8

Sustum...

2 sarki sözü paylasmak istedim...Icimdekileri yazmak istemiyorum, susmak en iyisi bu siralar ve beklemek...


Bendeniz - Güvendiğim dağlara kar yağdı

Mutluydum huzurluydum
Nasıl kıydın anlat bana
Bir an mıydı anlat bana
Kimim vardı senden başka

Güvendiğim dağlara kar yağdı
Hiç ummadığım yerden yara aldım
Haykırdım yalvardım duyulmadı
Aşkımda kimin gözü vardı ...


Gripin - Hic Gelme Gideceksen

Usandik
Uslandik
Bu yagmurda Yeter Çok islandik
Yol olduk
Yok olduk
Bu yollarda asinan Hep biz olduk
Hep biz olduk
Kimler geçerken içimden
Bir sen vardin Melekleri imrendiren
Hiç gelme gideceksen
Ürkek buz tanesi
Zamanin gelince Eriyeceksen
Bir açtik
Bir solduk
Soluduk yillarca Tek nefes olduk
Bir vardik
Bir yoktuk
Bu yollari asindiran Hep biz olduk
Hep biz olduk
Kelimelerle oynarken hep seninle
Kanattik kalplerimizi
Kanattik uçuran birbirimizi
15

PHiLiPS'ten Geriye Kalanlar...

Philips'te ögrenim hayatim bitti 3 haftada...
Yani kendim bitirdim!
2 yil bu sekilde götüremezdim!
Henüz bana ihtiyaci olan bir kizim var ve daha kücük.
Bir denemek istemistim en azindan.
Tabiki bu demek degilki pes ettim, kesinlikle hayir. Baska kendime daha uygun ve zaman yönünden kizimada uygun bir ögrenim bulucam!!!

En önemli sebep vakitten dolayiydi birakmamda. Cocugu olanlar vardi ama en kücügü 6 yasinda diyelimki...
9 saat oradaydim hergün 2 saatte gidis gelis, 11 saat.
Eve gelincede ev isleri yemekle mesgul oluyordum, kizimi sadece yemek yedirirken uyuturken görmek bana yetmedi onada yetmedi!
Ikinci sebep ise bu makina alanini sandigim gibi sevmedim. Yani makinalara dokunmak, demirlerle ugrasmak ilk denemelerde degisik, güzel ama her zaman calisacagimi düsününce istegimi göremedim. Bu benim icin önemliydi! Yani oraya gidip deneyip görmüs oldum!
Bayramin ilk günüyle Philips'teki ögrenimimin kaydini sildirdim.
Bakalim simdi ne cikacak karsima?!
Birseyler yapmaliyim!
Kizim icin, onun gelecegi icin...
En azindan hayal ettigim icin..
Eminim benim icin böylesi hayirliydi ondan böyle oldu!
Sizler icin birkac Philips hatirasi:

Sahur sonrasi uyumayip, sabah 6:26 gibi evden cikardim ve metroyla 9 durak falan giderdim.Sonra bu trene ulasir ve bununla 15 durak giderdim.Nedense her sabah gülerek, neseyle gittim. Kulagimda müzik vardi hep ve ben oynamamak icin zor tutardim kendimi sabahlari :)

Ders gördügümüz siniflardan biri burasi. Ben genelde ortalarda otururdum.


Defterim ve masamin üstü...


Bu aletin türkcesini bile bilmezken direk almancadan ögrendim :) Buraya calisacagimiz demiri yerlestiriyoruz ve simsiki duruyor orada. Bu yanindaki seylerde törpüler, biri ince biri kalin, daha kalini ve inceside var, yani boy boy. Törpülerin yanindakilerde ölcmek icin mm cinsinden.

Bu da elimde calistigim demirimdi. Bunun üstünü 1 mm kücültmek bile o kadar uzun sürüyorki, igneyle hendek kazmak gibi ayni. Yorucu bir is ama tam tutturunca, ölcüsünü ve boyutunu insan seviniyor :)

Burada güzel deneyimler yasadim, epeydir insan ortamina girmemistim böyle kalabalik, okul yasamini özledigimi farkettim.


8

Özledim Anne

Gurbetin ışikları gönlümü aydınlatmıyor anne
Toprağı buram buram mis gibi kokmuyor anne
Gurbetin hiçbir nimeti beni mutlu etmiyor anne
Gözlerimin önünden yurdumun hiçbir şeyi gitmiyor anne

Duygularım kördüğüm olmuş gözyaşım gelmiyor anne
Şakır şakır konuşan dilim şimdi konuşmuyor anne
Ne geceler nede gündüzler geçmiyor durmuş sanki anne
Sevdiklerim aklıma geliyor adlarını söyleyemiyorum anne
Nereden çıktı gurbette yaşamak bilemiyorum anne

Ölüme yavaş yavaş gidiyorum sanki anne
İnsanlar somurtmuş telaşlı hep izdiham içinde anne
Ne olacak benim bu halim şaşırdım kaldım anne

Kuru ekmeğimi çorbaya doğradığım günleri özledim anne
Taptaze yogurttan yapılmış buz gibi ayranı kana kana içmeyi özledim anne
Gurbetin albenisi güzel ama içimi güldürmüyor anne
Buranın rüzgarları bir hoş esmiyor serinletmiyor beni anne

İnsanların bakışları ürkütüyor beni küstürüyor anne
Ne yersem yiyeyim lezzet alamıyorum anne
Adım çıktı zengine mutlu fakirliğimi arıyorum anne
HELAL kazanılmış lokmaları arar oldum anne

Bu genç yaşımda kamburlaştı belim yüzüm asık anne
Manevi zenginliğimi kaybedeceğime üzülüyorum anne
Soframdaki bereketi evimdeki eski huzurumu özledim anne
Büyüklere saygılı küçüklere sevgili olmayı arıyorum anne

Ahde vefayı ihlası ve bir lokmayı birlikte paylaşmayı özledim anne
Maheretli ve nasırlı ellerinden öpmeyi özledim anne
Süzülmüş mercimek çorbasını kaşıklarken buharındaki mutluluğu özledim anne
İnsanların canı gönülden birbirlerine gidip gelmelerini özledim anne
Mevlana nın dediği gibi ya göründüğün gibi yada olduğun gibi görün olanları özledim anne
Yapmacık hareketler kendine iyi bak cümlesi bana yavan geliyor anne
Dostça kucaklaşmayı kucaklaşırkende samimiyeti özledim anne
İçi boş olan görüşelim tamam mı cümlesini sevmiyorum anne

Erkekçe el sıkışmayı sevdiğini asla yarı yolda koymamayı özledim anne
Komşuların dayanışmasını birbirlerine yemek göndermesini özledim anne
Herkesin kendi kapısının önünü yıkayıp temizlemesini özledim anne
İnce uzun sokakların güzelliğini özledim anne

Gurbette ölmek hoşuma gitmiyor korkuyorum anne
Bir Fatihanın okunup okunmayacağını düşünüyorum anne
Mezarımın üstünde kuşların cıvıldaştığı bir ağaç istiyorum anne
Bunları hep tasavvur etmekten gurbet hayatı beni uyutmuyor anne

Kırlarda kor ateşte demlenen kaçak çayın tavşan kanına benzemesini özledim anne
Başımı dizlerine koyup şekerlemeyi özledim anne
Kim ne derse desin ben patika yolların tozunu özledim anne
Ben bir bağcının her geçen yolcuya salkımlarca üzüm vermesini özledim anne

Ben insanların selamlaşmasını kolay gelsin bereketli olsun demelerini özledim anne
Ve ben kuşların insanlardan ürkmeden özgürce uçmalarını özledim anne

Bu hayata alışamadım soluğum kesildi
Takatim tükendi anne
Yarını karanlık geleceği meçhullerden oldum anne

Başka annelerin şefkati beni tatmin etmiyor yorgunluğumu gidermiyor anne
Babamın yorgun argın işten gelirken gözlerindeki mutluluğu ve sevinci özledim anne
Yıldızları bir bir saymaya çalışırken derin uykuya dalmayı özledim anne

Bahar gelince gül bahçelerinden gül toplamayı özledim anne

Not: Siirin kendime uymayan misralarini kaldirdim. Siir netten alintidir.
Bizim tek bir sorunumuz oldu bu zamana dek, ara ara. Bu da Kumar!
Bilmeyenler icin yazdim.
17

Bayram Gelmis Neyime :(

 Kötüyüm...
Berbat bir bayram geciriyorum :(
Bayram sabahi duydugum seylerle azcik olan güvenimde sarsildi!
Güvenmiyorum kimseye daha, hemde hic kimseye...
Ben dürüst olmaya bu kadar önem verirken neden beni bulur böyle seyler demiycem, bu da benim sinavim biliyorum ama yoruldum galiba :(
Bu hayat yolunda ayagima arada bir takilan celmeler beni biktirdi artik!
Tam ayaga kalkarken bir celme daha....
Iyi olunca, bu iyilik kullanilmalimi illaki, yahut affedince nasilsa affeder gene mi oluyor :(
Insanlar neden hatalarindan ders almazki !
Bugün hic tatli birsey yemedim daha, hatta tersine acili seyler yedim.
Yüregimin tadi yok, agziminda varsin olmasin...
Suan dört duvarimin icinde yalniz Allah görüyor gözyaslarimi...
Baska kimsem yok iste!
Kizim uykuya daldi, görse beni " üzülme anneee" der durur.
Bayram gelmis neyimeeee
Anaaam anaaam garibeeem :(
Kan damlar yüregimeeee
Anaam anaam garibem :(
15

HaYIRLI BaYRaMLaR


Ramazan gelirken kapimizi böyle süslemistik kizimla zevkle.
Ve artik kaldirma zamanida geliyor...

Bu yil Ramazan'i istedigim gibi geciremedim, yogunluktur gecti gitti :(
Insallah seneye dolu dolu bir Ramazan gecirmek nasip olur ümidiyle Ramazana veda ediyorum.
Türkiye'de ki Ramazan'in tadi apayri!!!

Buradakiler bunu cok iyi bilirler...

Simdi bayram geldi ama burada haftaici ve bayram gibi degil.

Tv'de hoca " bayram oldugunu hissettirin ailenize ve cevrenize, komsunuz yabanci bile olsa bir tatli ikram edip, bugün bizim bayramimiz deyin " diye ne güzel anlatti. Bunu yapmaya calisiyoruz bizde en azindan. Gurbette yasamanin zorluklarindan biri iste bayramlardaki bu durum.

Gelin bu bayramda cocuklarimizi sevindirelim, onlara hediye alacak gücümüz yoksa bile, kendimiz birsey dikelim yahut yapalim, örelim...vs. herhangi birsey.

Gelin bu bayram büyüklerimizi bol bol ziyaret edelim.

Gelin bu bayrami BAYRAM gibi yasayalim!
Sabah erken kalkip, özenle giyinip, süslenip püslenip mis gibi kahvalti esliginde güne baslayalim.
Evdeki bireyle birbiriyle bayramlasip hediyelessin.
Cebimizde, cantamizda cikolata-seker tasiyalim. Yolda tanimadigimiz cocuklarada verelim...

Gelin bu bayram küskünlükleri yok edelim...
Hepinize mutlu bir bayram gecirmeniz dilegimle!
4

FIRINDA SebZeli KöFTe

Ramazan bitmeden bir yemek tarifi daha ekleyeyim.
Aslinda cogumuzun yaptigi ve begenerek yedigi birsey ama birde benim dilimden dinleyin :D

Ayrica bu tip yemekleri ben göz karari yaparim, yani miktar ölcmem ve baharatinida nasil seviyorsak öyle ayarlarim.

Öncelikle köfteyi hazirliyoruz, ben köfte baharatiyla yogurdum kolaylik acisindan. Icine ekstra bazen sarimsak, ekmek tozundan ve maydanoz ilave ediyorum.

Köfteleri bitirince sebzelerde sira.
Önce patlicanlari soyup güzelce tuzlu suda bekletelim, patlicanlarin aci suyu ciksin diye.
Suda bekletmedende yaptigim olmustur ve tadi birbirini tutmuyor, yani sart oldu patlicanlarin tuzlu suda dinlenmesi :)
Patates, biber ve domatesleride sevdigimiz bir sekilde dograyalim.
Suda bekleyen patlicanlari iyice suyunu süzüp, havlu kagida alalim, kuru iken kizartmasi daha kolay.

Kizartmaya baslayalim patlicanlardan, istedigimiz miktarda, yani tam pismeyecek sekilde...
Kizaranlari havlu kagida alalim, fazla yagini ceksin diye. Cünkü patlican cok yag cekiyor.
Patatesleri, biberleri ve domatesleride kizartinca biraz sira geldi hepsini bir firin borcaminda birlestirmeye.

Bunlari güzelce tuzluyoruz tabiki, ben bazen kizarttiktan sonra tuzlarim.

Hepsini siraladiktan sonra icine azcik salcali baharatli su ilave ediyoruz ve firina koyuyoruz.
Orada onlar kendini salana dek pisiyorlar.

Yaninda yogurtlu bir salata iyi gidiyor ayrica kesinlikle pilavla cok güzel yeniliyor.

Afiyet olsun :)
Back to Top