Yazmadan gecemedim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yazmadan gecemedim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
5

Gizemli Kelimeler



Iki kelime durmadan karsima cikiyor son zamanlar.

Önce pizza dükkanlarinin isimlerinde farkediyorum...
Sonra bazi okudugum seylerde bir sekilde o iki kelime gözümün önüne geliyor...

Vee bu sekilde devam ediyor..

Yeni telefonuma kilif aldim, pakette oldugundan iyice inceleyip alamadim, sadece rengi, sekli ve nasil bir materyal oldugu gözüküyordu paketten beri. Evde actigimda tam öne dogru örttügüm kisminda bu iki kelime yaziyordu yine gülümsedim... Ben bilmedigim birsey yazan hicbirseyi sevmem! Yani bir kiyafet aliyorsam, yahut bir cantada olsun bir yazi varsa anlamini bilmiyorsam almak istemem, yani tasiyacagim seyde ne yazdigini bilmeliyim tabiki, ya bana uyamayan birseyse bu...

Gecen gün kiyafet bakinirken bir tshirtte yine bu iki kelime cikinca karsima yine mi dedim artik...

Yani ister istemez merak ettim anlamini. Resmen beni anla diyor gibiydi bu kelimeler :)

Ee Google herzamanki gibi elimin altinda olunca, az önce ögrendim sonunda bu gizemli önüme cikiveren " Dolce Vita "nin anlamini :)

Meger ne güzel anlami varmis : Tatli Hayat :)

Artik gördügümde gülümseyerek okuyacagim :)
11

Yayilin cimenlere

2010 'a yeni girmisken belki önümüzdeki günleri iyi degerlendirmek adina hatirlatma yapacak bir yaziyi paylasmak istiyorum. Cok sükür listedekilerin hepsine olmasada bayagisina olumlu cvp verebiliyorum :)

Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi?
Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi?
Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı?
Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?
Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?
Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?

Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?
Ve siz onu hiç kokladınız mı?
Yaz gecelerinde ne çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı?
Kendinize bu yıl kaç oyuncak aldınız?
Kaç kez gözlerinizden yaş gelinceye kadar güldünüz?
Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı bu yıl?
Çimlere uzandığınız oldu mu?
Çocukluğunuzdan kalan bir şarkıyı söylediniz mi hiç?
Hiç suda taş kaydırdınız mı bu yıl?
Kaç kez kuşlara yem attınız?
Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?
Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz?
Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı?
Kaç kez mektup aldınız bu yıl?
Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç?
Kimseyle barıştınız mı bu yıl?
Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez farkettiniz bu yıl?
İyi bir yılın, bunlar gibi bir çok küçük şeye bağlı olduğunu hiç düşündünüz mü bu yıl?

Yeni yılda düşünün!
Baharda hemen yayılın çimenlerin üzerine...

Acele edin, er veya geç; çimenler yayılacak üzerinize...


Can Dündar
14

Bir sansim daha olsaydi eger...



Hayatimi bir daha yasayabilseydim.
Daha cok hata yapardim.
Mükemmel olmaya gayret etmez, daha sakin olurdum.
Daha fazla eglenir, daha az seyi ciddiye alirdim.
Bu kadar temiz olmazdim.
Daha fazla risk alir, daha cok gezer, daha cok tepeden bakar, daha fazla daga tirmanir, daha fazla nehirde yüzerdim.
Hic gitmedigim yerlere giderdim.
Daha cok dondurma, daha az fasulye yerdim.
Gercek problemlerle daha fazla, kendi yarattiklarimla daha az ugrasirdim.
Her ani gercek ve verimli bir bicimde yasayanlardan olurdum.
Hic süphesiz mutlu oldugum anlarim da oldu.
Ancak geriye dönebilseydim, hayatimin sadece mutlu anlardan olusmasina gayret ederdim.
Cünkü hayatin "an"lardan, sadece "an"lardan olustugunu anladim. Bunun icin "an"i yakalamak gerekiyor.
Ben yanina bir derece, bir sise su, bir semsiye ve parasüt almadan yola cikamayanlardanim.
Hayatimi bir kere daha yasayabilseydim, daha hafif seyahat ederdim.
Hayatimi bir daha yasayabilseydim. ilkbaharda ayakkabilarimi cikarir, sonbahara kadar ciplak ayakla gezerdim.
Eger bir sansim daha olsa, bilmedigim yollarda daha cok gezer, daha cok safak seyreder, daha cok cocukla oynardim.
Heyhat, 85 yasindayim ve ölecegimi biliyorum.

Jorge Luis BORGES ( Ceviren : Acar Baltas )


Not: Stres ve Basacikma Yollari kitabimin sonlarindayim ve yasama dair bu kismida yazmadan edemedim...
13

Nereye Böyle?


Domuz gribi buralarda önplanda degildi pek ama 2 gündür gazetelerin kapak haberi oldu. Avusturya Tirol'deydi sanirim 11 yasinda bir kiz cocugunda görülmüs sonra bir okulda ögrencilerde görülmüs...vs. Saglik kurumundakiler asi olmaya baslamislar ve asi piyasada artik.

Asi gayet uygun bir fiyata. Bugünde gazetede böyle giderse hizla yayilacagini ve her 3 avrupalidan birinin bu hastaliga yakalanabilecegini yazmislar...

Bugün esimle konusuyorduk bu konuda da ben asi kesinlikle olmam dedim. Belki gözümün önünde insanlar patir patir ölürse ozaman olabilirim :S

Bu virüsün zaten labaratuvar üretimi birsey oldugunu okumustum önceden, üretenler nasilsa bir yolunu bulup kendini korurlar...Film senaryolari gibi seyler geldi aklima...

Ya bu bilerek yapilan birseyse? Hangi ülkelerde daha cok var merak ediyorum...Ticaret mi amaclari? Insanlari korkutup asi oldurmak falan :S
O asiyla birlikte insanligi neler bekliyor olacak acaba? Asiya da güvenmiyorum, belki yan etkileri var insana! Yaa aklima binbir türlü seyler geliyor iste film gibi yani...

Off insan ister istemez kafa yoruyor tabiki gündemde olunca...Gerci gazetelerde kafa yoracak nice haberler var. Mesela Viyana'da otobüste bir kadin ismide Leyla idi ( Türk sanirim ), bebek arabasinda ölü bebek tasiyorken yakalanmis :S Yani saatler önce öldügü anlasiliyormus bebekten, ebe kadin nereye gidiyorsun ölü bebekle :S 3 cocugu daha varmis ölen disinda...Isin sirri yazmiyor ama gizli davranildigina göre kötü seyler geliyor insanin aklina :(
Sonracima basörtülü müslüman bir kadin kendisinden davaci oldular diye öldürüldü bir yabanci düsmani tarafindan :S Bu olay hemde mahkeme salonunda olmus :S
Müslüman kadinlarin cogu devletin kurallarindan önce dinin kurallarini önde tutarmis diye tepkili haber okudum :S Yok devletin kurallari daha mi önemliydi :S
......
Nereye gidiyoruz bakalim!...

Allah'im sen bizlere güzel hayirli ölüm nasip eyle insallah!

Bu arada Cumhuriyet Bayramimiz kutlu olsun :)
27

Corapla mi corapsiz mi?

Filmlerde bazen görüyorum ki corapla uyuyorlar. Bu kafama takildi bugün, netten baktimda biraz corapla uyuyan bayagi insan var sanirim. Bana cok tuhaf geldi, sanki kiyafetle dus almak gibi geldi desem :S

Zaten tüm gün coraplarlaysak özellikle birde gece giyince ne zaman özgür hava alacak bu ayaklar, yazik yani. Hemde mantar olmasi kacinilmaz böyle durumda hep corap hep corap...

Havalar sogudu ve bugünden itibaren ayagima coraplarimi gecirdim evde. Disariya cikarken zaten giyiliyor mevsime görede, evde corap giyinmeyi sevmem ama havanin sogumasiyla giymek sart oluyor. Bu ara 7-10 derece falan.

Sicacik coraplarimi giyip ayaklarimi isitmayi cok seviyorum ama yatak buz gibi bile olsa corapla yatmam, bu sadece aliskanlik degil, kücükten beri bize corapla yatmamamiz gerektigi ögretildi büyüklerimizden...

Corap gece insanin uykusunun bölünmesinide saglar hem, cok sicaklayinca cikarmak icin uyaniriz sanirim :? Ama okuduguma görede uykuya gecisi cabuklastiriyor gibi, ayaklar isininca hemen uykumu basiyor acaba :)

Corapla yatan var mi icinizde? Bu konuda bilmedigim birseyler varsa paylasmanizi isterim, kafama takildiya bir kere :P
20

Bunlari sevdim

Havalar sogumaya basladi, yani artik hirkasiz ceketsiz gezilmiyor pek, özellikle sabahlari nasil serin oluyor. Netten begendigim birkac kiyafeti birlestirip sizlerle paylasmak istiyorum ;)

Özellikle birincisini ilk gördügümde asik oldum diyebilirim, ne güzel örgü elbise bu böyle yaa, ayaklarina bakin patigi bile var :) Gri rengi pek sevmem, yani tek basina ic karartici gelir ama bu elbisede cok sevdim. Keske böyle bir elbisem olsa :)

Ikinci
resimdeki atkiyi sevmedim, cok kaba. Tamam artik böyleleri moda ama bu kadarda büyük tasiyamam ben sahsen :S

Ücüncü
resimdeki beyazli takim gayet kibar, zarif. Basörtü baglama sekli güzel gözüküyor ;)
Veee Angelina'ya basörtüsü nasil yakismis degil mi ?
Ben cok sevdim ;) Gerci kendisi güzel olunca ne yakismaz ki ;)
11

Fanusta baliga HAYIR

Baliklari cok severim, yemesini de :P
Ama akvaryum baliklarini ayri tabiki, yemem :D
Gerci esim hamsi besleyelim diye espri yapmisti önceden, sonra besleyip yermisiz güya :D

Benimde akvaryumum vardi hic resmi yok, o zamanlar digital kameramda yoktu, resim ceken telefonumda. O zamanlar dedigim hamileykenden bahsediyorum :S
Hamileyken ben ilgilenemeyince, birde kokusundan biraz tiksinince, bu görevi esimde üstlenmek istemeyince kuzenime hediye ettim, o da bir akvaryum istiyordu o siralar, simdi onlara gittikce bakiyorum gerci icindekiler ayni baliklar degil ama :( Benimkiler oraya gittikten sonra dogurdu hatta, siyah beyaz ve dalmacyali Molly'ler vardi :) Birde bir iki cesit baska baliktan.

Anlatmak istedigim önemli konuya geleyim.

Bazen cok güzel görüyorum fanusta balik resmi, görsel cok güzel evet ama hic düsündünüz mü o balik orada neler cekiyor?
Ben birazcik bu konuya degineyim o halde, fanusu olanlar birkez daha düsünsün :S

Öncelikle o fanuslar baliklar icin üretilmemistir, cicekler icin, ici genisce oldugundan bitkiler uzun süre yasasin diye, yani süs icin. Baliklar süs degil ve o nedenle neden fanusa konulsun ki? Onlar CANLI.
Fanusta baliklar strese giriyormus, bunu ben uydurmuyorum bir sürü yerde okudum nette özel balik yetistiriciler iyi bilir. Baliklar dogasi geregi gezebilmek ister, yani dibe oturan bir baligin hastalanmasi ölmesi yakindir. Fanustaki balikla cezaevine girmis insan arasinda fark yoktur.

Fanustaki balik, fanusun disbükey caminin arkasindan dünyayi sasi görür bu da o hayvana iskencedir hep. Fanustaki baligi posette beslesek aynisi, yani posetteki yasam kalitesinden pek farki yok materyalin cinsi disinda.
Bende epeydir yeniden balik beslemek istiyorum ama fanusta degil. Eskisi gibi büyükce bir akvaryumda düsünmüyorum ama kare seklinde biraz genisce bir cam yaptiracagim yahut alacagim burada birkac yerde görmüstüm, onun icine iki üc balik alirim belki kizima bir sorumluluk vermek icin, o yem verir, canli bir hayvani gözlemler :) Yani bütceniz yetmiyorsa yahut yeriniz yoksa sizde böyle birsey yapin, fanus gibi yuvarlak olmasin, köseli birsey olsun genisce! Ama en güzeli tabiki rahatca gezinebilecekleri akvaryum, bu da ilgi ve bakim istiyor kesinlikle!

Ama reklamlarda, filmlerde, bürolarda bu fanuslari daha cok görecegiz gibi, belki herkes bu konuda bilgilenene dek...
6

Yasadigin ülkenin dilini ögrenmeli!

Gecen haftalarda gazetelerde okudugum üzücü bir haber aklima geldi ve rahatsiz ediyor beni.
Ben Türküm ve milletimin insanlarini güzel yerlerde görmek isterim hep!

Avusturyadaki Türklerin %70'i ilkokul mezunuymus, %20 küsürü lise mezunu ve geri kalani Üniversite mezunu... Ve devaminda yaziyorki ögrenimde en zayif olan Türkler diye, Üniversitede okuyanlarda cogunlukla yarim birakirmis.

Bu haber kesinlikle yalan degil ama buna eminim simdiye dek deneyimlerimden.

Benim kendi esim mesela lise mezunu degil, burada dogup büyümüs cogu genc böyle.
Okumanin degeri bilinmiyor, öyle güzel imkanlarin icinde bulunuldugu halde!

Türkiye'de fakir olup öyle basarili cocuklar varki onlar aklima geliyor bu durumlarda...

Zaten cogu göcmenimiz nerde hatayi yapiyor bence biliyor musunuz?
Gelir gelmez basliyorlar fabrikaya, temizlik isine, insaata...gibi yerlere, baska yerlerde is yok cünkü dil bilmeyene. Bence önce dil ögrenmeleri gerek, sonrada tahsilleri neyse onu gelistirmeleri ya da ilerletmeleri. Disaridanda bir sürü sinavlar veriliyor artik is harici vakitlerde isteyen ögrenir.

Gencler özellikle gelip hemen calismak yerine biraz kendini gelistirebilirler. Büyüklerde desteklerini esirgememeli, parayi düsünmemeliler hep!

Ben artik katildigim kurslarda yahut ortamlarda biktim bazi laflari duymaktan, bana söylenen bazi laflari yazayim simdi;

"Sen degisik bir Türksün, ögrenmeye aciksin sadece evde oturanlari gördüm ben hep"

"20 yildir burada yasayip dogru dürüst almanca konusamayan cok Türk var, sen kisa vakitte ögrenmissin"

Ya da benim hobilerimin belirli ilgilerimin oldugunu görenler bunu olaganüstü görüyor.

Türkler kendini böyle tanitmamali! Ben kendim adina elimden geleni yapiyorum en önce kendim icin tabiki.

Tranvay durdu gecenlerde herkes indi, Türk böyle sari lüle lüle sacli bir kadin geldi, Türk oldugunu zannetmemistim, "sey soföre bir sorsanaa neden durmus, benim almancam yokta".
Kadin yollari falan biliyordu baska tarafa giderken banada söyledi buradan daha kisa diye oradan düsündüm burada yeni olmadigini.

Ben sahsen birileriyle bir yerlere gitmeyi hic sevmiyordum baslangicta, cünkü bu bagimli olmak demek, özgürce kendini ifade edememek demek. Bir doktora bile yalniz gidemeyecekse insan nasilyasar burada senelerce, hep birilerine rica mi edecek, birazcik beynini calistirsa, insan 60 yasindada birseyler ögrenir isterse!
11

Davos Ekonomi Zirvesi

Politika sevmem, ilgilenmem bu konulardada hic yazmisligim yoktur zaten. Gerci bu israilin yaptiklarina karsi yazmamak ne mümkün ki...
Bu konuda birkac kisiden tepki aldim, israilin yaptiklarini cok begenenler sanirim bunlarda. Hatta birisi cvp hakki vermeden laflari saymis engellemis, zavalli...

Neyse konu bu degil zaten. Dün ki tüm dünyaya damga vuran o dakikalardan bahsedecektim ben. DAVOS Ekonomi Toplantisi'ni tesadüf izledim ama tamda basbakanin ayrildigi kismi falan.

O israil basbakani ne saygisizlik yapti sesini yükseltti onlari göremedim pek ama netten okudum biraz.

Sayin Erdogan'in böyle yürekli ve onurlu durusu beni öyle sevindirdiki...
Hangi ülke basbakani böyle birsey yapabiliyor? Bazilari bir yarasi olursa iclerinde sakliyorlar cesaretsizlikten, boyun egiyorlar ve realist olmuyorlar.

Böyle büyük bir toplantinin dakikalari herseyi organizeli olmasi lazimken! Birilerine fazladan dakika konusma hakki diye birsey cok sacma!

Arap ülkelerinin basbakanlari düsünsün biraz, böyle konusmak onlara da yakisirdi!

Gazzeliler cok sevinmisler, "Erdogan artik bizimde basbakanimiz, böyle basbakaniniz oldugu icin gurur duyun"..vs. dediler TRT'ye.

Tüm dünyadan önemli kisilerin oldugu bu yerde Erdogan bu önemli konuyu konusmakla cok iyi yapti bence, bu toplantiyi cok iyi kullandi!

Insallah haksizliklar karsisinda önünde kim olursa olsun hakkini arayan nice nice liderler olsun Türkiye'de. Bu vatan topraklari kolay kazanilmadi! Ne büyük önderlerimiz var tarihimizde.

Hem biz koskocaaa Osmanli torunlariyiz :) (Birde su Viyana'yi alsaymisizya eskiden geriside gelirdi belkide, ahh Viyana ahhhh :) )

Neyse iste, bu konudada yazmadan gecemedim :)

SananaAki arkadasim sende cok güzel yazmissin, sevgiler.
15

Fark Etmeli Insan

Farkında olmalı insan...
Kendisinin, hayatın olayların, gidişatın farkında olmalı.
Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen...
Bir damlacık sudan nasıl yaratildigini fark etmeli.
Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını
ve en sonunda bir metrekarelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını fark etmeli.

Şu cok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu fark etmeli.
Henüz bebekken 'Dünya Benim!' dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu,
Ölürken de aynı avuçların 'Her Şeyi Bırakıp Gidiyorum İşte!' dercesine apaçık kaldığını fark etmeli.
Ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli.

Baskın yeteneğini fark etmeli sonra.
Azraillin her an sürpriz yapabileceğini, nasıl yaşarsa öyle öleceğini fark etmeli insan
Ve ölmeden evvel ölebilmeli.

Hayvanların yolda kaldırımda cöplükte ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek yediğini fark etmeli.
Eşref-İ Mahlukat (Yaratılmışların En Güzeli) olduğunu fark etmeli.
Ve ona göre yaşamalı.

Gülün hemen dibindeki dikeni, dikenin hemen yanı başındaki gülü fark etmeli.
Evinde 4 kedi 2 köpek beslediği halde cocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını fark etmeli.

Eşine 'Seni Çok Seviyorum!' demenin mutluluk yolundaki müthiş gücünü fark etmeli.

Dolabında asılı 25 gömleğinin Ssdece üçünü giydiğini, ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu fark etmeli.
Zenginliğin ve bereketin, sofradayken önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini fark etmeli.

FARK ETMELİ.

Ömür dediğin Üç gündür,Dün geldi geçti Yarın meçhuldür,

O halde ömür dediğin bir gündür,

O da Bugündür.
5

öGReT oNa

Zaman alacak biliyorum, fakat eger ögretebilirsen ona,
Kazanilan bir liranin, bulunan bes liradan daha degerli oldugunu ögret.
Kaybetmeyi ögretmesini ögret ona ve hem de kazanmaktan nese duymayi.
Kiskancliktan uzaklara yönelt onu.
Eger yapabilirsen, sessiz kahkahalarin gizemini ögret ona.
Birak erken ögrensin, zorbalarin görünüste galip olduklarini...
Eger yapabilirsen, ona kitaplarin mucizelerini ögret.
Fakat ona sessiz zamanlarda tani.
Gökyüzündeki kuslarin, günesin altindaki arilarin ve yemyesil yamactaki ciceklerin ebedi gizemini düsünebilecegi.
Okulda hata yapmanin, hile yapmaktan cok daha onurlu oldugunu ögret ona.
Ona kendi fikirlerine inanmasini ögret.
Herkes ona yanlis oldugunu söyledigin de dahi.
Tüm insanlari dinlemesini ögret ona,
Fakat tüm söylediklerini gercegin eleginden gecirmesini ve sadece iyi olanlari almasini da ögret.
Eger yapabilirsen, üzüldügünde bile nasil gülümseyecegini ögret ona.
Gözyaslarinda hicbir utanc olmadigini ögret.
Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyati verene satmasini,
Fakat hicbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasini ögret!
11

Arka Ta$

Eski Türklerde Askerler savaşırken arkadan gelecek herhangi bir saldırıyı kontrol edebilmek için sırtlarını bir ağaca, kaya veya taşa vererek ok atarlarmış.
Atalarımız genelde bozkır hayatı yaşadıkları için bu sırt dayanan nesne genelde bir taş veya kaya olurmuş.

Yıllar sonra sırt dayanan taşın ismi ARKA-TAŞ dan ARKADAŞ şeklinde dilimize yerleşmiş ve bugün bile güvenebileceğimiz, bizi arkadan vurmayacak olan, samimiyetine güvendiğimiz kişilere verdiğimiz isimdir.

Aşk ve arkadaşlık bir gün yolda karşılaşırlar.

Aşk, kendinden emin bir şekilde sorar; -Ben senden daha samimi ve daha cana yakınım sen niye varsın ki bu dünyada?

Arkadaşlık cevap verir: - Sen gittikten sonra bıraktığın gözyaşlarını silmek için...

Hiç bir zaman arkadaşsız kalmamaniz dileğimle...


Not: Mailime gelmisti ve cok hosuma gitti Arka-Tas tabiri :)
10

Gel, ne olursan ol yine gel!

Bugün biricik kanalim olan TRT Int'e baktim ve Mevlana'nin 735. vuslat yildönümü oldugunu gördüm.Onun hakkinda cok güzel seyler anlatildi, öyle etkileniyorki insan!
Böyle derinden bir ask, sonsuz bir sevgi...
Insanlarin mutlu olmadigi bu zamanda, mutlulugun formülü ise onun sözlerinde yatiyor!
Para ve makam hirsi yapmayan insanlar mutlu olurmus!
Bu konu itibariyle bende en azindan bugünün önemine Mevlana'dan güzel sözler eklemek istiyorum.

Sevgide güneş gibi ol,
dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,
hataları örtmede gece gibi ol,tevazuda toprak gibi ol,
öfkede ölü gibi ol,her ne olursan ol,
ya olduğun gibi görün,
ya göründügün gibi ol!

*Topraktan biten güller solar gider, gönülden biten güller daimidir"
*Ayıpsız dost arayan , dostsuz kalır..

*Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta aşağılık dünyadan göğe sıçrayiverir.

*Dünya tuzaktır. Yemi de istek.İstek tuzaklarından kaçının.

*Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana,içinde inci vardır.

*Birinin başına toprak saçsan başı yarılmaz. Suyu başına döksen, başı kırılmaz. Toprakla, suyla baş yarmak istiyorsan, toprağı suya karıştırıp kerpiç yapman gerek.

*Yoldaki bir tepecik seni bunaltmış, oysa önünde yüzlerce dağ var.
11

Hassaslik Zor

Bugün igrenc basladi bana.
Nedenini bilmiyorum neden öyle ama hissettiklerimi anlatayim.

Tranvayda önümde oturandan bir koku gelmesiyle basladi benim tiksinmem, sanki saclarindan böyle tipik, acayip rahatsiz edici koku geliyordu. Kilolu, orta yasli bir adamdi...5 duragi zor gittim yaa.

Bir yandan kendi kendime "bu koku sadece beni mi rahatsiz ediyor acaba, ben mi abartiyorum" seklinde düsündüm.

Sonra metroya dogru yürürken önümde cok kiloluca irice bir adam, seslice birkac kez hapsirdi ve zar zor yürüyordu sanki, hapsirirken o cikardigi sesler beni yine tiksindirdi.

Metroda karsimda duran yaslica bir adam, tirnaklari uzun uzun ve sarimsiydi, cok igrendim görünce...

Ve gazetede bir resimde, acik pembe gömlek, beyaz pantalonlu bakimli bir adam gördüm icim acildi ne kadar saf temiz gözüküyor diye, pozitiflik veriyor insana diye düsündüm.

Yaa ben cok cabuk mu igreniyorum ne! :S
Ama bu hosuma gitmiyor ve engelde olamiyorum.

Yani mesela yemek yerken böyle bir durumla karsilassam o an yemeyi birakiyorum istahim kaciyor. Tv'de izlediklerim bile istahimi kacirabiliyor bazen, böcek türü birsey görürsem ...

Ama bazilari direk yok sayabiliyor kendilerini rahatsiz eden seyleri, yani rahatsiz etmiyor daha dogrusu onlari.

Hassas olmak cok kötü yaa.
Hem duygusal olarak cok hassasim hemde tutum olarak.
Babam bana demek o yüzden "pamuk gibisin sende kizim yaaa" diye söylenirdi.
Babacim simdi nickimde zaten Kelebek Gibi, hassasligimida ifade ediyor zaten...
Kirli seyleri sevmiyorum, insanlarin kokmasini sevmiyorum!
Yollara tükürülmesinden nefret ediyorum, bugün adamin biri ayrica bunu yapiyordu, hemde kaldirimda durmus iyice ne var ne yok " öggg" .

Yaa farkettim simdi yazincada bunlar hem erkeklerdi!
Kadinlarda igrenc bir durum görmek daha az.
Ee erkekler kendinize az cekidüzen verin yani!

Kadinlari savunmuyorum burada, gördüklerimden bir istatistik varsayin i$te...
Daha cok temizlige ve centilmenlige davet ediyorum böyle olanlari!
11

Love is...

Ben bu " Love is "karikatürlerinin hayraniyim.
Eskiden beri cok severim, bayilirim.

Hala daha koca kadin oldum, burada günlük gazetede oluyor hergün okumadan kesinlikle gecmem :) Sevgi neymis hergün ögrenirim güya oradan :D (Sanki bilmiyoruz ne oldugunuda :P)
Bugün beni sasirtti ilk kez bu karikatür, sevgi bazen cehennemdir yazisiyla...

Ama sonra düsündümde "evet hakliii" dedim, beni sasirtan sadece orada hep pozitif seyler yaziyordu bunca zamandir. Sevgi hep iyi seyler oluyordu!

Sevgi deyince aklima geldi simdi, bugün metroda Türk bir gencin telefon konusmasina kulak verdim, cok sesli konusuyordu daha dogrusu.
" Abi yaa, sende hep böyle ugrasiyorsun arayi düzeltmeye sonra üzülüyorsun iste böyle, en iyisi kenara cek kendini biraz bekle, hanimin alismistir senin zaten cabalayacagina.." gibi laflar etti, telefondakine akil veriyor güya.

Vayyy siz erkekler böyle planli hareket edersiniz hee...Yani erkeklerden böyle seyler duymaya aliskin olmayan bana tuhaf geldi iste...
Amaan, biz kadinlar daha beteriz ona aliskinimda :D

Ahhh Ask, bize hep pamuk sekeri ver hemi :)
21

Kendimce evliligin tanimini yaptim sonunda...

Toplumlar ne farkli birbirinden...
Her ülkenin belirli gelenekleri, kültürü, inanclari..vs. degisik bir sürü kendine has özellikleri var.
Hepsi ayni olsaydida dünyanin bir kurulus amaci olmazdi, nasil ki herkesin iyi olamayacagi gibi...

Bunlari yazmak nerden mi esti?
Dün Almanca kursumdan biriyle gezindik, yemege gittik, sohbet ettik biraz..
Kendisi Filipinli.
Onlarinda Türklerle benzeyen yönleri var, mesela yaslilara büyüklere saygi konusunda, cok deger verirlermis! Saglikli beslenmeye deger veriyorlar, zaten hic kilolu bir Filipinlide görmedim simdiye dek! Kendilerine deger veriyorlar, birde belirli masaj teknikleri var cok kullaniyorlar, mesela bas agrisi icin ka$larin bitim noktalarina bir krem sürüp biraz masaj yapiyorlar, yahut ensede bir yere ani baski gibi birsey... sonra agri gitmis oluyor.
Benim gelmek istedigim konu baska ama...
Kadinlar bir araya gelince ne konusur en cok?
E$lerinden, evliliklerinden konusabilirler degil mi :)

Bende bu siralar biraz moralsizim bu konuda, acildim biraz kadina, icimden gecirdim ki bir yandan nasilsa yabanci, bunlarda dedikodu gibi birseyde yok, bir akrabaya, komsuya desen hemen dedikodu yahut birsey duyarsin arkandan!

Bundan sonra yabancilarla dertlesecegim hee :D

Evlilik yasamlarimizda daglar kadar fark gördüm, kiyasladik durduk.
Öyle rahat ki, esine istediklerini belirtiyor gerisi ona kalmis diyor, cok beklentili yasamiyor, o da istedigi gibi yasasin tabiki diyor, özgürlük veriyor bolca, " baska bir kadini zaten karsilayamazsin kocacim, kadinlar pahali" diyormus birde.

Kendime baktigimda gördümki, özgürlük kisitlama(farkinda olmadan), herseye karisma, cok beklentili yasama...vs.
Eslere annesiymis gibi davraniyoruz sanirim bazen, halbuki onlar bunu sevmiyorlar bunu esimden biliyorum.
Oldugu gibi kabullenmek gerek tamam ama bir insani yalanla, yahut kötü bir aliskanlikla nasil oldugu gibi kabul edilebilir? Belki ilk baslarda bu yönünü göstermemistir sonradan cikmistir...

Kadin -Erkek, ikisi farkli canlilar, ayni olamazlar tabikide ama birbirlerini bu yönleriyle tanisalar.

Türk kadinlari cok fedakarlar bence, tüm dünyada Türk kadinlari gibi erkegine deger veren yoktur!
Tabi deger veriyorum derken benimki az abartilmis oluyor gibi geldi bana.
Gercekten hatalarim var ve bunlari kusbakisi uzaktan kendime bakinca görüyorum!

Ama $u da varki Türk erkekleri kadinini cok üzüyor, dürüst olmuyor ve her hatayi yapmaya meyilli nasilsa affeder gibi...

Biz affediyoruz, inancli insanlar olarak Allah bile günahlari herseyi affedebiliyorsa biz neden affetmeyelim diyoruz, kati yaklasmiyoruz ama bu iyiligimizin degeri bilinse keske, bu bilinmiyor iste! Erkekler sonra hataya meyilli oluyor, ders almis olmuyor!

Yabanci kadinlar en ufak seyde bosaniyorlar, gerci artik bu konuda her yerde öyle olmaya basladi, insanlarin birbirine katlanma orani azaldi.

Ne olacak bu durumlar?
Bunun bir formülü var mi?
Bir kadin nasil mutlu olur?

Evliligin tanimini yaptim bende kendimce;
Bazen berbat, cekilmesi güc bir bas agrisi - dis agrisi....
Bazende pamuk sekeri gibi pespembe, yumusacik ve tatli...
Pamuk sekeri yemek icin bu agriyi cekecek miyiz yoksa, agrisiz pamuk sekeri yiyende var mi?

15

Önemli 2 $eyler...

İnsanı iki şey öldürürmüş:
1- Sevmediği insanın silahından gelen mermi
2- Sevdiği insandan gelmeyen ilgi

İki şey "Kalitesiz insan" 'ın özelliğidir:
1-Şikayetçilik
2-Dedikodu

İki şey çözümsüz görünen problemleri bile çözer:
1- Bakış açısını değiştirmek
2-Karşısındakinin yerine kendini koyabilmek

İki şey yanlış yapmanı engeller:
1-Şahıs ve olayları akıl ve kalp süzgecinden geçirmek
2-Hak yememek

İki şey kişiyi gözden düşürür:
1-Demagoji (laf kalabalığı)
2-Kendini ağıra satmak (övmek, vazgeçilmez göstermek)

İki şey insanı “Nitelikli İnsan” yapar:
1-İradeye hakim olmak
2-Uyumlu olmak

İki şey “Ekstra Değer” katar:
1-Hitabet ve diksiyon eğitimi almak
2-Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek


İki şey geri bırakır:
1-Kararsızlık
2-Cesaretsizlik

İki şey kaşif yapar:
1-Nitelikli çevre
2-Biraz delilik

İki şey ömür boyu boşa kürek çekmemeni sağlar:
1-Baskın yeteneği bulmak
2-Sevdiğin işi yapmak

İki şey başarının sırrıdır:
1-Ustalardan ustalığı öğrenmek
2-Kendini güncellemek

İki şey başarıyı mutlulukla beraber yakalamanın sırrıdır:
1-Niyetin saf olması
2-Ruhsal farkındalık

İki şey milyonlarca insandan ayırır:
1-Sorunun değil, çözümün parçası olmak
2-Hayata ve her şeye yeni (özgün,orijinal,farklı) bakış açısıyla yaklaşabilmek.

İki şey gelişmeyi engeller:
1-Aşırılık (mübalağa,abartı,ifrat,tefrit)
2-Felakete odaklanmış olmak

İki şey çözüm getirir:
1-Tebessüm (gülümseme)
2-Sükut (susmak)

İki şeyin değeri kaybedilince anlaşılır:
1-Anne
2-Baba

İki şey geri alınmaz:
1-Geçen zaman
2-Söylenen söz

İki şey gerçek sondur:
1-Cennet
2-Cehennem

İki şey ulaşmaya değerdir:
1-Sevgi
2-Bilgi
9

CoCukLaRiMiZ iSTiSMaR EdiLMeSin

Cocuk istismari hakkinda yazilar yayinlanmaya baslamis Blog Hareket Günü'nde, ben de hemen kendi yazimi eklemek istedim. ( Resmi tiklayin büyük görmek icin ).
Birde konudan aklima mailime gelen bir yazi geldi. Onuda paylasmak istiyorum.

Cocuklarimizi yetistirmede daha dikkatli olmak adina ( bende dahil ), bu tip seyleri iyi okumaliyiz!

Cocugunuza zehirli yemek yedirir misiniz?
Maalesef genellikle cocuk yetistirmeyi, cocuklarin karnini doyurmak, kiyafetlerini almak, okul ihtiyaclarini karsilamak, dershane taksitlerini odemek zannediyoruz.

Maalesef bazi anne babalar cocuklarinin hangi yemegi yiyip yemeyecegi ile ilgilendikleri kadar hangi filmi izleyip izlemeyecekleriyle ilgilenmez oldular.

Yemek cocugunuzun sadece midesini kirletir.
Cok agir degilse yedikleri, ya birkac gun hasta yatar, ya da midesi yikanir.

Her gun zehirli filmlerle ruhu kirlenen cocuklarin ne hale geldigini gormek zorundayiz.
"Zehirsiz film var mi ki?" diye dusunmeyin! Evet, maalesef zehirsiz film sayisi cok az.
Bence asil sorunumuz, cocuklari zehirlerden korumayi basaramamis olmak degil.
Kendimizi bu zehirlerden koruyamiyoruz ki, cocuklari nasil koruyalim?

Kendini kurtaramayan baskasini kurtaramaz.

Takip ettigi dizinin bir sonraki bolumunu kacirmamak icin aceleyle sofrayi toplayip, kumanda elinde televizyonun basina gecen annelerin cocuklarindan sikayetci olmaya hakki var mi?
Tuttugu futbol takimin tum futbolcularini, yedekleriyle birlikte ezbere bildigi halde, oglunun bir tane arkadasini tanimayan babanin, oglundan surekli sikâyetci olmaya hakki var mi?
Vucudum bozulmasin diye cocugunu emzirmeyen annelere soyleyecek fazla bir sey bulamiyorum!
Bedeninden bir parca olan, cigerparem diye tanimladigimiz oz evladini bile doyasiya bagrina basma duygusunu kaybetmis birisine ne diyebilirsiniz ki? Bana bir tane "hayvan" gosterin "vucudum bozulmasin" diye evladini baskalarina teslim eden. Ben duymadim.
Biliyorum, bu cumle biraz agir oldu ama icimden geldigi gibi yazmasam icimde "koz" olacak.

Kendimizi doyurmadan baskalarini doyurmayacagimiz gercegini anlamak zorundayiz.

Kendisi okumayan baskasina okuma emrini verirken ne kadar etkili olur.
Kendini egitmeyen baskasini egitirken zorlanmaz mi?
Hani hep biz buyukler genclerden ve cocuklardan sikayetci oluruz ya!

Adamin biri is guc sahibi olamamis olan ogluna "Sultan Fatih senin yasindayken Istanbul'u fethetti!" deyince, hazir cevap delikanli "Fatih’in babasi senin yasindayken devlet yonetiyordu!" demis.

Anne babalar cocuklarimizi ellerimizle zehirlemeyelim!

Ne bu dunyada ne de oteki dunyada bunun hesabini veremeyiz!

17

Dert - Nimet

Sanma ki dert sadece sende var!..
Sendeki derdi nimet sayanlarda var!..



demek ki neymis :
derdimi dinledim, derdimden igrendim...
onun derdini gördüm, derdime imrendim....


Ömür dedigin 3 gündür,
dün geldi gecti, yarin mechuldür,
o halde ömür dedigin bir gündür,
O Da Bugündür...

Not: Ne güzel cizilmis bir karikatür degil mi? Cizenin ellerine saglik! Mailime gönderen Aysemmm'in annesine tesekkürler. Bende birilerine birseyler hatirlatir belki diye paylasiyorum, bazen bulundugumuz durumdan daha kötüleri oldugunuda düsünsek hayat daha kolaylasir belkide...

6

Ho$uma Giden Ögütler ve Yorumlarim

Dinlediğin her şeye inanma, sahip olduğun her şeyi harcama ve istediğin kadar uyuma.
(Fazla uyumanin iyi olmadigini hep okuyorum ve onayliyorumda, tembellik sadece.Sahip oldugum herseyi harcamayida sevmem, yarinida düsünmek gerek sonucta bu dünyada)

En sevdiğin şiiri ezberle.
(Ezberimde birkac siir var, evlendikten sonra siirlerle aram sogudu nedense)

'Seni seviyorum' dediğinde, cidden söyle.
(Bunu kesinlikle öyle yapiyorum zaten, öylesine diyemiyorum bu lafi, dememde)

Üzgünüm dediğinde, o kişinin gözlerinin içine bak.
(Bu cok önemli, gercekten üzgün oldugunu yansitir hem insanin)

Evlenmeden önce en az 6 ay nişanlı kal.
(Bende 6 ay gibi nisanli kaldim ama bu nisanlinin bulundugu uzakligada bagli biraz tanimak icin biraz)

Başkalarının düşleriyle asla alay etme.
(Bize sacma, ulasilmaz gelen bir hayale belkide o kisi ulasabilir yahut herkesin hayali kendine önemlidir zaten)

Tutkuyla ve derinden sev.
Sonradan yara alabilirsin belki, ama hayatı komple yaşamanın tek yolu budur.
(O tutku sonra gidiyor ama güvensizlik girince yahut araya tatsizliklar girince)

Anlaşmazlık durumlarında, dürüst ol.
(Dürüst herzaman olmali zaten!)

Kimseyi kırma, hakaret etme.
(Hakaret etmeyi sevmem, ama kirma konusunda bazen istemeden kirdigimiz oluyor bunu cabuk telafi etmek önemli)

İnsanları akrabalarına göre yargılama.
(Kesinlikle! Bazen hayati darmadagin bir aileden ne güzel bir evlat cikabiliyor, bunu cok gördüm cevremde)

Yavaş konuş, ama hızlı düşün.
( Mantikli! Düsünmeden konusmamakta gerek ayrica! Pratik zekayi severim)

Biri hapşırdığında 'çok yaşa' de.
(Güzel yasa demek daha dogru olmaz mi, cok yasayip ne olacak sanki)

Anneni ara.
(Önceki yillara göre gitgide daha cok ariyorum, ucuz bir hat aldim sirf annem icin bu numaram :)

Kaybettiğinde, ders al.
(Kaybetmeyi sevmem ama ders almayi bilirim)

3 'S'yi unutma: Kendine Saygı; başkalarına Saygı; herşeyde Sorumluluk.
(Sorumluluk sahibi olmak yasamin gidisati icin cok önemli bence!Sorumsuz gevsek insanlari tembel buluyorum)

Küçük bir anlaşmazlığın büyük bir arkadaşlığı bozmasına izin verme.
(Arkadaslik kolay kurulmuyor artik,helede iyi bir arkadasliksa bu kesinlikle bozmaya izin vermemek gerek)

Hata yaptığını farkettiğinde, onu hemen düzelt.
(Hatanin neresinden dönülürse kardir ne de olsa!)

Konuşmaktan, sohbetten hoşlanan bir kadın/erkekle evlen.
Yaşlandığınızda, konuşma yeteneğiniz her şeyden daha önemli olacak.
(Bunu cok yerinde ve önemli buluyorum!)

Değişikliklere kucak aç, ama değerlerini yitirme.( Aynen ben:P )

Suskunluğun, bazen, en iyi yanıt olduğunu unutma.
(Kesinlikle, bunu yasayarak ve yasatarak gördüm)

Daha çok kitap oku, daha az televizyon seyret.
(Bunu yapmayi cok istiyorum)

Allah`a güven ama arabanı kilitle.
Deveni bağla sonra tevekkül et).
( Herseyi Allah'tan oturdugun yerden beklenilmez zaten, elinden geleni yapip gerisini Allah verecektir)

Evde sevgi dolu bir atmosfer önemlidir.
Huzurlu ve uyumlu bir ortam yaratmak için elinden geleni yap.
(Özellikle cocuklar icin böyle bir ortam cok önemli)

Satırlar arasını oku. (Ayrintilari severim)

Dua et. Duada, ölçülemeyecek bir güç saklıdır.
(Duaya karsi inanilmaz hissettigim duygularim var, benim icin dua etmek cok önemli)

Yılda bir kez hiç gitmediğin bir yere git.
(Iyi fikir keske imkan olsa)
Back to Top