Tavsiye-Tipps etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tavsiye-Tipps etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
11

Fanusta baliga HAYIR

Baliklari cok severim, yemesini de :P
Ama akvaryum baliklarini ayri tabiki, yemem :D
Gerci esim hamsi besleyelim diye espri yapmisti önceden, sonra besleyip yermisiz güya :D

Benimde akvaryumum vardi hic resmi yok, o zamanlar digital kameramda yoktu, resim ceken telefonumda. O zamanlar dedigim hamileykenden bahsediyorum :S
Hamileyken ben ilgilenemeyince, birde kokusundan biraz tiksinince, bu görevi esimde üstlenmek istemeyince kuzenime hediye ettim, o da bir akvaryum istiyordu o siralar, simdi onlara gittikce bakiyorum gerci icindekiler ayni baliklar degil ama :( Benimkiler oraya gittikten sonra dogurdu hatta, siyah beyaz ve dalmacyali Molly'ler vardi :) Birde bir iki cesit baska baliktan.

Anlatmak istedigim önemli konuya geleyim.

Bazen cok güzel görüyorum fanusta balik resmi, görsel cok güzel evet ama hic düsündünüz mü o balik orada neler cekiyor?
Ben birazcik bu konuya degineyim o halde, fanusu olanlar birkez daha düsünsün :S

Öncelikle o fanuslar baliklar icin üretilmemistir, cicekler icin, ici genisce oldugundan bitkiler uzun süre yasasin diye, yani süs icin. Baliklar süs degil ve o nedenle neden fanusa konulsun ki? Onlar CANLI.
Fanusta baliklar strese giriyormus, bunu ben uydurmuyorum bir sürü yerde okudum nette özel balik yetistiriciler iyi bilir. Baliklar dogasi geregi gezebilmek ister, yani dibe oturan bir baligin hastalanmasi ölmesi yakindir. Fanustaki balikla cezaevine girmis insan arasinda fark yoktur.

Fanustaki balik, fanusun disbükey caminin arkasindan dünyayi sasi görür bu da o hayvana iskencedir hep. Fanustaki baligi posette beslesek aynisi, yani posetteki yasam kalitesinden pek farki yok materyalin cinsi disinda.
Bende epeydir yeniden balik beslemek istiyorum ama fanusta degil. Eskisi gibi büyükce bir akvaryumda düsünmüyorum ama kare seklinde biraz genisce bir cam yaptiracagim yahut alacagim burada birkac yerde görmüstüm, onun icine iki üc balik alirim belki kizima bir sorumluluk vermek icin, o yem verir, canli bir hayvani gözlemler :) Yani bütceniz yetmiyorsa yahut yeriniz yoksa sizde böyle birsey yapin, fanus gibi yuvarlak olmasin, köseli birsey olsun genisce! Ama en güzeli tabiki rahatca gezinebilecekleri akvaryum, bu da ilgi ve bakim istiyor kesinlikle!

Ama reklamlarda, filmlerde, bürolarda bu fanuslari daha cok görecegiz gibi, belki herkes bu konuda bilgilenene dek...
19

Hani benim sakizim

Sakiz cignemeyi cok severim. Ama özellikle evde cignedigimde rahatsiz edici cignerim, esim arada ''az sessiz cigne'' diyo evde, ondan biliyorum yoksa farkinda bile degilim hehe :)

Eskiden ne sakizlar vardi, ben Big Babol sakizini severdim cok ,onunla en büyük balonu yapiyorum diye..Tipitip, Turbo( erkeklerin daha cok aldigi sakiz) ,Pembo...vs. gibi sakizlar vardi.

En cok Orbit cigniyorum ben, cok cesitleri var. Yemekten sonralari özellikle evde degilsem bir sakiz atarim agzima ve dislerimin temizlendigini düsünürüm ;)

Gelelim sakizin faydalarina, sizler icin arastirdim biraz netten ( hemde kendim cok cignedigimden merak ettim :) );

1- Tükürük salgılamasını arttırarak mide asidini düzenlediği, mide ekşimesine, diş çürümelerine, zayıflamaya ve hafızaya yararı konusunda deneyler yapılıyor.

2- Sigarayı bırakmak için kullanılan en etkin yol da yine sakız çiğnemek.

3- Tükürük bezlerinin günde iki litre tükürük salgılaması gerektiği halde stres altında bu üretimin yüzde 50 düştüğünü söylüyor. Sakız çiğnendiğinde tükürük üretimi hızlanıyor.
"Sakız çiğnemenin fazla enerji üretimine yardımcı olduğu, sindirimi rahatlattığı, zihni ve vücudu daha keyifli ve etkin hale getirdiği bir gerçek.
Bu da daha fazla kalori yakmaya neden Dolayısıyla kilo vermeyi kolaylaştırıyor." Ancak fazla sakız çiğnemenin yine aynı sebeple açlık hissi uyandırdığına dikkat çekiyor.
4- Soğan doğrarken sakız çiğnemek göz yaşarmasını önlüyor.

5- Uzmanlar "Sakız çiğneyen hastalar 5 günde taburcu olurken sakız çiğnemeyen hastalar ise 7 günde hastaneden çıkabildi" demisler benden söylemesi:)

6- Uzmanlar, yüz felcinden korunmak için sakız çiğneyip balon şişirmeyi öneriyorlar!

Son olarak bir Nasreddin Hocasi fikrasi eklemek istiyorum;

Hoca'ya birisi gırgır olsun diye:
- “Hoca, demiş, ben kenefte bile sakız çiğnerim! Bunun kitapta yeri var mı?
Hoca, bu zevzek zirzobu bozmamak için:- “Bak oğlum, demiş, bunu bir daha yapma!”
Fakat, zirzop:- “Anladık Hoca da... Sen bunun yerini kitap da gördün mü görmedin mi? Diye yılışınca, Hoca:- “Hayır oğlum, demiş, ben görmediğim şeyi gördüm diyemem. Ama seni öyle kenefte sakız çiğneyerek çıkarken görenler, oraya ettiğin şeyi yediğini zannederler!
9

Mutlulugun Formülü

1. Çok su için.

2. Kahvaltıyı kral, öğle yemeğini prens ve akşam yemeğini de dilenci gibi yiyin.

3. Ağaçlarda ve bitkilerde yetişen yiyecekleri daha çok ve fabrikalarda üretilen yiyecekleri daha az yiyin.

4. 3 E ile yaşayın -- Energy, Enthusiasm, and Empathy (enerji, heyecan ve duygu paylaşımı).

5. Dua yapacak zaman yaratın.

6. Daha çok oyun oynayın.

7. Daha fazla kitap okuyun .

8. Her gün en az 10 dakika sessiz olarak oturun.

9. 7 saat uyuyun.

10. Hergün 10-30 dakika yürüyüş yapın. Ve yürürken gülümseyin.

11. Hayatınızı başkalarınki ile karşılaştırmayın. Onların seyahatinin ne hakkında olduğuna dair hiçbir fikrin yok.

12. Kontrol edemeyeceğiniz olumsuz düşüncelere veya şeylere sahip olmayın. Bunun yerine enerjinizi olumlu şekilde şu an için harcayın.

13. Kendinizi fazla abartmayın; sınırlarınızı bilin.

14. Kıymetli enerjini gevezelikle, dedikoduyla boşa harcama.

15. Uyanık iken daha fazla hayal kurun.

16. Kıskançlık, çekememezlik zamanın boşa harcanmasıdır. İhtiyacınız olan herşeye zaten sahipsiniz.

17. Geçmiş meseleleri unutun. Partnerinizin geçmiş hatalarını hatırlatmayın. Bu durum mevcut mutluluğunuzu bozar.

18. Hayat, birisine kin duyarak zamanı boşa harcamak için çok kısadır. Kimseden nefret etmeyin.

19. Geçmişinizle barış yapın ki, şimdiki zamanı bozmasın.

20. Senden başka hiç kimse senin mutluluğundan sorumlu değildir.

21. Hayatın bir okul olduğunu ve öğrenmek için burada olduğumuzu unutmayın. Problemler, cebir dersi gibi gelip giden, ancak aldığımız derslerin bir ömür boyu devam ettiği eğitim programının bir parçasıdır.

22. Daha fazla gülümseyin ve gülün.

23. Her tartışmayı kazanmak durumunda değilsiniz. Aynı fikirde olmamak için anlaşın.

24. Ailenizi sık arayın.

25. Her gün diğerlerine iyi bir şey verin.

26. 70 yaşından büyük ve 6 yaşından küçük kimselerle vakit geçirin.

27. Hergün en az 3 kişiye gülümseyin ve tanımadığınız en az 1 kişiye "GÜNAYDIN" deyin.

28. Başkalarının senin hakkında ne düşündüğü seni ilgilendirmez.

29. Hasta olduğun zaman işin sana bakmamalı. Arkadaşların bakmalı. Onlarla temasta olun.

30. Faydalı, güzel veya neşe dolu olmayan herşeyden uzak durun.

31. Bir durum iyi veya kötü olsun, nasılsa değişecektir.

32. Nasıl hissettiğinizin önemi yok, haydi kalkın, giyinin ve ortaya çıkın.

33. Sabah canlı olarak uyandığınız zaman, bunun için Allah'a şükredin.
Not: Bu enerji veren yazi mailime gelmisti, bende sizlere biraz enerji göndermek istedim. Bunun ciktisini alip bilgisayar masamin henar bir yerine tek tek kesip gelisigüzel yapistirdim gözümün önüne :)
15

HaYDi HoBiLeRi CoGaLTMaYaa :)

Hobi edinmek ister misiniz?

Yani simdiye kadar yaptiklarinizi bir tarafa koyup, yeni birseyler denemek!
Eskileri tabiki atmiyoruz, sadece bekletmeye biraz özlemeye aliyoruz.
Ben bunu yapamam, edemem diyenleri sevmem!
Cünkü bastan zaten kaybetmis oluyorlar önyargilariyla...
Insan öyle bir varliktir ki, isterse ugrasirsa herseyi yapabilir!
Yani adim atmak ve istek önemli!

Yeni hobi edinirkende önyargi olmadan bir denemeden birsey kaybedilmez düsüncesiyle baslanabilir! Baktikki zevk aldik, devamida böylelikle gelir!

Ben simdi aklima gelenleri madde madde yazicam!


1- Müzik Dinleyin ve Dans Edin: Eger müzik dinlemeyi sevmiyorsaniz, size yakin olan bir tarzda dinleyin, dünyada öyle cok müzik cesidi varki! Ayrica dans bilmeseniz bile kendi capinizda sallanip, ellerinizi hareket ettirmeniz bile mutluluk verecektir!
Müzik dinleyenler ise degisik hic dinlemedigi bir tarzi dinleyebilirler!

2- Fotograf Cekmek: Fotograf cekmek zevklidir, hemde sanildigindan fazla! Özellikle iyi bir poz yakalayinca...Fotograf makinaniz olmasi bile sart degil artik telefonlar bile gayet güzel cekiyor! Zamanla belkide her yerde her an bir poz yakalamaya calisirken bulacaksiniz kendinizi!

3- Resim Yapmak: Alin kagit kalemi cizin birseyler...Ben bazen önüme birsey koyup onu cizmeye calisirim mesela. Yagli boya ile duvariniza ufak bir sekil cizin ve boyayin!

4- Örgü Örmek: Kocaman birsey örmeniz sart degil, once ufaktan baslayin. Mesela örgüden bir mutfakta kullanabileceginiz tutacak yapabilirsiniz, dümdüz örerek.
Örgü örmek icin netten faydalanabilirsiniz, ilmek dahi bilmeyenler icin animasyonlu gösterilen siteler var! Sonrais eminim gelir, örgüde iyi bir teparidir ve bende cok seviyorum!

5- Sabun Yapmak: Evde hic sabun yaptiniz mi? Bende yapmadim ama yapilacaklar listemde duruyor! Kendi sabunumu yapip, süslemek isterim. Icine meyve kabuklari, dilimleri bile koyabiliriz yanarken mis gibi kokar! Bu konuda neler gerekli Hobby magazalarinda danisilip alinabilir sanirim.

6- Pasta-kek-kurabiye Yapmak: Internetten bir tarif alin, kafaniza ve evdeki malzemelere en yakin hangisiyse, girin mutfaga! Hic mutfakta deneyiminiz olmasa bile ,deneyin sadece!
Ilk defalik mükemmel olmayabilir ama eliniz alistikca ustasi bile olabilirsiniz!
Özellik yapimi kolay seyler secebilirsiniz baslangic icin!
Hem yeni lezzetler tatmak, hemde yeni bir ugras edinmek cok hos olacaktir!

7- Oyun Oynamak: Burada oyun deyince her tür girer icine. Isterseniz netten oyunlar oynayin stress atmak icin, isterseniz evde hangi oyunlar varsa!
Mesela biz arada esimle Amiral Batti, Santranc, 9 Tas, UNO, Tavla..vs gibi oyunlar oynariz.
Özellikle arkadas toplantilarinda birlikte oynanan oyunlar öyle zevkli oluyorki!
Mesela 2 gruba ayrilip yüzük saklama oyunu, cocuklugumun vazgecilmeziydi!
Sonra hirsiz-polis oyunu…
Isim-Sehir bulma oyunu…
Ben cok seviyorum kalabalik halde oynanilan oyunlari!
Bize gelen herkes oyun oynamadan gitmemeli zaten:)

8- Dogayla Olmak: Bol agacli güzel mekanlarda yürüyüs yapin bol bol, hem temiz hava iyi gelir hemde kafaniz dinlenir!
Evden cikmak istemezsenizde dogadan esintiler bulunsun evinizde!
Bitkiler dikin balkona yahut uygun mekana!
Sevdiginiz herseyi dikebilirsiniz! Büyüdüklerini görmek öyle mutluluk vericiki!

9- Film Izlemek: Arada bir sevdiginiz DVD leri koyun izleyin sirayla!
Yahut yeni bir film kiralayin izleyin.
Birde arada arkadaslarinizi cagirip birkac film bir arada, güzel bir video aksami yapin!
Filmler bittikten sonra ise filmlerden neler alindi msjlarini konusun!

10- Yeni bir dil Ögrenmek: Bir dil ögrenmek bazi insan icin hobi olabilir! Size hos gelen, konusmayi hayal ettiginiz bir dil üzerine sözlük alin, arada bir kelimeler ögrenin!
Birkac kelime bile bilseniz yinede cok güzel!

11- Taki Yapmak: Taki yapmak günümüzde cok yaygin. Internette basit yapilis semalari bile var. Belki kendizi icin belki cocugunuz icin yahut arkadasiniz icin birsey deneyebilirsiniz!

12- Blog Olusturmak: Internette gezinen biriyseniz, vakit ayirabiliyorsaniz arada birde olsa, bir blog olusturabilirsiniz! Bende zamaninda neden olmasin deyip acmistim blogumu! Hala devam ettigime göre demekki güzel seymis:)

13- Koleksiyon Yapmak: Sevdiginiz birseyleri biriktirin! Bu cok sey olabilir, diyelimki eski bir örnek Pul! Cesitli yaprakalr toplayip bir deftere yapistirip biriktirmekte güzel olur bence!

14- Kartpostal Yapmak: Sevdikleriniz icin kendiniz kart olusturabilirsiniz! Hemde el yapimi olur, daha degerli olur yani! Ayrica bunu cocuklarla birlikte yamakta zevkli olur, onlarda birseyler ögrenirler.

15- Hikaye Yazmak: Eger hayal dünyaniz genisse, oturun yazin bol bol! Akliniza ne gelirse, hayal edin sadece, gerisi gelir! Belki bu sekilde kendi kitabinizi bile olusturabilirsiniz!

16- Hayvan Beslemek: Evinize bir hayvan alabilirsiniz. Benim tercihim kus, su kaplumbagasi yahut baliklardan yana:)

17- Bisiklet Sürmek: Bisiklet hic sürmedim daha demeyin sakin! Cok güzel bir spor!
Sürerken hem zevkli hemde spor yapmis oluyor insan. Ben bisiklet sürmeye bayilirim, helede yaz aksamlari serin havada!
Ögrenmeside zor degil! Ilk baslarda denge saglamak önemli, her an düsecek gibi oluyor insan ama zamanla denge olayi kapaninca bas gaza git:)

18- Enstrüman Calmak: Yukarida müzik dedik ama enstrümani unuttuk! Ilgi duydugunuz bir enstrümanin kursuna gidebilirsiniz! Bunu bende ilk firsatta uygulamak isterim!
Flütten baska calabildigim yok:)

19- Dj'lik Yapmak: Sesiniz güzelse, biraz müzikten cakiyorsaniz ve konusmayi seviyorsaniz online dinlenebilen bir Radyoya basvurun ve deneyin! Bende bu isi birkac yil yaptigimdan, cok zevkli ama kizim olali biraktim!

20- Kitap Okumak: Benim gibi az okuyan biride bu basligi en sona koyar iste! Okumayi sevdiginiz alanlarda kitaplar alin kendinize ve birinden baslayin...Az okuyanlar özellikle kitap alirken danisip arastirip almali bence, yoksa akici bir kitap olmazsa hepten birakirlar okumayi:)


Gecenin bu vakti aklima gelen hobiler bunlardi. 20 taneden yapmadiginizi secin ve bunu yapicam deyip yola koyulun!
Amac bos durmamak, ee bos durani seytan bile sevmezmis degilmi!

Hobi arayanlarada fikir vermis olmusumdur umarim!
(Aklima geldikce yeni maddeler eklemeye calisirim)

Bol hobili günler:)
12

Bu bir Blöf mü?

Ben yeni bir oyun buldum.
Hem egleniyor hem ögreniyorsunuz, yani genel kültür bayagi bir artiyor.

Sorulara vereceginiz cevap dogru yahut bu bir blöf diyorsunuz.
Sonucu ayrintilariyla görmekte cok güzel ögreticiligini ortaya koyuyor.

Mesela oradan simdi birkac soru cözücem ve ögrendiklerimi aktaricam :
*Rihanna Umbrella sarkisi ünlendikten sonra, Totes isimli bir şemsiye üreticisi ile anlaşmış ve bu marka altında Rihanna şemsiyeleri satışa sunulmuştur.

*İlk futbol oynayan Türk gençleri sarayın baskısından dolayı yabancı isimleri altında futbol oynamışlardır. Bunların ilki bir deniz subayı olan Fuat Hüsnü Kayacan'dır. Kayacan "Bobi" takma adıyla İngiliz takımlarında futbol oynayan ilk Türk futbolcusudur.

*Dünyada ilk kez 1893 yılında Fransa'da otomobillere plaka takıldı.

*Dünyanin en zengini Osmanli soyundan geliyor. Meksikalı Carlos Slim (Selim) Osmanlı soyundan gelmektedir. Ayrıca 67.8 milyar dolarlık serveti ile birincilikte olan Selim 13 yıl sonra Bill Gates'i tahtından etti.

*İnsan beyninin %80'i sudan oluşmaktadır.

......... bu liste uzar gider :)

Yani her soru ayri bir alan cikabiliyor, ister kayit olun oynayin isterseniz kayitsiz öylesine.

Ben burayi cok sevdim arada oynarim artik kafami dagitmak icin :)

13

SeVGi DePoLaRiMiZa BaKaLim, dolu mu?

Nefret ettiginiz birini sevmemiz mümkün mü acaba?

Esimizle yahut sevdiklerimizle problemlerimiz oldu diyelimki! Bunlar birikti birikti ve aramizdaki duygulari yipratti eskitti, artik sevgi yok oldu! Ne yapilabilir sizce bu durumda?
Yillar icinde birbirine söylenilen aci sözler, kirici davranislar..vs. bunlar hep iz birakiyor ve zamanla belki nefrete dönüsebiliyor.

Ben bir evli ciftin hikayesini yazacagim.
Erkek hicbir caba göstermiyor, artik evlilik kötü halde, kadinda düsünüp durmakta...Yani kadin bosanmaninda bir cözüm olmadigini düsünüyor, birseyler yapip bu durumu degistirmek istiyor.
Erkek ise ne psikolojik yardimi kabul ediyor ne de evlilik üzerine birseyler okuyup ögrenme cabasinda, bunlari sacma buluyor!
Bu durumda olup bunu cözmüs kadinlar var biliyor musunuz?
Tabiki kolay degil, kadinin ilk basta ugrasmasi gerekiyor biraz.
Neden mi?
Cünkü artik erkekte sevgi deposu bosalmis bu yukaridaki tarif ettigim ciftte.
Önce erkegin sevgi deposunu doldurmali ki erkekte kadina sevgi sunabilsin!
Bu cok önemli! Yani hicbirsey yapmadan erkekten sevgi bekleyemeyiz,o öyle davraniyorsa zaten sevgi deposu bombostur.

Dr.Chapman anlatiyor bu yukaridakileri kitabinda ( 5 Sevgi Dili ). Ve kadina söyle bir cözüm öneriyor:

6 aylik bir deneme süreci yapilacak kadin tarafindan kocasina.
Önce kadina hedefini belirlemesini istiyor, yani 6 ay icinde esinde ne gibi degisiklikleri istiyor?

Kadin: '' Beni tekrar sevdigini ve benimle zaman gecirerek bunu ifade etmesini isterim,birlikte birseyler yaptigimizi, bir yerlere gittigimizi görmek isterim. Benim dünyamla ilgilendigini görmek isterim. Fikirlerime deger vermesini, beni dinlemesini isterim. Evliligimize herseyden cok deger verdigini bilmek isterim. ''

Tabiki suan icin kadinin istedikleri imkansiz cünkü esi bunlarin hicbirini yapmiyor, herseyden sikayetci ve bazen kötü laflar söyleyebiliyor..vs...
Ama kadin kararli herseyi yapmaya ve Dr.Chapman'in önerisini denemek istiyor her ne olursa olsun.
Öncelikle erkegin sevgi deposunu doldurmali! Bunuda onun sevgi dilini yani neleri sevip sevmedigini bilerek belirleyecek.
Mesela bu erkegin sevgi dili onay sözleri olsun. ( Bu sevgi dilllerini bu kitaptan ögrenebilirsiniz ayrintili olarak). Onay sözleri yani genelde erkegin yaptigi güzel seyleri takdir etmek, hatalarini yüzüne vurmamak, alcakgönüllü-cesaret verici-sevecen sözlerle onu azcik simartmak gibi aslinda..( belkide ben iyi özet yapamiyorum ama bu yönde seyler yani ).
Mesela iyi birsey mi yapti bunu takdir etmek, hatalarini ise bu sürec icinde bir kagida yazip hic erkege yansitmamali!

Kadin suan esine karsi bombos hatta nefretle dolu biraz, bu kadin icin kolay olmayacak!
Kadin soruyor Dr'a :''Birine karsi bu kadar olumsuz seyler hissediyorken, hissetmedigimiz gibi davranmak ikiyüzlülük olmuyor mu?
Dr. Chapman: '' Eger hissetmedigi nseyleri hissettigini iddia edersen bu ikiyüzlülük fakat karsindaki kisinin yarari icin bir sevgi davranisinda bulunursan bu yalnizca bir secimdir! Yalnizca onun iyiligi icin bir sey yapmayi seciyorsun.''

Önce erkege söyle demeli bu ise baslarken : ''Evliligimiz hakkinda biraz düsündüm ve sana daha iyi bir es olmaya karar verdim. Bu yüzden nasil daha iyi bir es olabilecegim konusunda herhangi bir önerin varsa buna acigim. bunu bana söyleyebilirsin yahut biraz düsünüp düsünceni aciklayabilirsin!'' Eger erkegin bir istegi varsa özellikle sikayet ettigi bunu 6 aylik plana dahil etmek gerek.

Kadin bir süre erkegin sevgi deposunu doldurmaya ugrasacak ve diyelimki bir ay gecti ve soracak: ''Bu gectigimiz ay yeni halim nasildi? Hani sana daha iyi bir es olmaya calisacaktim demistimya.. '' vs. seklinde.
Erkek ne söylerse bunu bilgi alarak kabul ediyor kadin yani kötü seyler bile derse buna tepki yok!

Alti ay boyu her ay bu soru soruluyor yani. Verilen cevaplar gitgide degisecektir muhakkak! Cabalarinin ona ulastigini sezince kadin kendisi ondan arada birseyler isteyecek.
Bu erkegin yapmasini istedigi kendi sevdigi icten diledigi seyler olabilir ama belirli birsey olmali!
Mesela: benimle daha cok vakit gecir, olmaz belirli birsey degil! '' Eskiden birlikte bisiklet sürerdik hatirliyor musun? Bu persembe gene sürelim mi ne dersin?Sence mümkün mü? '' bunun gibi olmali istegi, tam belirli birsey!

Bunlari kadin deniyor. Ilk ayda adam birazcik küstah davraniyor, herseyi hafife aliyor. Ikinci ayda olumlu tepkiler veriyor, son dört ayda ise tüm kadinin isteklerini yapiyor hemen..vs. Bu arada kadininda ona karsi sevgisi artiyor tabiki erkek olumlu olunca.
Ikisininde sevgi deposu doluyor böylece.

Belki sizin durumunuzda böyledir ve ne yapacaginizi bilmiyorsaniz bu deneyi yapin bence! Bunu deneyen cok sayida insan sonucunu almis! Sadece baslarda biraz sabir gerektiriyor! Sonuc olarak birbirinizin sevgi dilini konusuyor olacaksiniz ve mutlulugunuz artacak!

Ben bu bölümü 5 Sevgi Dili kitabindan özetlemeye calistim, belki birilerinin isine yarar diye...Günümüzde bosanmalar öyle cogaldi ki! Hep bu sevgi depolari bombos kaliyor o yüzden!

Denemesi bedava buyrun!...

18

$ükür Agacim

Bir forumdaki köse yazari yazmisti, epey oldu okuyali ve cok hosuma gitti fikir!
Bende bunu yapmaya koyuldum sonucu merak ettigimden. Aslinda maketten, yahut disaridan kopardigim bir daldan yapacaktim ama bu plastik agac tam gözümün önünde duruyordu evde süs esyasi olaraktan.
Ne mi yapiyoruz?
Önce gectigimiz bir yil sükredilecek neler yasadik diye düsünüyoruz. Bunlari kagida altalta yaziyoruz ve uzunca seritler halinde kestikten sonra uclarini birlestirip birseyler bagliyoruz.
Evdeki her kisi ayri renk kagida yazmali sükrettiklerini...Eski yil biterken herkesin kagitlari okunacak ve güzellikler ortaya serilmis olacak :)
Sükretmek hayatta cok önemlidir, sükretmeyen hicbir zaman mutlu olamaz bence!

Ben kagitlarimi yazdim 9 tane, esiminkileride ekliycem o yazinca.(Sükredecek seyler o kadar cok ki aslinda ben en büyük cok önemlilerini yazdim ,ayrintiya girilse eminim bu agac degil gercek agac ancak yeter :) )

Nasil güzel bir aktivite degil mi sizcede ? :)
2

Uykun var ama uyuyamiyorsan...

7-8 saatlik deliksiz bir uykunun sırrını söyle acikliyorlar: Yatmadan yaklaşık 1.5 saat önce mutfağa dalmak gerekliymis.
Bir deneyelim mi ne dersiniz?
Tabiki mutfaga girip her caninizin cektigini yiyinde demiyorlar bu uzmanlar.
Belirli yiyecekler varmis uykuyu saglayan ve bizi rahatlatan, uykuya hazirlayan.

Bu yiyecekler nelermis bakalim;

1- Muz: Bunlara sari posetin icindeki uyku haplari isminide verebiliriz yani, insani gevsetip uykusunu getiriyormus.
2- Papatya Çayı: Sakinlestirici özelligi oldugundan özellikle sinirliligin panzehiridir bu cay.
3- Ilık Süt: Icerisindeki bazi maddelerden dolayi beyni yatistirirmis ve rahat uykuya dalmanizi saglarmis.
4- Bal: Ilik sütünüze yahut bitki cayiniza bir cay kasigi ilave etmeniz yeterlidir.
5- Patates: Patatese sasirdiniz belki ama mideyi yormuyormus, mesela firinda pismis yahut püre halinde sütle birlikte.
6- Yulaf Unu: Bu da iyi bir uyku icin en iyi ilaclardan biriymis,bir serbetle karistirip icilebilir.
7- Badem: Kalp dostu bu yemislerden bir avuc dolusu yenirse kaslarin rahatlamasina neden oluyormus.
8- Keten Tohumu: Hayat ters gittiginde 2 kasik yemek yeterliymis,yogurtla yahut sütle, moral verici etkisi varmis
9- Kepek Ekmeği: Ince bir dilimi beyne ''uyku vakti'' sinyalini yollamaya yeterliymis.
10- Hindi: Bir dilim kepek ekmegi üzerinde kücük bir parca haslanmis et iyi gelecektir,rahatlatacaktir.

(Kaynak: RealAge Türkiye)

Not:Ben hangini denedim diye sorarsaniz, muzu denedim ve pek birsey anlamadim, yani kizimla ne derece mümkünse uyumak o kadar artik:) Papatya cayini biliyordum ve bazen icerim zaten.
12

Yamuk oturmalara son versem

Benim kendimde en sevmedigim seylerden biri bilgisayar basinda sekilden sekile girmektir.
Düzgün oturmayi hic beceremem, yani deniyorum ama ilk dakikada kendiliginden eski halimde buluyorum kendimi yine ve "offff" luyorum sadece.

Cünkü bu oturuslar yüzünden kollarimda, ayaklarimda agrilar cektigim oluyor uzun oturmussam yanlis sekilde.

Bu konuda yazilar okudum birazda yazmak istedim. Eminim benim gibileri vardir, belki daha beterleride var midir ki :S

Dizüstü bilgisayar taraftari hic degildim ama bu yüzden sirf bu yil cok düsündüm bilgisayarimi degistirmeyi, hala kafama uygun bulursam degisicem gercide...

Bileklerde bile bir damarin alti mi varmis, kalinlasiyormuymus neymis, yani hep ayni sekil mausun üstünde oldugundan zavalli bilegimiz...

Maus padlerinizi bilekli olanlardan almanizi öneririm yahutta bileginizin oldugu yere rahat bir minik inekcik koyabilirsiniz benimki gibi :) Yani basit bir önlem ama ise yariyor bayagi.

Birkac egzersiz gördüm onuda paylasmak istiyorum, özellikle boynumuza dikkat edelim, yoksa boyundaki damarlar beyne iyi kan gönderemiyormus ve buna bagli bir sürü sorunlar...

"Nerde hareket orda bereket" :)

Son olarakta netten bir iki öneri:

Eğer gözlük kullanıyorsanız sizin için doğru gözlük olup olmadığını kontrol edin.
Gözünüzün kurumasına izin vermeyin ve sürekli olarak kırpın.
Ara sıra ekrandan farklı bir yere bakarak konsantre olmaya çalışın.
Ekrana yakın oturmayın.
Monitörünüzü göz seviyenizden aşağı şekilde yerleştirin.
Ekranınızın renk ve parlaklığını ayarlayın ve öyle kullanın.
Çok parlak ve göz alıcı olmamasına dikkat edin.
Sık sık oturuş pozisyonunuzu kontrol edin. Dik oturun.
Birde benden bir tavsiye PC yaninda yesil yaprakli bir bitki bulundurun ve arada bakiverin, yesil gözlere cok iyi geliyormus!

Umarim birilerinin isine yarar bu yazim :) Ben bu konudan cok muzdaribim!
13

Pratiklik ne güzel :)

Sizlere begendigim ve beni ilgilendirenlerinden sectigim birkac pratik bilgi yaziyorum.
Umarim isinize yarar!

- Eğer cildiniz kuru ise bir muzu ezin, içerisine bir çay kaşığı bal veya bademyağı karıştırıp yüzünüze sürün. Bir kaç dakika bekleyip ılık su ile yıkayın.

- Eğer ayaklarınız çok hassas ise, sıcak havalarda şikayetleriniz artıyorsa, her sabah bir kaç damla zeytinyağı ile ovalayın.

- Dirsek ve topuklarınızın sertleşmesini istemiyorsanız, bir dilim limon ile ovun. Böylece yumuşacık olacaklardır.

- Bir büyük soğanı rendeleyin ve orta boy bir bal kavanozuna koyup iyice karıştırın. 48 saat bekletin, şurup haline geldiğinde öksürüğü ve soğuk algınlığı olan hastaya sabah akşam bir çorba kaşığı içirin. Soğanın içerdiği yağlar öksürüğü durduracaktır.

- Bisküvileriniz yumuşamışsa onları birkaç dakika fırınlayın.

- Fırında patates yapmadan önce , 10-15 dakika haşlayın ve çatal ile delin. Daha kolay pişecektir.
- Buz kalıplarınızı su ile doldurmadan önce bölmelere portakal, limon ve dilediğiniz meyve parçacıkları yerleştirirseniz dekoratif buzlar elde etmiş olursunuz.

- Ütü yapmayı kolaylaştırmak ve süreyi azaltmak için ütü masasının kılıfının altına alüminyum folyo koyun. Sıcağı geri yansıtacağından ütü yapmak daha kolay olacaktır.

- Çekmeceleri içini boşaltmadan temizlemek istiyorsanız, elektrik süpürgesinin ucuna ince bir çorap geçirin.

- Tahta kaplarınızı suyun içerisinde bekletirseniz çatlarlar. Bunu önlemek için kullandıktan sonra bekletmeden yıkayıp, kurulayın. Böylece tahtaların bozulmalarını önlemiş olursunuz.

- Mobilyaların yerlerini değiştirdiğinizde halıların üzerinde iz bırakır. Bu izleri yok etmek için izlerin üzerine bir parça buz koyun ve erimesini bekleyin. Daha sonra üzerinde elektrik süpürgesini gezdirin. İzden eser kalmadığını göreceksiniz.

- Evinizde hayvan besliyorsanız ve bunların tüyleri koltuklarınıza, kanepelerinize bulaşıyorsa elinize yapışkan bir bant sarın ve tüylü olan yerlerde gezdirin.

- Elbisenize sakız yapışırsa, naylon torbanın içerisinde buzluğa koyun. Bir saat bekletin ve çıkartın. Kolayca çıkacaktır.

- Fermuarlı giyeceklerinizi çamaşır makinesine koymadan önce kapalı olup olmadığını kontrol edin. Açıksa zedelenebilirler.

- Satın aldığınız plastik ve cam eşyaların üzerine yapıştırılan etiketlerden kurtulmak için etiketin üzerine yemeklik margarin sürün ve 15 dakika bekletin. Bir bez ile ovalayıp yıkayın. Üzerinde hiç bir leke ve çizilme oluşmayacaktır.

- Satın aldığınız kahveyi taze saklamak istiyorsanız cam kavanoza boşaltıp içine iki adet kesme şeker atın. Ağzını sıkıca kapatın. Kahvenin taze kaldığını göreceksiniz.

- Kötü kokan spor ayakkabılarınızın içerisine biraz bikarbonat koyun ve bir gece bekletin. Sabahleyin silkeleyin. Kötü kokulardan eser kalmayacaktır.

- Lambalarınızın üzerine kullanmadığınız kokularınızdan veya biraz vanilya sürerseniz, lambalarınızı yaktığınızda mis gibi koku yayılacaktır. (Fazla sürülmez.)

- Kızartma kokularının bütün eve yayılmaması için yağın içerisine bir iki dal maydanoz atın.

- Yoğurttan daha fazla yararlanmak istiyorsanız suyunu atmayın. Yoğurdun tüm mineral ve vitaminleri bu suyun içinde bulunmaktadır.

- Yaptığınız böreğin kıvamında pişmesini istiyorsanız fırına koymadan önce birkaç saat buzdolabında bekletin. Böylece çok daha lezzetli olacaktır.

- Kesilmiş ve açık havada kalmış soğan zararlıdır. Kullanmadığınız soğan parçalarını saklamayın.

Ailem

11

10 Maddeyle Uyku Adabi

Herseyin bir yolu yordami var.
Yani öyle yapildiginda daha anlamli ve güzel...
Nette bazen arastirip bilgi denizinde ufak tefek okudugum oluyor.
Ufak tefek diyorum cünkü cok okuyan biri degilim bildiginiz üzere, en kötü yönümde bu sanirim!
Anlatmak istedigim konuya geleyim en iyisi :P
Uykunun Adabi nedir desem size?
Yani böyle bir adap var midir ve neden gerekli ki?
Hayatta öyle incelikler ve karsiliginda gelen güzellikler varki...Biraz genis bakmak lazim herseye. Bir maddeye bakarken bile atomlarini görmek icabinda diycem abartmis olucam tamam :D
Sorularimi kendim cevaplayayim :)
Uykunun adabi var evet, neden var, cünkü günümüzün 3'te biri uykuda geciyor ve gafletle gecmemesi icin uyku zamaninida degerlendirmek lazim degil mi :)
Yani öyle rastgele yataga girip uyumak dogru degil!
Maddeler halinde siralayalim :

1- Yataga abdestli girmelidir, Hadis-i Serifler'de de belirtilmistir bu :
(Abdestli yatanın ruhu Arşa yükselir ve gördüğü rüyalar doğru olur. Abdestsiz yatanın ruhu yükselmez, gördüğü rüyalar, karışık olur, doğru çıkmaz.) [İ. Gazali]
(Abdestli yatan, gece ibadet eden ve gündüz oruç tutan kimse gibi sevap kazanır.) [Hakim]

2- Misvakla disleri temizleyip sag yani üzerine kibleye karsi yatmak sünnettir.( Günümüzde fircaylada fircalayabiliriz ama misvagin ayri faydalari var bu baska bir yazi konusu olsun ).

3- Borclari, önemli isleri, hayatta iken yapamadiklari, kazaya kalan namaz ve oruclari olan kimseler vasiyet yazmadan yatmamaliymis! ( Bunu hic düsünmemistim, aslinda cok güzel bir düsünce cünkü sabaha cikacagimizi bilmiyoruz ve ölürsek isteklerimizi ögrenmis olurlar geride biraktiklarimiz ve bizim icin yaparlar birseyler belki! Hangimizin var vasiyeti?)
4- Günahlarina tevbe edip uyumali insan! Birde yarin baslayacak gün icin herkese iyilik yapacagina, fenalik yapmayacagina niyet etmeli.

5- Iyice uyku gelmeden yatmamali, kiymetli hayatimizi uykuda harcamamaya calismaliyiz, yani yeterince uyumaliyiz fazla degil.

6- Yatarken Ayet el Kürsi, üc ihlas bir Fatiha ve Felak - Nas süreleri okunmali ki her türlü kötülüklerden korunmak icin.

7- Uykunun bir nevi ölüm, uyanmaninda dirilmek oldugu düsünülebilir.
Hazret-i Lokman, oğluna (Oğlum, ölümden şüphen varsa, uyuma! Uyumak mecburiyetinde kaldığın gibi, ölmeye de mahkumsun. Eğer dirilmekten şüphe ediyorsan, uykudan uyanma! Uykudan uyandığın gibi öldükten sonra da dirileceksin) buyurmuştur.

8- Seher vakti kalkmak berekettir! Eski ninelerimiz hep öyle yaparlardi zaten degil mi! Erkenden camlari acarlar ve evin icine bereketi doldururlardi.
"Sabah uykusu rizka manidir" diye bir Hadis var, yani sabah özellikle günes dogarken uyumak iyi degil. En iyisi aksam erken yatmak ve sabahta erken güne baslamak sanirim imkan oldugu sürece tabiki!
İbni Abbas hazretleri, sabah vakti oğlunu uyur görünce buyurdu ki: (Oğlum, rızıkların dağıtıldığı saatte uyunur mu? Bu saatte uyumak, tembellik alametidir, unutkanlığa sebep olur.) [Şir’a]

9- Tok karnina uyumamaliyiz!Yatana dek biraz ara gecmis olmali yemekten sonra.
Bir Hadis-i Serif'te " Tok karnina uyumak kalbi katilastirir " demis Peygamberimiz ki günümüzde kalbi kati insanlar öyle cokki!

10- Benim önceden yaptigim bir hata, yüzükoyu uyumamak. Yani gövdemiz üstüne uyumamak.
Ben böyle uyumayi cok severdim, yani aliskanlik olmustu sanki öyle cok rahat gibi, sonra cocukken bunu duymustum ve o zamandir hep sag tarafima yatmaya calisirim.

Peygamber efendimiz, yüzükoyun yatan birine, (Kalk, bu yatış, Cehennem ehlinin yatışıdır) buyurdu. Yüzükoyun ve örtüsüz yatan birine de, (Bu, Allahü teâlânın hiç sevmediği bir yatış şekli) buyurdu.
Kim cehennem halki gibi yatmak isterki, kimse istemez sanirim...

Benden paylasmasi, isteyen istedigi gibi yatar tabiki :)
12

ALaMaNCa :)

Almanca kursum basladi.

Sabah kalkiyorum, kizimla giyinip süslenip püslendikten sonra :P azcik ne atistirabilirsek yiyoruz ve dogru kre$e.

Kizim orada kahvaltiya yetisiyor, saat 9 da kahvalti ve genelde 9'dan sonra getirmeyin diye rica ediyorlar!
Bende kizimi 9'da birakinca 9 bucukta baslayan kursumada yetisiyorum zaten.

12 bucukta bitiyor ve cuma,cmrts ve pazar haric.
Ögretmen iyi ama cok felsefik konusuyor :)
Yani bir kelimenin ailesini, kökünü neden cümlenin icinde o konumda oldugunu..vs. bayagi ince elekten geciriyor.
Onun istedigi siradan alistirmalar yapip edip ögrenmek degilde, bu isin felsefesini kavramak ve mantik olarak isi ele almak.
Yani cümledeki bir kelimenin konumunu yahut sonundaki baglacin neden gerektigini..vs. kuralimsi degilde kavramamizi saglamak istiyor.
Birde hosuma giden, derste aktif tutuyor bizi, yani aniden herhangi birine soru sorabiliyor konustuguyla ilgili yahut siniftan birinin kurdugu cümle neydi diye tekrarlattiriyor.
Benim gittigim B1+ basamagi, birde B2 var sonra C1 ve C2 sanirim bunlari anlayinca gecince zaten bayagi güzel almancaya sahipsin demektir.
Sinifta cogu bayan. Afganistanli, Bulgaristanli, Japon, Filipinli..vs. cesitli ülkelerden arkadaslar var. Hepside cana yakin bos vakitlerde sohbet ediyoruz.

Almanca konusunda pek yazi yazmadim, aslinda almancaya meraki olan varsa baslangic icin birseyler yazabilirim daha sonra :)

Ee ne demisler bir dil bir insan!

Bu arada aklima gelmisken bir link eklemek istiyorum Almanca ögrenmek isteyenler icin cok yardimci olacagini düsünüyorum.
Bende üyeyim buraya ve güzel bir Forum.

Birde Almanca biraz bilip pratik yapmak isteyenler icin bir Almanca Chat adresi ekliyorum.

Kolay gelsin :)
6

Ho$uma Giden Ögütler ve Yorumlarim

Dinlediğin her şeye inanma, sahip olduğun her şeyi harcama ve istediğin kadar uyuma.
(Fazla uyumanin iyi olmadigini hep okuyorum ve onayliyorumda, tembellik sadece.Sahip oldugum herseyi harcamayida sevmem, yarinida düsünmek gerek sonucta bu dünyada)

En sevdiğin şiiri ezberle.
(Ezberimde birkac siir var, evlendikten sonra siirlerle aram sogudu nedense)

'Seni seviyorum' dediğinde, cidden söyle.
(Bunu kesinlikle öyle yapiyorum zaten, öylesine diyemiyorum bu lafi, dememde)

Üzgünüm dediğinde, o kişinin gözlerinin içine bak.
(Bu cok önemli, gercekten üzgün oldugunu yansitir hem insanin)

Evlenmeden önce en az 6 ay nişanlı kal.
(Bende 6 ay gibi nisanli kaldim ama bu nisanlinin bulundugu uzakligada bagli biraz tanimak icin biraz)

Başkalarının düşleriyle asla alay etme.
(Bize sacma, ulasilmaz gelen bir hayale belkide o kisi ulasabilir yahut herkesin hayali kendine önemlidir zaten)

Tutkuyla ve derinden sev.
Sonradan yara alabilirsin belki, ama hayatı komple yaşamanın tek yolu budur.
(O tutku sonra gidiyor ama güvensizlik girince yahut araya tatsizliklar girince)

Anlaşmazlık durumlarında, dürüst ol.
(Dürüst herzaman olmali zaten!)

Kimseyi kırma, hakaret etme.
(Hakaret etmeyi sevmem, ama kirma konusunda bazen istemeden kirdigimiz oluyor bunu cabuk telafi etmek önemli)

İnsanları akrabalarına göre yargılama.
(Kesinlikle! Bazen hayati darmadagin bir aileden ne güzel bir evlat cikabiliyor, bunu cok gördüm cevremde)

Yavaş konuş, ama hızlı düşün.
( Mantikli! Düsünmeden konusmamakta gerek ayrica! Pratik zekayi severim)

Biri hapşırdığında 'çok yaşa' de.
(Güzel yasa demek daha dogru olmaz mi, cok yasayip ne olacak sanki)

Anneni ara.
(Önceki yillara göre gitgide daha cok ariyorum, ucuz bir hat aldim sirf annem icin bu numaram :)

Kaybettiğinde, ders al.
(Kaybetmeyi sevmem ama ders almayi bilirim)

3 'S'yi unutma: Kendine Saygı; başkalarına Saygı; herşeyde Sorumluluk.
(Sorumluluk sahibi olmak yasamin gidisati icin cok önemli bence!Sorumsuz gevsek insanlari tembel buluyorum)

Küçük bir anlaşmazlığın büyük bir arkadaşlığı bozmasına izin verme.
(Arkadaslik kolay kurulmuyor artik,helede iyi bir arkadasliksa bu kesinlikle bozmaya izin vermemek gerek)

Hata yaptığını farkettiğinde, onu hemen düzelt.
(Hatanin neresinden dönülürse kardir ne de olsa!)

Konuşmaktan, sohbetten hoşlanan bir kadın/erkekle evlen.
Yaşlandığınızda, konuşma yeteneğiniz her şeyden daha önemli olacak.
(Bunu cok yerinde ve önemli buluyorum!)

Değişikliklere kucak aç, ama değerlerini yitirme.( Aynen ben:P )

Suskunluğun, bazen, en iyi yanıt olduğunu unutma.
(Kesinlikle, bunu yasayarak ve yasatarak gördüm)

Daha çok kitap oku, daha az televizyon seyret.
(Bunu yapmayi cok istiyorum)

Allah`a güven ama arabanı kilitle.
Deveni bağla sonra tevekkül et).
( Herseyi Allah'tan oturdugun yerden beklenilmez zaten, elinden geleni yapip gerisini Allah verecektir)

Evde sevgi dolu bir atmosfer önemlidir.
Huzurlu ve uyumlu bir ortam yaratmak için elinden geleni yap.
(Özellikle cocuklar icin böyle bir ortam cok önemli)

Satırlar arasını oku. (Ayrintilari severim)

Dua et. Duada, ölçülemeyecek bir güç saklıdır.
(Duaya karsi inanilmaz hissettigim duygularim var, benim icin dua etmek cok önemli)

Yılda bir kez hiç gitmediğin bir yere git.
(Iyi fikir keske imkan olsa)
6

Basit ama etkili...


Epeydir aklimda olan bir konuydu...

Yani ben cok sevdigim ve arada uyguladigimdan, istedimki belki bu basit ayrintiya önem vermeyenler yahut fikir etmemis olanlarda yapsinlar, en azindan denesinler.

Neyi mi?
Not yazmayi...
Bu günlük yazmak falan degil tabiki! Yahut bir kitabi okurken not almak degil.

Birisi icin not yazmaktan bahsediyorum...
Bu cocugumuz, e$imiz, sevgilimiz, annemiz, akrabamiz yahut bir komsumuz..vs. olabilir!
Önemli olan o kisiyi sevindirmek ve sevgimizi bu yollada ifade etmek.

Ben mesela bana yazilan notlari cok severim, yani hediye gibi gelir bana adeta.
Kendim sevdigimden esimede yaparim, aynaya bir not yazarim mesela sabah görünce gülümsesin yahut güne güzel baslasin diye!

Diyelim ki cocugumuzun sinavi var, cantasina yahut görecegi bir yere not ilistirmek, basarilar dilemek ona pozitif enerji verecektir mutlaka!

Yahut duygularimizi ifade edemiyorsak acikca sevdigimiz kisiye, ona not yazabiliriz.

Günümüzde öyle zevkli seyler satiliyorki notlar icin, Post it kagitlari mesela cok kullanisli.

Bunlara renkli kalemlerle birde sekillerle süslersek sahane notlar cikar ortaya hemde (renkleri sevdigimi belli ettim gene).

Bir nottanda ne olurmus demeyin, ufak ama sevimli seyler bunlar bence!
Haydi sizde uygulamaya gecin ve bana yazin sonucunu :)
7

DiLe GÜL KoYMaK

Konusmasindan anlasilir insan.
Güzel konusmasindan...
Kalbten kalbe yol vardir derler.
Bunu biraz daha degistirerek söylersek: Dilden kalbe yol vardir.
Gönlü yumusak insanlarin konusmalari da yumusak ve ilimlidir.
Asla kalb kirmaz onlar. Çünkü bir mihenk vardir gönülde; sözünü önce ölçer biçer sonra muhatabina sunar.
Kati kalbli insanlar ise, bu mihengi yitirmistir.
Gönül kayaliklarinda paramparça olmustur mihenkleri.
Nereye vuracak ve sözünü tartacak?
Altin ile bakiri birbirinden ayiramaz artik o.
Olur olmaz yerde kelâm eder, ya bas kirar, ya da göz çikarir.
Ilik meltemler gibi soluklar gerek bize.
Gönüllere ulastiginda, bahar çiçekleri açtiran.
En sert yürekleri dahi yumusatan, yoguran, sekillendiren... "Tatli söz yilani deliginden çikarir." denmis.
Ne kadar dogru.
En öfkeli oldugumuz anlarda bile yüregimizdeki karanligi gündüz aydinligina çevirir güzel bir söz.

" Söz ola kese savasi
Söz ola kestire basi
Söz ola agulu asi,
Yag ile bal ede bir söz." diyor Yunus.
Elbette öyledir.
En karamsar ve kaos yüklü anlari bile cennet iklimine çevirir, alimli ve iç açici bir söz.
Bu sebepten, güzel ve nazik konusan insanlarin pek düsmanlari olmaz çevrelerinde.
Bilmeden bir gönül kirarlarsa, hemen tamir ediverirler bir kaç kelimeyle.
Mayalarinda yalan olmadigi için, inandirici bulur çevreleri böyle kisileri.
Zaten yalana ihtiyaçlari da yoktur, böyle gönül ve söz ustalarinin.
Bazen bilmeden açtiklari yaralar olur elbet gönüllerde.
Ama bu bilmeden olur çogu kez.
Lâkin o yarayi dudaklarindan akan bal gibi kelimelerle, sihirli cümlelerle bir anda iyilestirirler.
Asla baska bir zamana birakmazlar açtiklari yaralari, olusturduklari çizikleri.
Aninda pansuman eder ve tedaviye geçerler.
Aci konusan insan böyle mi?
Dil yayindan karsidakine firlattiklari kirici söz oku, paramparça eder muhatabin yüregini.
Onlar dönüp bakmazlar bile.
Hani yolda arabayla bir hayvani veya insani ezen acimasiz soförler vardir; arkalarina bile bakmadan kaçip giden...
Aynen öyledir bu zalimler de...
Kirdiklari kalbin çirpinislari ve yanaklardan sizan damlalari görmezlikten gelip, dönüp giderler.
Öylelerini akrebe benzetebiliriz.
Sokmaktan zevk alan acimasiz akreplere...
Dillerini de, zehirli ignelere...
Arkadas! Inancin yumusak ikliminde bir meltem yumusakligina çevir sözlerini.
Yüregi kirgin olanlarin doktoru ol, masum gönüllerin cellâdi degil!
Yarali gönüllere hizir gibi yetis.
Onlarin kirginliklarini gider.
Yaralarina söz merheminden sür.
Gönlünden akip gelen ve kelimelerle harmanlanip, dövülüp sekillenen manevî iksirinle onlari iyilestir.
Bak bu hususta Hz. Ömer ne diyor: "Ey Kâbe seni bin sefer yiksam yine yapabilirim.
Ama kirik bir kalbi asla!"
Iste bu derece zor durumda olan bir kirik kalb eger onarilirsa sen artik Hakk'in sevgili kullarindan olduguna inanabilirsin.
Çünkü bir hadis-i serifte söyle diyor, Nebiler Nebisi: "Gerçek mü'min, elinden ve dilinden baskalarinin zarar görmedigi kisidir.
" Bir gün sahabiler, Nebiler Nebisi'nin yanina varip, ihtiyar bir kadini övüyorlar. "Söyle ibadet ediyor, böyle namaz ve oruç tutuyor." Peygamber Efendimiz: "Çevresine davranislari nasil o kadinin?" diye sorunca, sahabiler: "Çevresine hep kötü davraniyor, Ya Resulullah.
Konusmasiyla kalp kiriyor." diyor.
Bunun üzerine Resûlü Ekrem: "Söyleyin o kadina, cenennemde yerini hazirlasin." diyor.
Iste dost!
Tatli dil ve aci dil arasindaki fark, cennet ile cehennem arasindaki fark gibidir.
Sen diline ister gül koy, istersen bal ve gönüllere cennet asa bir iklim ör.
Istersen kor koy, baskalarini alev alev yak.
Tercih senin...
6

uMuTLaR BiTMeMeLi...

Pers sultani iki adami ölüme mahkum etmisti.
Sultanin atini ne kadar sevdigini bilen adamlardan bir tanesi hayatini bagislarsa, bir yil içinde ata uçmayi ögretebilecegini söyledi.
Kendini dünyadaki tek uçan ata binerken hayal eden sultan bunu kabul etti.
Diger adam inanmayan gözlerle arkadasina bakti: ' Atlarin uçamadigini biliyorsun. Nasil olup da böyle delice bir fikirle çikabildin ortaya? Yalnizca kaçinilmazi geciktiriyorsun o kadar.'
'Pek degil' dedi birinci mahkum.
'Kendime dört özgürlük sansi veriyorum.
Birincisi sultan bu yil ölebilir. ikincisi ben ölebilirim. At ölebilir.
Ve dördüncüsü... belki ata uçmayi ögretebilirim..!'

Umutlarimizin hiç tükenmemesi dilegimle!...
9

BeNDe oKuMaYa GaZ VeRiYoRuM aRTiK :)

Dün görümcem Türkiye'den geldi.
Istanbul'a kardesimin yaninada ugrayacagini bildigimden, kardesime kitap ve dergi siparisleri vermistim öncesinden.

Kardesim son güne biraktigindan ( vakti olmadi sanirim ) iki kitap ve bir Genc Beyin dergisini göndermis, cok sevindim, hepsi olsaydi daha cok sevinecektim ama:)


Esim "Bir Deliyle Evlendim, Hekimoglu Ismail" kitabini görünce biraz bozuldu gibi ama bu kitabi ben merak ettim napiyim:)

Digerinide bir blogta okumustum ve onuda listeye eklemistim.

Genc Beyin dergisini bir kez daha öneriyorum simdi canli canli inceleyince:)
Daha okuyamadim, cünkü 65 sayfa dopdolu! Bir kitap gibi yani bu dergi...
Ben bu kadar dolu dergi hic görmedim daha önce, her kiyi kösesi bile dolu, kapak sayfasinin arkasi bile dolu!

Türkiyedekiler daha hala okumadiysaniz yani pes derim:) Ben taa buradan siparis edip aldim, sizin ayaginizin altinda hemde!

Anneme söyliycemde her ayinkini alsin biriktirsin benim icin gidince ondan alirim:)
Bir sene boyuda okurum birikenleri artik:) Okuma özürlü biri olan benim okuma istegim artiyor bu tip güzel dergilerle.

Görsellik olarak az karisik görünüyor, birde renksiz ama icindekiler bunlari gözardi ettiriyor insana.

Bu arada bu Genc Beyin seminerlerde veriyormus, bazilari ücretli, ücretsizlerde varmis.

Mesela bu ay 26 Temmuz saat 17:00-18:30'da ücretsiz bir Semineri sizler icin yaziyorum ;
"Es Seciminde Dikkat Etmeniz Gerekenler",programdan 20 dk. önce geliniz diyor ve gecikenler iceri alinmayacakmis, cocuksuz gidiliyormus!
Ayrintilar icin sitesine BUYRUN...


Bence haftasonu plani olmayan ve bekar olanlar icin cok güzel bir Seminer olacaktir:)

Sevgiler

Vakit AYiRaLiM..., neye mi?


idare Edilecek Üç sey: Dilimiz, huyumuz, hareketlerimiz.
Sevilecek Üç sey: Cesaret, nezaket, yardim.
Nefret Edilecek Üç sey: Kin, kibir, nankörlük.
istenen Üç sey: Saglik, dostluk, huzur.
Düsünülecek Üç sey: Hayat, ölüm, sonsuzluk.


1. Düsünmeye vakit ayir; düsünce, güç için kaynaktir.
2. Eglenceye vakit ayir; eglence; gençligin sirridir.
3. Okumaya vakit ayir; okuma, bilginin pinaridir.
4. Duaya vakit ayir; dua, güç anlarda direnmenin destegidir.
5. Sevmeye vakit ayir; sevgi, yasami tatli kilandir.
6. Anlasmaya vakit ayir; anlasma, hosgörünün anahtaridir.
7. Gülmeye vakit ayir; gülmek, ruhun müzigidir.
8. Vermeye vakit ayir; vermek, günün aydinligidir.
9. isini yapmaya vakit ayir; is, huzurun kaynagidir.
10.Tesekküre vakit ayir; tesekkür, yasam pastasinin kremasidir.


Not: Bu yaziyi mailime gönderen minik Ayse'nin annesine cok tesekkür ediyorum ve sizlerle paylasmak istedim.
11

Bende GeNC BeYiN Okumak istiyoruuuuuuum....

Bugece nette gezinirken bir yazi okudum ve cok begendim.
Insana her yasin ögrettigi ayri ayri seyler vardir gibi birseydi.

En cok bu cümleyi sevdim orada; mutlulugun bir parfüm gibi oldugu, önce kendimize sürmeden baskalarina hissettiremeyecegimiz. (Tam tamina yazamadim ama,anladiniz siz onu:) )

Yazinin altina baktigimda Genc Beyin'den alinti oldugunu gördüm.
Ve ben bir Google hastasi olarak, hemen Genc Beyin yaziverdim, cünkü yaziyi begendigim icin merak ettim, nasil biryermis bu dedim.
Karsima cikan sayfada gördügümde aklima geldi, ben gecen yazin bu dergiden okumustum,abimin esi tavsiye etmisti bana, her konudan cok seyler yaziyordu, özellikle kisisel gelisim yönünden.

Nettende böyle arastirinca hic olumsuz yorum görmedim dergi hakkinda. Hayati degisenler olmus hatta bir sürü! Yani okuyup-anlayip-uygulayanlardir onlarda.

Yurtdisina gönderim varmis ama pahali geldi.
En iyisi dedim tatile gidenlere siparis vereyim ben bu dergiyi,birkac sayida olsa okurum diye düsündüm.

Acayip bir okuma istegim geldi bu gece öyle baktikca...

Sizlerden var mi bu dergiyi okuyan? Varsa düsünceniz nedir?

Eski Sandalyeleri 15dk`da yenileyebiliriz!


Bu sandalye kizim sayesinde bu hale geldi:)
Göze cirkin gözüktügü icin dogumgününe temizlik yaparken bunuda bir sekilde yenilemeliyim diye düsündüm!
Aslinda epeydir üstüne kilif takmak istiyordumda güzel bir kumas alip ve dikip...


Ama dikis makinam yok ve kumas almamistim henüz.
Bana olmayan bir pantalonumun pacalarinin genisligi bunu aklima getirdi, tam sandalye icin kumas dedim.
Eski kiliflari cikarip pantalona sererek kestim ayni büyüklükte ve elimle kenarlarini diktim hemen, icinden kalin ip gecirdim sandalyeye yerlestirmek icin.
Aslinda mutfagim mavi tonlarinda, kirmizi uymadi ama eski hali duracagina kirmizi olsun simdilik diye düsündüm, uygun renkte bir kumas alinca gene yaparim, nasilsa 15 dk. sürüyor.
Vee kirmizi mutfak sandalyelerim.

Not: (Aslinda bunlar ütü yapma sandalyesi ama ben mutfaga uydurdum ve öylece kaldilar...)

Back to Top