İslam o kadar dostluktur ki kainata,
Ne kırmaya,ne de kırılmaya müsaade eder..
Daveti barışa,affa,bağışlamaya,ve kolaylığadır..
Onda sevinçler,mutluluklar meşru,
Aşağılıklar,kötülükler,çirkinlikler,yasaktır..
Bir başka değişte,insani olan ne varsa,islami’dir..
İslami olanda insanidir..
Müslüman,sadece insana değil,dağa,taşa,kurda kuşa da Dosttur..
Allah’ın eseri ve sanatı bilerek ,bütün kainatla dost olmak, Mü’minin şiarıdır..
Dost kırmaz ve kırılmaz..
Dost,dostu kırabilir mi..??
Dost,Hakk’ın tecelli makamı olan kalbi,kırabilir mi..?
Dost olan dostunun kalbini kıramaz amma,kendi gönül Buruk olur,kırık olur..
Bu kırıklık onu Hakk’a yaklaştırır..
Çünkü,Rabbimiz “Ben gönlü kırık olanla beraberim “buyurmuştu..
Dosta göre çilesiz,dertsiz,bir hayat,unutulmuş bir hayattır..
Bazı Allah dostları,şöyle yakarılarmış.. --Rabbim,ben ne hata ettim ki,terk ettin..?
Evet,çilesiz,üzüntüsüz,hastalıksız ,gözyaşisiz bir ömür Makbul müdür..?
Bu dünya da çekilenler kefaret olur,Ahiret hesabını azaltır, Kolaylaştırır..
Peki hesabı hep tehir edilenler….
Dost çileler çeker,şikayet bilmez..
Hayrın ve şerrin Yaratıcısını bildiği için,başına gelenlere karşı teslimiyet içindedir..
Şair dediği gibi..
Hoştur bana Senden gelen
Ya hil’ ü yahut kefen
Ya taze gül yahud diken
Kahrın da hoş, lütfün da hoş..
Gerek ağlat gerek güldür
Gerek dirilt gerek öldür
Bu aşık hem Sana kuldur
Kahrın da hoş,lütfün da hoş..
Not: Bu güzel siirsel yaziyi paylasip acele kaciyorum :P Ayrintilar haftasonuna insallah :)