoli, domates de iyiymis demir eksikligine. Demir iceren gidalarla C Vitaminini unutmayalim. Yani bunlardan yiyorsak yaninda mesela maydanoz ( C vitamini iceriyor ), yahut kiwi, portakal...vs. yiyebiliriz.

Sac dökülmesi olan kisiler artik önce demir eksikligi var mi ona baktirsinlar!
Yani tek sac icin degil günlük yasantiyi etkileyecek sekilde etkileri var.

1 ay hap icip gene giderim doktora, saglik önemli!

Hasta olup aci cekenlere Allah sifa versin!

Aksam Tv'de bir kadin anlatiyorduda " kadin ameliyat olurken narkoz vermisler bayilmis gibi olmus ama kadin 2 dk. icinde geri ayinmis.
Olay burada basliyor, narkozun etkisinde parmagini, göz kapaklarini kimildatamiyor tabiki, yani doktorlar uyuyor saniyor. Kadin karni kesilirken o aciyi hissetmis ve ameliyat boyunca her aciyi hissetmis ama birsey yapamamis, elinden birsey gelmemis cünkü, vücut ölü gibi.
Düsünsenize bu durumda o aciyi cekmek zorunda olmayi...

Bayagi bir aci verici olsa gerek dedim ve etkilendim yani.

Önce saglik!
8

YeSiL CaY icmedin mi hala? Aaaaa :)

Yesil cayi özellikle cok severim!
Yaz mevsimi geleli biraz uzaklastim ama sicak degilde soguduktan sonra iciyorum...
Kisin en güzel yanida bu sicacik caylar benim icin:)
Yesil cayin faydalarindan bahsedicem ki icmeyenlerde hemen baslasinlar diye:)
1- Kanser Riskini Düşürür:
Bir antioksidan çeşidi olan polifenoller yeşil çayda bolca bulunur. Bu antioksidan çeşidi, kanser hücrelerinin vücudunuzda barınmasını zorlaştırır, kan damarlarındaki akışkanlığı güçlendirir.
2- Cildi Pürüzlerden Kurtarır:
Bir sıyrık, ısırık veya ufak bir cilt yaranız varsa, size çok ilginç bir yöntem söyleyebiliriz. Yeşil çay yapraklarını, demleme sonrası atmayın. Islanmış yeşil çay yapraklarına pamuk ile bastırın, daha sonra bunu cildinize sürün. Çay, doğal bir antiseptik görevi görür ve ciltte bölgesel kaşınmayı önlemede yardımcı olur. Güneş yanıkları veya akşamdan kalma gözaltı morlukları için de aynı yöntemi deneyebilirsiniz. Güneşe çıkmadan önce pamukla ıslatılmış yeşil çay özütlerinden cildinize sürebilirsiniz.
3- Kan Basıncınızı Düzenler:
Günde sadece yarım fincan yeşil çay içenlerin, içmeyenlere oranla %50 daha az hipertansiyon riskleri bulunuyor.Polifenollere geri dönüyoruz, yeşil çay içerisinde bulunan bu antioksidanlar, yüksek kan basıncını önler ve kan damarlarının büzüşüp daralmasını engellerler.
4- Hafızanızı Diri Tutar:
Yetişkinler üzerinde yapılan bir araştırmada, günde en az 2 fincan yeşil çay içenlerin, içmeyenlere oranla daha az zihinsel gerileme ve idrak kabiliyeti sorunları yaşadığı gözlemlenmiştir. Bunun nedeni, yeşil çayın içinde bulunan antioksidanların, vücudumuzdaki serbest radikaller ile savaşması ve böylece beynimizdeki sinirlere ekstra bir koruma sağlamasıdır.
5- Genç Kalın:
Eninde sonunda ölecegiz elbet ama yasliyken saglikli bir dede veya nine olmak kim istemez? Torunlarimizla birer arkadas gibi olabilmeyi :) Bunamayi önler yani.
Günlük 1-2 fincan içeceğiniz yeşil çay sayesinde bozulan arterlerden, tıkanmaktan dolayı oluşan kolesterole kadar tüm sorunların oluşmasını engelleyebilir.

Yesil cay satiminda firlama olacak bu yazimdan sonra :D

Ben iciyorum ve saglikliyim cok sükür yoksa neden tavsiye edeyimki, cildinizede sürün bol bol, neymis o kremler yapmacik kimyasal seyler, en güzeli dogal kaynaklar dururken :)


Not: Kaynak RealAge sitesidir + benim kendimden kattiklarim :)
4

CaY icmek vazgecilmezimdir!

Sizlere bu yazimda bitkisel caylari önerecegim cünkü cok fayda görüyorum ben bu caylardan. Bazen ilac kullanmaya hic gerek kalmiyor.
Bunun yerine günde bir yahut bazen iki kez bitkisel cay iciyorum! Icmezsem bir eksiklik hissederim, bu bende aliskanlik olmus.

Mutfakta bir cekmecem tamamen caylarla doludur; Papatya, kusburnu, yesil cay, elma- melissa, karisik bitkili, rezene, ihlamur, adacayi, karisik meyve cayi, bögürtlenli cay (en cok ictiklerim bunlar genelde) .

Bunlar disinda bazen alisveris yaparken baska caylar alip denedigimde oluyor. Cay kesfine cikiyorum yani. Siyah cayi da seviyorum ama sadece ikindi cayi esnasinda icerken, bazende limon ilave edip öyle iciyorum.



Resimdeki cay kutusuda kullanisli sekilde, icinde 6 cesit var. Herbiri neye faydali yaziyor üzerine üstelik. Sindirme, agrilara, sakinlestirici, iyi hissettirici, strese.vs...cay cok seylere faydali gercekten.

Haydi bundan sonra daha cok cay icelim!
Ayrica cocuklarimizida alistiralim, disaridan buzlu cay iceceklerine taze evde demlenmis güzel caylar icsinler anneleri!


Cay diye diye simdi canim cekti gideyimde bir karisik bitki cayi iceyim, hafif karnim agriyordu iyi gelir:)

Saglikli günler dilerim..

0

Gripten Korunmak


Havasiz Ortam "GRiP" Dostu

Grip sadece soguk havadan kapilir diye düsünüyorsaniz yaniliyorsunuz, çünkü grip özellikle kapali ve havasiz ortamlari seviyor. Iste gribin gizli dostlari;


Saglik Bakanligi geçtigimiz hafta bazi sehirler için grip uyarisinda bulundu. Grip hastaligi influenza denilen virüsle, üstelik kolayca kisiden kisiye geçiyor. Yakin temas sart degil. Havalandirmanin azalmasi ve nem, bulasimi kolaylastiriyor.



Gripten korunmak için neler yapilmali?

Her türlü tehdide karsi bagisiklik sistemini korumak, düzenli havalandirma, el ve yüz temizligi ile uyku düzenine dikkat edilmesi gerekiyor. Düzensiz beslenenler, stresli ve yogun tempoda çalisanlar, uygun besin destekleriyle bagisiklik sistemlerini güçlendirebilirler. Özellikle sigara kullananlar için grip virüsü daha yüksek oranda tehlike olusturur.
Benden demesi sagligini seven dikkat etsin :)
Back to Top