Iki kelime durmadan karsima cikiyor son zamanlar.
Gizemli Kelimeler
Iki kelime durmadan karsima cikiyor son zamanlar.
Yayilin cimenlere
Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi?
Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?
Kaç kez mektup aldınız bu yıl?
Baharda hemen yayılın çimenlerin üzerine...
Can Dündar
Bir sansim daha olsaydi eger...
Hayatimi bir daha yasayabilseydim.
Daha cok hata yapardim.
Mükemmel olmaya gayret etmez, daha sakin olurdum.
Daha fazla eglenir, daha az seyi ciddiye alirdim.
Bu kadar temiz olmazdim.
Daha fazla risk alir, daha cok gezer, daha cok tepeden bakar, daha fazla daga tirmanir, daha fazla nehirde yüzerdim.
Hic gitmedigim yerlere giderdim.
Daha cok dondurma, daha az fasulye yerdim.
Gercek problemlerle daha fazla, kendi yarattiklarimla daha az ugrasirdim.
Her ani gercek ve verimli bir bicimde yasayanlardan olurdum.
Hic süphesiz mutlu oldugum anlarim da oldu.
Ancak geriye dönebilseydim, hayatimin sadece mutlu anlardan olusmasina gayret ederdim.
Cünkü hayatin "an"lardan, sadece "an"lardan olustugunu anladim. Bunun icin "an"i yakalamak gerekiyor.
Ben yanina bir derece, bir sise su, bir semsiye ve parasüt almadan yola cikamayanlardanim.
Hayatimi bir kere daha yasayabilseydim, daha hafif seyahat ederdim.
Hayatimi bir daha yasayabilseydim. ilkbaharda ayakkabilarimi cikarir, sonbahara kadar ciplak ayakla gezerdim.
Eger bir sansim daha olsa, bilmedigim yollarda daha cok gezer, daha cok safak seyreder, daha cok cocukla oynardim.
Heyhat, 85 yasindayim ve ölecegimi biliyorum.
Nereye Böyle?
Domuz gribi buralarda önplanda degildi pek ama 2 gündür gazetelerin kapak haberi oldu. Avusturya Tirol'deydi sanirim 11 yasinda bir kiz cocugunda görülmüs sonra bir okulda ögrencilerde görülmüs...vs. Saglik kurumundakiler asi olmaya baslamislar ve asi piyasada artik.
Asi gayet uygun bir fiyata. Bugünde gazetede böyle giderse hizla yayilacagini ve her 3 avrupalidan birinin bu hastaliga yakalanabilecegini yazmislar...
Bugün esimle konusuyorduk bu konuda da ben asi kesinlikle olmam dedim. Belki gözümün önünde insanlar patir patir ölürse ozaman olabilirim :S
Bu virüsün zaten labaratuvar üretimi birsey oldugunu okumustum önceden, üretenler nasilsa bir yolunu bulup kendini korurlar...Film senaryolari gibi seyler geldi aklima...
Ya bu bilerek yapilan birseyse? Hangi ülkelerde daha cok var merak ediyorum...Ticaret mi amaclari? Insanlari korkutup asi oldurmak falan :S
O asiyla birlikte insanligi neler bekliyor olacak acaba? Asiya da güvenmiyorum, belki yan etkileri var insana! Yaa aklima binbir türlü seyler geliyor iste film gibi yani...
Off insan ister istemez kafa yoruyor tabiki gündemde olunca...Gerci gazetelerde kafa yoracak nice haberler var. Mesela Viyana'da otobüste bir kadin ismide Leyla idi ( Türk sanirim ), bebek arabasinda ölü bebek tasiyorken yakalanmis :S Yani saatler önce öldügü anlasiliyormus bebekten, ebe kadin nereye gidiyorsun ölü bebekle :S 3 cocugu daha varmis ölen disinda...Isin sirri yazmiyor ama gizli davranildigina göre kötü seyler geliyor insanin aklina :(
Sonracima basörtülü müslüman bir kadin kendisinden davaci oldular diye öldürüldü bir yabanci düsmani tarafindan :S Bu olay hemde mahkeme salonunda olmus :S
Müslüman kadinlarin cogu devletin kurallarindan önce dinin kurallarini önde tutarmis diye tepkili haber okudum :S Yok devletin kurallari daha mi önemliydi :S
......
Nereye gidiyoruz bakalim!...
Allah'im sen bizlere güzel hayirli ölüm nasip eyle insallah!
Bu arada Cumhuriyet Bayramimiz kutlu olsun :)
Corapla mi corapsiz mi?
Bunlari sevdim
Özellikle birincisini ilk gördügümde asik oldum diyebilirim, ne güzel örgü elbise bu böyle yaa, ayaklarina bakin patigi bile var :) Gri rengi pek sevmem, yani tek basina ic karartici gelir ama bu elbisede cok sevdim. Keske böyle bir elbisem olsa :)
Ikinci resimdeki atkiyi sevmedim, cok kaba. Tamam artik böyleleri moda ama bu kadarda büyük tasiyamam ben sahsen :S
Ücüncü resimdeki beyazli takim gayet kibar, zarif. Basörtü baglama sekli güzel gözüküyor ;)
Fanusta baliga HAYIR
Ama akvaryum baliklarini ayri tabiki, yemem :D
Yasadigin ülkenin dilini ögrenmeli!
Davos Ekonomi Zirvesi
Fark Etmeli Insan
öGReT oNa
Kazanilan bir liranin, bulunan bes liradan daha degerli oldugunu ögret.
Kaybetmeyi ögretmesini ögret ona ve hem de kazanmaktan nese duymayi.
Kiskancliktan uzaklara yönelt onu.
Eger yapabilirsen, sessiz kahkahalarin gizemini ögret ona.
Birak erken ögrensin, zorbalarin görünüste galip olduklarini...
Eger yapabilirsen, ona kitaplarin mucizelerini ögret.
Fakat ona sessiz zamanlarda tani.
Gökyüzündeki kuslarin, günesin altindaki arilarin ve yemyesil yamactaki ciceklerin ebedi gizemini düsünebilecegi.
Okulda hata yapmanin, hile yapmaktan cok daha onurlu oldugunu ögret ona.
Ona kendi fikirlerine inanmasini ögret.
Herkes ona yanlis oldugunu söyledigin de dahi.
Tüm insanlari dinlemesini ögret ona,
Fakat tüm söylediklerini gercegin eleginden gecirmesini ve sadece iyi olanlari almasini da ögret.
Eger yapabilirsen, üzüldügünde bile nasil gülümseyecegini ögret ona.
Gözyaslarinda hicbir utanc olmadigini ögret.
Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyati verene satmasini,
Fakat hicbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasini ögret!
Arka Ta$
Atalarımız genelde bozkır hayatı yaşadıkları için bu sırt dayanan nesne genelde bir taş veya kaya olurmuş.
Yıllar sonra sırt dayanan taşın ismi ARKA-TAŞ dan ARKADAŞ şeklinde dilimize yerleşmiş ve bugün bile güvenebileceğimiz, bizi arkadan vurmayacak olan, samimiyetine güvendiğimiz kişilere verdiğimiz isimdir.
Aşk ve arkadaşlık bir gün yolda karşılaşırlar.
Aşk, kendinden emin bir şekilde sorar; -Ben senden daha samimi ve daha cana yakınım sen niye varsın ki bu dünyada?
Arkadaşlık cevap verir: - Sen gittikten sonra bıraktığın gözyaşlarını silmek için...
Hiç bir zaman arkadaşsız kalmamaniz dileğimle...
Not: Mailime gelmisti ve cok hosuma gitti Arka-Tas tabiri :)
Gel, ne olursan ol yine gel!
dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,
hataları örtmede gece gibi ol,tevazuda toprak gibi ol,
öfkede ölü gibi ol,her ne olursan ol,
ya olduğun gibi görün,
ya göründügün gibi ol!
*Topraktan biten güller solar gider, gönülden biten güller daimidir"
*Ayıpsız dost arayan , dostsuz kalır..
Hassaslik Zor
Love is...
Sevgi deyince aklima geldi simdi, bugün metroda Türk bir gencin telefon konusmasina kulak verdim, cok sesli konusuyordu daha dogrusu.
" Abi yaa, sende hep böyle ugrasiyorsun arayi düzeltmeye sonra üzülüyorsun iste böyle, en iyisi kenara cek kendini biraz bekle, hanimin alismistir senin zaten cabalayacagina.." gibi laflar etti, telefondakine akil veriyor güya.
Kendimce evliligin tanimini yaptim sonunda...
Onlarinda Türklerle benzeyen yönleri var, mesela yaslilara büyüklere saygi konusunda, cok deger verirlermis! Saglikli beslenmeye deger veriyorlar, zaten hic kilolu bir Filipinlide görmedim simdiye dek! Kendilerine deger veriyorlar, birde belirli masaj teknikleri var cok kullaniyorlar, mesela bas agrisi icin ka$larin bitim noktalarina bir krem sürüp biraz masaj yapiyorlar, yahut ensede bir yere ani baski gibi birsey... sonra agri gitmis oluyor.
Evliligin tanimini yaptim bende kendimce;
Bazen berbat, cekilmesi güc bir bas agrisi - dis agrisi....
Bazende pamuk sekeri gibi pespembe, yumusacik ve tatli...
Pamuk sekeri yemek icin bu agriyi cekecek miyiz yoksa, agrisiz pamuk sekeri yiyende var mi?
Önemli 2 $eyler...
1- Sevmediği insanın silahından gelen mermi
2- Sevdiği insandan gelmeyen ilgi
İki şey "Kalitesiz insan" 'ın özelliğidir:
1-Şikayetçilik
2-Dedikodu
İki şey çözümsüz görünen problemleri bile çözer:
1- Bakış açısını değiştirmek
2-Karşısındakinin yerine kendini koyabilmek
İki şey yanlış yapmanı engeller:
1-Şahıs ve olayları akıl ve kalp süzgecinden geçirmek
2-Hak yememek
İki şey kişiyi gözden düşürür:
1-Demagoji (laf kalabalığı)
2-Kendini ağıra satmak (övmek, vazgeçilmez göstermek)
İki şey insanı “Nitelikli İnsan” yapar:
1-İradeye hakim olmak
2-Uyumlu olmak
İki şey “Ekstra Değer” katar:
1-Hitabet ve diksiyon eğitimi almak
2-Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek
İki şey geri bırakır:
1-Kararsızlık
2-Cesaretsizlik
İki şey kaşif yapar:
1-Nitelikli çevre
2-Biraz delilik
İki şey ömür boyu boşa kürek çekmemeni sağlar:
1-Baskın yeteneği bulmak
2-Sevdiğin işi yapmak
İki şey başarının sırrıdır:
1-Ustalardan ustalığı öğrenmek
2-Kendini güncellemek
İki şey başarıyı mutlulukla beraber yakalamanın sırrıdır:
1-Niyetin saf olması
2-Ruhsal farkındalık
İki şey milyonlarca insandan ayırır:
1-Sorunun değil, çözümün parçası olmak
2-Hayata ve her şeye yeni (özgün,orijinal,farklı) bakış açısıyla yaklaşabilmek.
İki şey gelişmeyi engeller:
1-Aşırılık (mübalağa,abartı,ifrat,tefrit)
2-Felakete odaklanmış olmak
İki şey çözüm getirir:
1-Tebessüm (gülümseme)
2-Sükut (susmak)
İki şeyin değeri kaybedilince anlaşılır:
1-Anne
2-Baba
İki şey geri alınmaz:
1-Geçen zaman
2-Söylenen söz
İki şey gerçek sondur:
1-Cennet
2-Cehennem
İki şey ulaşmaya değerdir:
1-Sevgi
2-Bilgi
CoCukLaRiMiZ iSTiSMaR EdiLMeSin
Cocuklarimizi yetistirmede daha dikkatli olmak adina ( bende dahil ), bu tip seyleri iyi okumaliyiz!
Cocugunuza zehirli yemek yedirir misiniz?
Maalesef genellikle cocuk yetistirmeyi, cocuklarin karnini doyurmak, kiyafetlerini almak, okul ihtiyaclarini karsilamak, dershane taksitlerini odemek zannediyoruz.
Maalesef bazi anne babalar cocuklarinin hangi yemegi yiyip yemeyecegi ile ilgilendikleri kadar hangi filmi izleyip izlemeyecekleriyle ilgilenmez oldular.
Yemek cocugunuzun sadece midesini kirletir.
Cok agir degilse yedikleri, ya birkac gun hasta yatar, ya da midesi yikanir.
Her gun zehirli filmlerle ruhu kirlenen cocuklarin ne hale geldigini gormek zorundayiz.
"Zehirsiz film var mi ki?" diye dusunmeyin! Evet, maalesef zehirsiz film sayisi cok az.
Bence asil sorunumuz, cocuklari zehirlerden korumayi basaramamis olmak degil.
Kendimizi bu zehirlerden koruyamiyoruz ki, cocuklari nasil koruyalim?
Kendini kurtaramayan baskasini kurtaramaz.
Takip ettigi dizinin bir sonraki bolumunu kacirmamak icin aceleyle sofrayi toplayip, kumanda elinde televizyonun basina gecen annelerin cocuklarindan sikayetci olmaya hakki var mi?
Tuttugu futbol takimin tum futbolcularini, yedekleriyle birlikte ezbere bildigi halde, oglunun bir tane arkadasini tanimayan babanin, oglundan surekli sikâyetci olmaya hakki var mi?
Vucudum bozulmasin diye cocugunu emzirmeyen annelere soyleyecek fazla bir sey bulamiyorum!
Bedeninden bir parca olan, cigerparem diye tanimladigimiz oz evladini bile doyasiya bagrina basma duygusunu kaybetmis birisine ne diyebilirsiniz ki? Bana bir tane "hayvan" gosterin "vucudum bozulmasin" diye evladini baskalarina teslim eden. Ben duymadim.
Biliyorum, bu cumle biraz agir oldu ama icimden geldigi gibi yazmasam icimde "koz" olacak.
Kendimizi doyurmadan baskalarini doyurmayacagimiz gercegini anlamak zorundayiz.
Kendisi okumayan baskasina okuma emrini verirken ne kadar etkili olur.
Kendini egitmeyen baskasini egitirken zorlanmaz mi?
Hani hep biz buyukler genclerden ve cocuklardan sikayetci oluruz ya!
Adamin biri is guc sahibi olamamis olan ogluna "Sultan Fatih senin yasindayken Istanbul'u fethetti!" deyince, hazir cevap delikanli "Fatih’in babasi senin yasindayken devlet yonetiyordu!" demis.
Anne babalar cocuklarimizi ellerimizle zehirlemeyelim!
Ne bu dunyada ne de oteki dunyada bunun hesabini veremeyiz!
Dert - Nimet
demek ki neymis :
derdimi dinledim, derdimden igrendim...
onun derdini gördüm, derdime imrendim....
Ömür dedigin 3 gündür,
dün geldi gecti, yarin mechuldür,
o halde ömür dedigin bir gündür,
O Da Bugündür...
Not: Ne güzel cizilmis bir karikatür degil mi? Cizenin ellerine saglik! Mailime gönderen Aysemmm'in annesine tesekkürler. Bende birilerine birseyler hatirlatir belki diye paylasiyorum, bazen bulundugumuz durumdan daha kötüleri oldugunuda düsünsek hayat daha kolaylasir belkide...