Toplumlar ne farkli birbirinden...
Evliligin tanimini yaptim bende kendimce;
Bazen berbat, cekilmesi güc bir bas agrisi - dis agrisi....
Bazende pamuk sekeri gibi pespembe, yumusacik ve tatli...
Pamuk sekeri yemek icin bu agriyi cekecek miyiz yoksa, agrisiz pamuk sekeri yiyende var mi?
Her ülkenin belirli gelenekleri, kültürü, inanclari..vs. degisik bir sürü kendine has özellikleri var.
Hepsi ayni olsaydida dünyanin bir kurulus amaci olmazdi, nasil ki herkesin iyi olamayacagi gibi...
Bunlari yazmak nerden mi esti?
Dün Almanca kursumdan biriyle gezindik, yemege gittik, sohbet ettik biraz..
Kendisi Filipinli.
Onlarinda Türklerle benzeyen yönleri var, mesela yaslilara büyüklere saygi konusunda, cok deger verirlermis! Saglikli beslenmeye deger veriyorlar, zaten hic kilolu bir Filipinlide görmedim simdiye dek! Kendilerine deger veriyorlar, birde belirli masaj teknikleri var cok kullaniyorlar, mesela bas agrisi icin ka$larin bitim noktalarina bir krem sürüp biraz masaj yapiyorlar, yahut ensede bir yere ani baski gibi birsey... sonra agri gitmis oluyor.
Onlarinda Türklerle benzeyen yönleri var, mesela yaslilara büyüklere saygi konusunda, cok deger verirlermis! Saglikli beslenmeye deger veriyorlar, zaten hic kilolu bir Filipinlide görmedim simdiye dek! Kendilerine deger veriyorlar, birde belirli masaj teknikleri var cok kullaniyorlar, mesela bas agrisi icin ka$larin bitim noktalarina bir krem sürüp biraz masaj yapiyorlar, yahut ensede bir yere ani baski gibi birsey... sonra agri gitmis oluyor.
Benim gelmek istedigim konu baska ama...
Kadinlar bir araya gelince ne konusur en cok?
E$lerinden, evliliklerinden konusabilirler degil mi :)
Bende bu siralar biraz moralsizim bu konuda, acildim biraz kadina, icimden gecirdim ki bir yandan nasilsa yabanci, bunlarda dedikodu gibi birseyde yok, bir akrabaya, komsuya desen hemen dedikodu yahut birsey duyarsin arkandan!
Bundan sonra yabancilarla dertlesecegim hee :D
Evlilik yasamlarimizda daglar kadar fark gördüm, kiyasladik durduk.
Öyle rahat ki, esine istediklerini belirtiyor gerisi ona kalmis diyor, cok beklentili yasamiyor, o da istedigi gibi yasasin tabiki diyor, özgürlük veriyor bolca, " baska bir kadini zaten karsilayamazsin kocacim, kadinlar pahali" diyormus birde.
Kendime baktigimda gördümki, özgürlük kisitlama(farkinda olmadan), herseye karisma, cok beklentili yasama...vs.
Eslere annesiymis gibi davraniyoruz sanirim bazen, halbuki onlar bunu sevmiyorlar bunu esimden biliyorum.
Oldugu gibi kabullenmek gerek tamam ama bir insani yalanla, yahut kötü bir aliskanlikla nasil oldugu gibi kabul edilebilir? Belki ilk baslarda bu yönünü göstermemistir sonradan cikmistir...
Kadin -Erkek, ikisi farkli canlilar, ayni olamazlar tabikide ama birbirlerini bu yönleriyle tanisalar.
Türk kadinlari cok fedakarlar bence, tüm dünyada Türk kadinlari gibi erkegine deger veren yoktur!
Tabi deger veriyorum derken benimki az abartilmis oluyor gibi geldi bana.
Gercekten hatalarim var ve bunlari kusbakisi uzaktan kendime bakinca görüyorum!
Ama $u da varki Türk erkekleri kadinini cok üzüyor, dürüst olmuyor ve her hatayi yapmaya meyilli nasilsa affeder gibi...
Biz affediyoruz, inancli insanlar olarak Allah bile günahlari herseyi affedebiliyorsa biz neden affetmeyelim diyoruz, kati yaklasmiyoruz ama bu iyiligimizin degeri bilinse keske, bu bilinmiyor iste! Erkekler sonra hataya meyilli oluyor, ders almis olmuyor!
Yabanci kadinlar en ufak seyde bosaniyorlar, gerci artik bu konuda her yerde öyle olmaya basladi, insanlarin birbirine katlanma orani azaldi.
Ne olacak bu durumlar?
Bunun bir formülü var mi?
Bir kadin nasil mutlu olur?
Evliligin tanimini yaptim bende kendimce;
Bazen berbat, cekilmesi güc bir bas agrisi - dis agrisi....
Bazende pamuk sekeri gibi pespembe, yumusacik ve tatli...
Pamuk sekeri yemek icin bu agriyi cekecek miyiz yoksa, agrisiz pamuk sekeri yiyende var mi?
21 comments
çok güzel bir yazıydı, doğru tespitler yapmışsın. Benim evliliğim bu genel olarak kabul edilenden çok farklı, olmasını istediğimiz gibi. Gerçekten memnunum ama bu kendiliğinden olmuş bişey değil. Eşimle 10 yıldır tanışıyoruz (2 yıldır evliyiz) en başından beri herşeyi konuşttuk konuşuyoruz da, hatalarımızdan ders çıkardık, başkalarından öğrendik yani böyle olması için gerçekten çok emek verdik. Konuşmalarımızda şöyle bir kanıya varmıştık. Evlenirken çiftler çeyiz niyetine birçok şey hazırlıyor ama en önemli şeye hazırlanmıyorlar. Çift olmaya, birlikte yaşamaya, karşısındakine nasıl davranacağını saptamaya yönelik hiç bir düşünce ön hazırlık vs olmuyor. keşke bunlar öğretilse. Herşey rasgele oluyor. Doğa kanunlarına göre herşey bozulmaya dağılmaya eğilimlidir. Çaba göstermediğin sürece düzelmez. İlişkiler de böyle. Ama genelde erkekler bunun farkında bile olmuyorlar, çalışıp ev geçindirmek yetermiş gibi davranıp emek vermekten kaçıyorlar. Oysa bir miktar emekle onlara geri dönecek olan mutluluğun büyüklüğünü bilseler tembellik ederler miydi acaba?
eydacım baka parolayı söylemişsin.BEKLENTİ İÇİNDE OLMAMAK.İşte bunu bşarabildiğimizde etrafımızda herkesle daha uyumlu oluruz.
Türk erkekleri evt biraz egoitsler.Bununların sebebide biz anneleriz.küçüklükden farklı yetiştiriyoruz onları.
pamukşekeri benzetmen çok hoşuma gitti.Mutlaka herkes ağrılı yiyordur bu şekei ama ağrı şiddetleri farklıdır.
formüle gelince fazla karışmamak,herkesin kendien ait ayrı nefes alacağı alanalrının olması ve kişiyi zorlamamak olabilir:))
herşeyin gönlünce olmasını dilerim...
reyhan
ah canım şu formülü bir bulabilsem :)))
canım benım ne guzel yazmıssın
bayıldım yazına ve kesınllıkle tespıtlerın dogru
aslında kısının ozgurlugunu kısıtlamadıgın surece rahatsız olunmuyor bence yada ben fazla ozgurlugume dusgunum :)
Çok güzel bir yazıydı, yazdıklarına katılıyorum, bizim toplumumuzdaki evliliklerde en önemli sorun özgürlüklerin kısıtlanmasıyla ilgili gözüküyor, erkek kadına baskı kurmaya, kadın da erkeğin herşeyine karışmaya başlıyor, hadi bakalım kavga kıyamet, biraz hoşgörü biraz empati herşeyin çözümü bence.
Evlilik dönem dönem, her sahnesi farklı bir film gibi geçer.Önemli olan başroldekilerin beklentileri..bu beklentiler önceliklerin başındaysa iş biraz sarpa sarıyor.Beklentileri hayattan çıkarabilmek ise zamanla,yaşla ve olgunlaştıkça oluyor.Uzun yıllardır evliyim,özgürlük kısıtlaması hiç yaşamadım ama başka problemler hiç olmadı diyemem.Problem yaratan konudaki beklentilerimi pasif duruma getirdim.Kendine karşı taraftan bir bakmaya çalış farkında olmadan yaptığın iletişim hatalarını göreceksin.Sen daha sevecen,rahat ama bir o kadar da güçlü bir davranış biçimi benimsersen karşındakininde değiştiğini farkedeceksin.
evlilik hmm.. günümüzdeki evlilikleri gördükçe evlenmekten korkar hale geldim =))))
benim bu hususta görüş bildirmem mümkün değil henüz evli değilim ve bu gidişle çok zor .beylere hiç mi hiç güvenmiyorum ve güvenin olmadığı bir ortamda da bulunamam.
ağrısız pamuk şekeri yiyebilen yoktur :))))
Beklentiler arttıkça, üzüntü ve dertlerde artar...
Vefakarlık arttıkça, -karşılığını görmedikçe- üzüntüde artar..
evli değilim ama gözlem yeteneğim iyi. benim gözlemlerim bunlar..
yazınız güzeldi...
Valla ben bu diş agrısını cekmekten yavaş yavaş bıkıyorum gibi.
Turk erkekleri hakkında söylediklerin çok dogru. Elbet iz kadınlardada var hata ama nedense kadınlar hatalarıyla yüzleşmesini biliyorlar, düzelsin diye cabalayabiliyorlar ama erkekler öyle degil. Bence aşk evlenen kadar var, ondan sonra erkekler kadınları köle olarak görmeye başlıyorlar.
Gece ablamın yazdıkları ne kadar güzel. Keşke onlar gibi olabilseydim.
yazını okuyunca uzun uzun okadar çok şey geldiki bir anda aklıma,ama çıkmak zorundayım şimdi,inş.bu gece misafirlikten erken dönersem yazıcam bişeyler,sevgiler arkadaşım,,hayırlı akşamlar(gerçi orda akşammı şimdi bilmiyorum ama:D
şu pamuk şekeri benzetmesi çok güzel olmuş apla :) ben evlilik konusundaa bişey diyemem yaşamadığım için :) uzun bi müddette yaşamak istemiyorum sanırım :) hayırlısı tabikide '-'
Çok fazla pamuk şekeri de diş ağrısı yapar ama. :)
evin eksiği gibi beklentilkerde bitmiyor.sanıyorum biz çok klasik insanlar olmamıza rağmen evlilğimiz klasik değil. eşim arkadaşım gibi şanslılardanım.. pamuk şekeri de çok severim çocukken birisi elimden alıp kaçmıştı ağzını burnunu kırıp geri almıştım ehe bu da benden bir benzetme :)
Ceyda'cım benim olayları biliyorsun inan evlenmedim ama evlenmiş kadar oldum eski sözlümle seni temin ederimki şu sözlerin çok çok doğru:
"Biz affediyoruz, inancli insanlar olarak Allah bile günahlari herseyi affedebiliyorsa biz neden affetmeyelim diyoruz, kati yaklasmiyoruz ama bu iyiligimizin degeri bilinse keske, bu bilinmiyor iste!"
...
Filipinli bayan müslüman değildi büyük ihtimalle çünkü müslüman olan kadın eşine bağlanır ve şefkatle sever, onu en ufak bir şeyden kıskanır ne olursa olsun bu böyledir ve bence olmalıdır da. İnsan eşine aşık olmamalı mı yaaaa? Nasıl yaaaani yaa?? Domuz eti yiyen eşini kıskanmaz derler bilmem duydun mu hiç.
Aşk kıskanmayı, sahiplenmeyi gerektirir hatta gerektirmez insan artık esir olur bu duygulara. Eğer bir kişi eşini sahiplenmiyor rahat bırakıyorsa ya o da rahat bırakılmak istediği haltları yemek istiyordur, ya da eşini sevmiyordur.
Olay bu kadar basit canım.
Güzel yazmışsın Ayşe yalnız Filipinlilere şaştım demek kilolu değiller şu masaj tekniklerini öğrensene abladan :) Bu arada bende anne gibi davranmayı sevmiyorum arkadaşlarım yapıyor sinir oluyorum. Ama şu da bir gerçek itiraf etmeliyim ben bilmem beyim bilir olacak ama ben ona bebek o bana bebek gibi davranıyor. Klasik bir ailede büyümedim ama gurula eşime pedikür yaptım diyebiliyorum. Çok da gıdıklanıyor ama ben ona bebeğim gibi bakınca bunu geyşalık olarak nitelendirmiyorum. O da benim saçıma arkasına fön çeker hem de her defasından bıkmadan usanmadan. Hakkını yemeyeyim çamaşırlar da ağır diye daima eşim asar. Binlerce kez şükürler olsun ki "O"nunla evlenmişim :) Darısı tüm bekarlara...
Ceyda'cım yazının ardından yorumlara da bakarken, GeCe nin yorumunu çok sevdim, insanlar gerçekten çift olmaya hazırlanmıyorlar ve sonrasında biraz zorlanıyorlar. En başta arkadaş olmayı başarmak gerekiyor sanırım. Ardında da Rahat olmak ve çok büyük beklentiler içinde olmamak.
güzel yazıydı canım ellerine sağlık.
hoşgörü varsa iki tarafta evlilik güzel yoksa boşver işkence...
selamlar canım arkadaşım,öncelikle belirtmek isterimki bu yazıyı okur okumaz okadar beğendimki bikaç cümlede ben eklemek istedim,fakat kısmet olmadı vakitsizlik de diyebiliriz,neyse yazını bikez daha okudum şimdi ve arkadaşların yorumlarınıda okudum,aslında herkesin yorumlarda anlatmaya çalıştığı biras, karanlıkta ne demek olduğunu bilmediği filin etrafında toplanmış ve bi tarafını tutan insanlar gibi,hani bilirsin bu hikayeyi derisini tutan fil yumuşacık der,sonra dişlerini tutan çok sert der,yada hortumunu tutan uzun dar bişey bu fil heralde der,yani demem oki,herkesin kişiliği eşinin kişiliği ve birlikteliklerindeki yaşananlar,verilen tepkiler farklı farklı,bu yüzden birebir kıyaslama hiçbir zaman yapılmamalı evliliklerde diye düşünüyorum,bi diğer şey gece arkadaşın dediği mesele çok önemli,yani bende geçen eşime dedim şöyle bi ehliyet felan olsa evlenecek çiftler önce bunu alsalar(tabi bu işe torpil felan olmasın asla:D yani geçen bi olayı anlatmak istiyorum,burda çalışan kızlardan biri,evde kalmayim diye artık gelenlerden birini kabul etcem,napiyim dedi,böyle bi evlilik için diycek bişey bulamıyorum ben,bide bi arkadaşta yorumlarda demişya,evin eksiği gibi beklentilerde bitmiyor diye,buda genel anlamda doğru ne yazıkki,taraflar beraber görmek yerine biçok şeyi fıtratsal farklılıklarla kendi penceresinden süzüp olayları beklenti içine giriyorlar,en çokta duygusal yönü daha ağır olan bayanlarda oluyo bu,neticeyse içten içe kendini yiyen ama geneldede paylaşmayan ve biriken meseleler,elbetteki çok ciddi meselelerde boşanma düşünebilir,ama bu bi çözüm değildir,çözümsüzlüğün son noktasıdır bence,yani artık söylenecek söz ve insanı ayakta tutacak ümit bitmiştir,işte o herşeyin bittiği yerdedir Allahın en hoşlanmadığı helal olan boşanma(iki kişi boşanırken arz titrermiş diye duymuştum)hiçbir güsellik sıkıntısız olmuyor,imtihan dünyasında olduğumuzu bilip biras sabretmekte lazım,ve Anneler gibi davranmama noktasındada katılıyorum sana canım,böyle davranınca dır dır gine başladı modunda oluyolar ve en mühim hayati bi meselede dahi dinletemiyorsun kendini,şükür rabbim dualarımdaki gibi bir eş nasip etti bana,ama hala dua ediyorum"Rabbim öteki dünyadada bizleri ayırma,cennetinde şarıl şarıl suların aktığı cennet ırmaklarının kenarında oturup,dünyadaki günlerimizi konuşarak gülüşmeyi nasip eyle bize derim:)çok dua ve sabır ceydacım,yoruldukçada tazelenip güç bulabilmek ve yeniden devam inş..
(çok konuştum dimi:( hakkını helal et inş.)
sevgiler samimi arkadaşım ceydam:D
a.e.ol,,
hımmmmmm okudum ve şöyle bir düşündüm. Ne diyeceğimi bilemedim :-) Her türk kadınında aynı sorun...
Yorum Gönder
Ƹ̴Ӂ̴Ʒ Yazacagin seyler benim icin degerli!
Sevgiyle kal, yine beklerim ♥
KelebekGibi