8

Tevekkülün Gücü

Uzun bir yazi ama kesinlikle okudugunuza degecek ;)
******************
Kendimizi güçlendirmenin bir diğer yolu tevekkül etmektir. Dilimizde bu kelimeye anlamı eş başka bir tek kelime bulamıyoruz.
Tevekkül etmek sınırsız bir güce dayanmaktır. Tevekkülsüzlük gösterdiğimizde ezici stresler altında bunalır; önce ruhsal, ardından fiziksel sağlığımızı tahrip ederiz. Çelik bile olsanız ağır yükler altında ezilirsiniz. Ruh gibi latif, vücut gibi hassas bedeniniz üzerlerine zorla koyduğunuz dünyaları nasıl taşıyacak sanıyorsunuz?
İnsanların çoğu tüm güçlerini üçe bölerler. Güçlerinin bir kısmı geçmişten kaynaklanan acılara, geçmiş ıstıraplara odaklanır. Dikkatinizi geçmişteki olumsuzluklara ne kadar odaklandırırsanız o kadar güç kaybedersiniz.

Düştüğümüz ikinci hata sürekli geleceğe odaklanmaktır. Geçmiş ölmüş, gelecek ise daha doğmamıştır. Sadece şimdiyi yaşarsınız. Yaptığınız her şey şimdi zaman diliminde yapılmıştır. Geleceğe odaklandığınızda tahmin ettiğiniz sorunlar sizde endişe duygusunun doğmasına yol açar. Endişe tüm gücünüzü yok eder, cesaretinizi kırar, çalışma azminizi öldürür. Bizim aradığımız güç değil mi? Gücümüz var bizim. Şimdiki gücümüzü doğmamış geleceğe göndererek niçin kullanılamaz hale getiriyoruz? Geleceğe gönderdiğiniz gücü geleceğe gittiğinizde kullanacağınızı sanmayın. Güç şimdiki zamana kablolarla taşınan elektrik gibidir. Onu depolayamazsınız. Gönderdiğiniz geleceğin toprağında yağmur suyu gibi yok olur gider.
Karamsarlık geçmişten, endişe gelecekten gelir. Şimdiyi düşünün. Geleceğe ise tevekkülle bakın. Tevekkül sayesinde sadece gücünüzün azalmasına engel olmazsınız, aynı zamanda gelecekten güç alırsınız.
Şu anda sahip olduğumuz güç geçmişten gelen tecrübelerden ve gelecekten gelen ümitlerden oluşmuştur. Şu andan geçmişe ve geleceğe uzanan elektrik kabloları vardır. Elektrik akışının yönünü belirleyen biziz. Geçmişinizdeki olaylardan aldığınız dersleri kullanırsanız, başarılarınızdan dolayı kendinizi tebrik ederseniz, geçmiş size güç verecektir. Geleceğinizden endişe duyarsanız tüm gücünüz alıp götürür. Ama geleceğe ümit, güven ve tevekkülle baktığınızda oradan size güven ve cesaret gönderecektir.
Tevekkülsüz insan başına gelenlerin tüm sorumluluğunu kendinde gören insandır. “Kul fiilinin yaratıcısıdır.” Gibi bir Mu’tezile anlayışına sahip olan, “yaptıklarının yaratıcısı olduğunu” sanan insan tevekkül edemez.
Yaşadığımız şu endişelere bakın: Ya üniversite sınavını kazanamazsam. Ya sınıfımı geçemezsem. Ya beni sevmezse! Ya işimden kovulursam. Ya iş bulamazsam. Ya fakir olursam. Ya hasta olursam. Ya ölürsem. Eğer kötü olaylar olacaksa endişe ederek onları yok edemezsiniz. Tam tersine endişe ettiğinizde bunların olmasını on kat hızlandırırsınız. Bununla da kalmaz, bir defa ölecekseniz bin defa ölmüş gibi acı çekersiniz. Bir defa sınavı kaybedecekseniz, bin defa kaybetmişçesine üzülürsünüz. En gülünç olanı da şudur: Başımıza gelen felaketlerin çoğunun tek nedeni bizim endişelerimizdir. Düşündüklerinizi kendinize çektiğinizi bilmiyor musunuz?

Aklına geleni söyleyen bir çocuğun annesinin endişelerinin, annenin başına neler getirdiğini anlatan bir hikaye okudum. Kocaman burnu olan bir komşuları eve misafir geldiğinde, anneyi bir korku salar. Ya çocuk komşusunun burnu için kırıcı bir söz söylerse. Çocuğun uykusu gelinceye kadar anne bu endişeyi taşır.
Çocuk ağzını açtığında komşusunun burnu için bir söz söyleyebileceği endişesiyle annenin yüreği ağzına gelir, hemen çocuğun konuşmasını keser. Sonunda uykusu gelir çocuğun. Büyük bir kurtuluş içinde anne çocuğunu odasına götürür, uyutur. Salonda oturan komşusuna geri döner ve ona bir ikramda bulunmak ister.
Bu rahatlık içinde, dakikalarca düşündüğünün etkisinde kalan anne “Burnunuza ne alırdınız?” der.
Bir gün boşanabileceğinden endişe eden bir kadın sonunda boşandı.
Üniversite sınavını kazanamamak endişesiyle uykuları kaçan çok çalışkan arkadaşım Mahir bu sınavı kaybetti.
Endişenizi büyüttükçe en kötü şartları kendinize çekersiniz.
Yaratıcı hiç kimseye kaldıramayacağı yükün yüklenmeyeceğini söyler.
Neden endişe ediyorsunuz. Peygamber(asm) der ki “Her kim dilencilik yaparsa Allah ona fakirlikten bir yol açar.”

Tevekkülsüzlüğün ulaşabileceği korkunç boyutları gösterebilecek şu örneğe bakın. Bir dönem Halley kuyruklu yıldızının dünyaya çarpacağı endişesi tüm dünyayı sarmıştı. Cehennemden endişe etmeyen insanların cehenneme göre mum ateşi kadar bile dehşeti olmayan bir taş yığınından nasıl korktuğunu görüyor musunuz? Amerika’da her gün gazete manşetlerinde bu konu yer alıyordu. İnsanların pek çoğu apartmanların bodrumunda yaşamaya başladılar. Korkularından intihar edenler bile oldu. Korktukları en büyük acı ölümse niçin kendi elleriyle ölüyorlar?
Ay yüzeyine çarpan meteorlar derin kraterler oluşturmuştur. Güneşten gelen parçacıklar Ay yüzeyini sürekli mikroskobik bombardıman altında tutarlar. Ama dünya bilinçli şekilde korunuyor. Ay’a yönelen milyonlarca saldırının bir kaçı bile dünyaya yapılmamıştır. Milyonlarca yıldır güvenle korunan dünyanın bir tesadüfe kurban gideceğini mi sanıyoruz? Üzerimizdeki ilahi koruma kalkarsa zaten hiçbir endişe bizi kurtaramaz. Bir gün dünya yok olacaksa, endişe ederek bunu değiştirebilecek miyiz?
Tevekkül edenle etmeyen arasındaki fark şu iki örneğe benzer: Bir adam güçlü bir kaptanın yönettiği gemiye yükleriyle birlikte biner. Yükünü yere koyar, üzerine oturur, yolculuğuna güven içinde devam eder. Diğer adam yükünün çalınacağından korkar. Kaptanın adaletine, koruyuculuğuna güvenmez. Tedbir almak için yükünü sırtında taşır. Yolculuk uzadıkça sırtındaki yük, gücünü iyice zayıflatır. Tüm gücünü kaybeder. Değil yükünü korumak, kendisini bile ayakta tutamaz. Dahası bu davranışı kaptanın gücünü hiçe aldığı anlamında yorumlanır, cezalandırılır.
Tevekkülünüz varsa, üzerinize düşeni yaparsınız; gücünüzün dışında kalan hakkında kaderin adaletine ve hükmüne güvenirsiniz. Ümitle dolu olursunuz. İstediğinizi elde etme zamanınız gelmemişse en azından acı çekmekten kurtulacaksınız. Kanal D’de yayınlanan Pazar Magazin programında bu satırların kaleme alındığı 24.1.1999 günü şarkıcı Fedon’un “Yüksekte durmuyorum.
Acaba kendimi aşağı mı atarım diye” dediğini duydum. Endişe budur.

Köyümün mısır tarlalarında çalışırken bahar mevsiminde bir akrabamla karşılaştım. Mısırların sapları büyümüş, ama haftalardır yağmur yağmadığı için koçanlar yetişememişti. Sulama çabaları da işe yaramıyordu, çünkü ırmaklardan akan sular da kesilmişti. Komşum göklere, dağlara baktı. Öfkelendi, küfürler savurdu, tarlaya saldırdı. Korku içindeki bakışlarım altında mısırları kesti, kırdı, tarlayı tahrip etti. “Bir şey yetişmeyecekse ne diye uğraşıyorum” dedi.
Bir hafta sonra yağmurlar başladı. Ölmek üzere olan mısırlar yeniden dirildi; ama tahrip edilen tarlada koçan verebilecek sadece birkaç mısır kalmıştı. Bu adam diğerleri gibi tevekkül etseydi felaketi böylece on kat artacak mıydı?

Not: Bir okul arkadasim bu yaziyi mailime kondurdu, cok begendim ve sizlerle paylasmadan edemedim.
7

20 yil önce istedigim ToKa

Bu yil Türkiye'deyken bir taki dükkaninda bu resimdeki tokayi ve daha bir sürü buna benzerlerden gördüm. O an taa ilkokul zamanina gittim.
Sinifta her seviyeden cesit cesit cocuk vardi. Ben ise bir esnaf kizi olarak her istedigimi alabilecek gibi degildim. Siniftan biri bu kelebek tokalardan almisti bembeyazdi onunki. Cok güzelde yakistirmisti kendisine. Sonra günler gectikce birkac kizda daha gördüm ayni tokanin baska renginden almislardi.
Hani birsey moda olurda cevrede cok görürüz hatta begenirsek bizde alirizya, onun gibi bende cok begeniyordum ama aklimin ucundan bile gecirmiyordum almayi durumumuzu bildigim icin :/
Nasil kiskaniyordum ve benimde olsa diye hayal kuruyordum eminim...
O siralar ayni kizlar yine birsey modasi daha cikarmislardi, teneffüslerde cubuk kraker yemek. Böyle 2-3 kiz ellerinde cubukla citir citir yiyerek sohbet ederek gezinirdi. Ama ben zaten babamin bakkalindan cubuk aliyordum o cok cekici gelmiyordu... Böyle baskalarinda olan ulasamadigim seyler sanirim beni etkiliyordu :S Ya da aynisi bende de olsa onlarda olunca daha güzeldi, daha degerliydi...

Taki magazasinda bu tokaya bakarken o kizin sacindaki beyaz tokayi ve bunlari düsündüm iste... Bende bu rengini secerken kendime, yanimda bulunan anneme anlattim bu ilkokul hatirasini...
"Niye o zaman demedin hic" dedi bana. O zamanlar tokadan daha mecburi masraflarin bilincinde oldugumdan deme geregi bile duymamistim. Ben hep ailesine yük olmamaya calisan bir cocuktum, o psikolojideydim, nedenini bilmiyorum...
Annem ben o tokayi alirken gülümsedi ve sevindi, onunla paylasinca bende mutlu oldum yillar sonra da olsa o zamanki duygumu bilsin istedim :)
Simdi evde bunu takinip gezinmek mutlu ediyor beni :)

Not: (Gecmisime, cocukluguma dair unutamadiklarimi yandaki Unutulmaz kategorisinden okuyabilirsiniz)
~♥~
3

Bayram Öncesi Maskelendim


Bayram öncesi kim kendini simartmak istedi?
Ben istedim ve uyguladim bugün.
Aslinda cok birsey degil ama yinede yetti kendimi mutlu hissetmeme :)
Öncelikle ayaklarima maske yaptim, suya kattigim maskenin kokusu greyfurt ve melissa cok hostu. Ayaklarim suda beklerken böyle hafiften bir nane ferahligi veriyordu, insan cok rahatliyor.
Yarim saat sonrasi (beni cok rahat birakmayan kiziminda sayesinde :P) sudan cikmis ayaklara biraz pedikür uyguladiktan sonra losyon sürdüm, yumusacik ve mis gibi oldular :)

Sonra yüzüme geldi sira, deniz mineralli bir maskeyi denemeyi epeydir düsünüyordum bu güne kismet oldu. Yüzüme koyar koymaz acayip bir etki yapiyor, sonrasi az yanma geliyor ve ben bunu sevmedim, zaten 5 dk. tuttum aldim hemen, kokusuda bir acayipti :S Ama sonra biraktigi etki cok güzeldi yüzümde ;)
Bu sirada maske yüzümdeyken esimi cagirmak istedim cünkü ise gidecekti, amacim korkutmak degildi ama o beni maskeli görünce korktu :D "Ödümü kopardin " diyor :D
Kizimda bir yandan " heyy kadin git, sen annem degilsin" diye saldiriya gecti :D

Maske isi bitince, ellerime geldi sira onlarada yatmadan önce kremlerim iyice dedim, uykuda yogun etki etsin diye. Aslinda bu sira sacima yumurta ve bal maskesinide yapmayi istiyorum, belki yarina ;)
Ben maske islerini haftada bir falan yapmam öyle, kafama eserse iste :P
Belki onun icin beni mutlu etme sebebi, bikmamis olmak.
Vee aksam esim calisiyor olsa da kendime cay demleyip iftara yakin pisirdigim limonlu keki götürdüm.

Bayrama kücük hanima hediye hazirlamaliyim, "yuppiii bayram, hediye gelecek" diye seviniyor.

Hepinize sevdiklerinizle birlikte seker-cikolata tadinda güzel bir bayram gecirmenizi diliyorum.
Önceki bayramlarimiz nasil gecmis birkacinin linkini ekliyorum merak edenlere:


7

Yapıştır Yapıştır

Ben bu ara yapisan her türlü kagida taktim kafayi.
Evde biryerlere birseyler yapistirip duruyorum, özellikle mutfakta. Duvar tattoolari zaten epeydir bir piyasada, ben Türkiye'den getirdim, hem cesit cok hemde ne kadar uygun fiyati. Cok fark var cidden. Avrupa'da yasiyoruz diye ayni ürünlere daha cok ödüyoruz bunu bu yil fiyat karsilastirdigimda cok iyi anladim. Bir yeri farkli desem neyse, tipatip ürün cok daha uygun. O fiyata veriliyor mademki neden burada da o sekil satilmiyorki... Tam tersi sekilde de gördüm yani Tally Weijl adli bir magazada ayni tunik cok daha uygundu burada indirimdeydi, Istanbul'da ise 3 katiydi nerdeyse :S

Neyse iste ben evdeki bazilarini gösteriyorum. O banyo dolabina yapistirdigim mavi su sira mutfaga yayiliyor hizla :D Su isitici, firinin kapagi, su kazani ..vs bile nasibini desem siz anlayin iste :P
Evin girisindeki bu 7 kelebek kardeside cok seviyorum, aynali duruyorlar. O az cicek olani buzdolabi. Sira sira cicekler ise yine evin girisinde, misafirleri ciceklerle karsilamak amacli :P
Simdi bu yaziyi yazarken en cok evinde böyle tattoolar olan kim acaba diye merak ettim ve isteyen bu sekil bir post yazsa ne iyi olur. Hem nerelere uygulanmis diye degisik fikirler cikabilir ;) Ebe söbe demeyeyim ben isteyen üstüne alinsin iste :)

Yap yapistir, istediginde cikar ;) Ohh ne güzel degil mi :)

Not: Kadir Geceniz mübarek olsun ♥
10

Canı Sıkılan?

Cok yeni olmasalarda birkac film önerisinde bulunucam :

Bir Alisveriskoligin Itiraflari
Film bayagi hosuma gitti, eglenceli bir sekilde izledim ;) Ayrica konu olarak bence önemli bir noktaya deginilmis! Özellikle bayanlar mutlaka izlemeli :) Yesil esarpli kizi sevdim :)
Hayatim Yalan (Just Go With It) filmini cok sevdim. Zaten benim en sevdigim tarzlardan birisir romantik ve komedi türü :) Hele icinde begendigim oyuncu sirin mi sirin Jennifer Aniston varsa :) Kesinlikle öneriyorum bu filmi ;) ($u ikiliye bakin yakismamislar mi ama)

Date Night (Cilgin Gece) filmi ise biraz aksiyonlu ve konu itibariyle evlilik hayatina deginen güzel bir film. Özellikle evliligi artik rutinlesmis olan ciftler kesinlikle izlemeli bu filmi :)
Ya Sonra ise son zamanlar izledigim en güzel romantik filmlerin basinda. Ahh ahhhhh :)
Esimle severek izledik, sarkisini ve müziklerini cok begendik. Izleyin ;)

Romantik filmleri seviyorum, icinde biraz action ve komedide olabilir :)
Sizlerin önerisi var mi?
7

Yine burdayim ;)

Hop bir iki bir iki, isinma hareketimsi bir baslangic olsun bu :)
Ben geldim güzel ülkem Türkiyemden de buralara alismakla mesgulum :P Birde geleli o kadar vaktin icinde bloga yazmiyorumya sasiyorum kendime. Acayip bi agirlik cöküyor insana uzun tatilden dönünce, hava degisimi belkide.Ben yokken zaten fazlada bir hareket olmamis blogumda, birkac yorum vardi (ekstra tesekkürler) ve bir sürü spam yorumlar.
Özleyenler parmak kaldirsin desem kac kisi cikar acaba :P

Blogumda biraz hareketlilik istiyorum insallah önümüzdeki zaman icinde.
Paylasmayi istedigim bir sürü sey var, nezaman olmadi ki :P

Bu arada herkese hayirli bir Ramazan diliyorum. Bende Türkiye'de baslayip burada devam eden oruclu günlerimi kiyaslarsam orada daha iyiydi. Yani kalabalik sofralarin daha fazla olusu, annemin güzel ellerinden yemekler yiyebilmek, annemle evin yanindaki camiye gitmek, binadaki mukabeleye cikmak, mis gibi Ramazan pidesi, Tv'de ki Ramazan programlari...vs. Hersey daha yogun sekilde yasaniyor.
Helede en son orada namaza gittigimde o aksam bambaskaydi. Namazdan haz almak böyleymis demek dedim, cünkü maalesefki bunu herzaman hissedemiyorum :/ Hoca okurken gözlerim dolu dolu namaz kildim, o aksam bi baska güzel geldi bana orasi, bitmesin istedim.

Esim benden 3 hafta önce gelmisti, onun icinde tek basina zor oldu Ramazan baslangici. Ben gelince biraz yemek gördü garibim :P Insanin yemek pisiresi artiyor tabii ac olunca :)

Sayfami yeni takibe alanlara da bir hosgeldiniz demeden gecemiycem :) Ben tembel ama icten bir yazarim, yani ne yaziyorsam istekle sevgiyledir ;)

Bir merhaba deyiverdim bugünlük bu kadar.
Kisa zaman icinde baska bir yazida görüsmek ümidiyle, sevgiyle güleryüzle ve saglicakla kalin :)
6

iYi TaTiLLeR

Bir süre olmayacagim. Ama gidisim bu defa hasret gidermek icin :)
Ramazan ayinin bir günü bakmissiniz coktaan gelmisim.
Aslinda sizlerle paylasmak istedigim birkac birseyler vardi daha...Gelince artik kismetse.

Evimi, yatagimi özlermiyim bilmiyorum anne evi olunca en cok kalacagim yer :)

Bu arada cekilis yapmistim (asagiya bir bakiverin) hediye sahibine ulasti bir süre önce, buna sevindim ;)
Yalniz benim katilmis ve kazanmis oldugum bir hediye gelmedi... Böyle hediye verenler özellikle göndermesinide üstlenseler daha iyi olur benim görüsümce, cünkü adi üstünde hediye.

Hepiniz görüsünceye dek sevgiyle, saglicakla kalin.
5

Kizim ilk parasini kazandi :)

Ilkleri yasamaya devam ediyoruz ;) Ben hic yapmadigim birseyi yapmaktan zevk aliyorum, en azindan nasil birsey oldugunu yasayip görmüs olmak, deneyim kazanmak tam bana göre!
Size bir film olayindan bahsetmistim su yazimda, o rol icin maalesef son asamada (3. de) gecemedim, daha dogrusu karsimdaki ayni rol icin olan aday deneyimli bir oyuncu olunca sansim kalmadi :P
Ama ajansin ilgilisi bana figuran olarak oynamayi teklif etti kizimla birlikte. Kizim icin cok güzel bir deneyim oldu bence ;) Film setinden duygularimi ve ayrintilari bir baska yazida yazmayi istiyorum uzun olacagi icin. Kizim hayatindaki ilk parasini kazandi bu filmden :) ( 50 € ).

Baska bir ilk ise sirke gitmemizdi. Kuzenimin vesilesiyle gitmis olduk. Aslinda her yil bizim evin yanlarinda bir yere sirk cadirlari kurulur durur ama bir türlü nasip olup gitmemistik. Circus Louis Knie özellikle kücük cocuklara hitap eden türdendi. Giris kisminda cok komikti. Biz biraz geciktik, sonra cadira girdik bayagi karanlikti insan yönünü göremiyor nerdeyse. O ara tam bize dogru spot isiklari parladi capcanli ve birde üstüne bir gösteri yapan adam tam önümüzdeymis meger kollarini havaya kaldirdi oleyyy diye :D Ben zaten korkarak girmistim iceri birde böyle olunca ödüm koptu derlerya hani aynen öyle oldum :D
Cicegim gecenlerde ilk kez Go-Kart'a bindi ve cok begendim sürmesini. Öyle konsantreliydiki, diger binenler ondan büyüklerdi yinede onlardan daha iyiydi, kenarlara takilmadi ;)

Kizimin bu yilki dogumgününde ben birsey yazmadim, hayret...
Sanirim sinavlar, kreste ve evde yapilan kutlama derken öyle kaldi yazmam.
Kizim artik 5 yasinda ve evin palyaccosu :) Bizi bazen öyle güldürüyorki. Öyle an geliyor agzimizin payinida veriyor, bizim lafimizi bize satiyor :)
Bu siralar takti uzun saca Rapunzel gibi olacakmis büyüyünce :P
Bugün ona yagmur damlalarini meleklerin yeryüzüne indirdigini anlatinca ellerini uzatti durdu balkondan disari ve sevindi ellerine melekler indi diye :) Sonra yatagina yatinca daha rahat uyuyacagini meleklerin onunla oldugunu düsündü :)
Bir tane pembe incili bir kolyesi var onu cok takiyor, onun koruyucu kolyesiymis o öyle diyor.

Daginikligi eskisine göre daha iyi, yani artik toplamasi gerektigini biliyor ve söyleyince topluyor. Önceden söylesemde kalirdi oyuncaklari ortalikta.

Bir baska acidan ise bizi cok dinlemek istememesi, yani kendi kafasina göre hareket etme istegi bu siralar rahatsiz edici. Yapma deyince daha cok  yapmasi ve ciddiye almamasi bizim uyarimizi :S Ben diyorum bu bizi takmiyor bile :S Sanirim bu da gecici bir 5 yas dönemi olsa gerek...

Iyiki varsin evimin nesesi, kalbimin kelebegi :)
6

CiCi Baslikli Kiz :P

Kadinin biri bisiklet sürmesini sevmezmis, kocasi ona kendi annesinden kalma hatira olan bisikleti alip gelir. Amaci kadini biraz spora tesvik etmek ve biraz toplu halinden birkac gram azalttirmakmis aslinda...
Derken kadin nadiren binmis gibi gözükmüs isteksiz oldugundan. Vee hamile olmus, derken ardarda 3 cocuk.
Bu cocuklari büyüt et, sonra gelsin ikiz cocuklar :S Vee bu ikiz cocuklarida büyüt derken kadinin yasi gelmis 40-50 lere.

Birgün cocuklar "anne bu eski bisiklet ne, tiklim tiklim zaten yer yok bunu atalim" demisler. Anneleri "atmayalim bari birisi faydalansin, hemde minikte olsa satar harclik yaparim cebime" demis ve bir internet sitesine ilan birakmis.
Bu ilani o siralar didik didik bisiklet arayan cici bir kiz görmüs :P Hemen irtibat kurmus kadinla. Kadinda baslikli kizlari sevmezmis, cicili baslikli kizi görünce basligindan dolayi bir kurus bile asagi inmemis o eski püskü bisikleti...
Ama cici baslikli kiz kararli almaya, gözü birsey görmüyor :D

Alip eve getirmisler.
Evde daha yakindan inceledikletinde bakmislar " aboow toz artik demirlere islemis, yapismis kalin tabaka halinde". Cici baslikli kiz kollari sivayip balkonunda iyice bir silmis ici rahat edinceye dek. Sildikce o kötü bisiklet gözüne daha bir güzel gözükmüs. Vintage bir bisiklet hem, ortasindan ikiye bölünüp kapaniyorda. Biraz para olunca fazladan "Pimp My Cycle" isine el atarim diyede düsünüyormus zaten. Hem önceden iki kez yepyeni magazasindan gicir gicir bisiklet almista ne olmus, ikiside sokakta kiliti kirilip calinmis. Bunu en azindan her yere koyabilirmis pratik olarak.

Herneyse benim arabayi tanistirayim :D Üzerinde Auto-Mini yaziyor zaten, Avusturya imalati, 20 ". Sanirim 70'li yillarda kullanilan bir modelmis.

(Esimin vardi, kizimda dogumgününe hediye aldi bizden iki tekerlekli, bende simdi eksik kalmamis oldum ve ailece bisiklet turu yapmanin tadini cikarmak icin sabirsizlaniyorum bile :) )

Not: Kadinin bisiklet sevmedigi, cocuklari...vs. öncesini hayal edip uydurdum :D Bisikletin gecmisini tahmin etmek istedim :P
6

365 Melek

Posta kutuma bir sevgi kelebegi kondu :) Epeydir posta almamistim kimseden.
Ama bunun yeri apayri oldu bende. Mezun olmama annem gibi sevinmis birisiydi cünkü karsidaki.

Sünter Anne, sana cok tesekkür ediyorum. Artik biliyorumki beni benim gibi anlayan biri var uzakta bile olsa kendini bana hissettirdi. 365 tane melek yanimda olacaklar (bir tane melek kötü birseyden korudu bile bizi senin postani aldigim gün hemde...) Kizimida unutmamissin, bir bos zaman ugrasimiz daha oldu sayende :)

Sevgiyle, saglikla ve huzurla kal hep.


****************************************************

Asagidaki Yarismayla Ilgili :
Yarismaya katilim devam ediyor henüz 6 kisi olmus baktimda. Katilmak istemeyen, konu disi yorum birakan yahut blogu olmayanlar dahil edilmeden. Bakalim bir hafta daha var sayi artacak mi :)
Katilmis olanlarin isimlerini yaziyorum :

Neseli23
Zeynep78
Sevdanin Dünyasi
Benden Mütevellit
Dolunay
Ev Kusu
Ece
Cilgin Eltiler
Ibalci32
Gizemli Tosbaga
Tugbatugba
Pasam41
Agonya82
Sihirlimavi
My Life
Bengecemavi
Yok mu sayiyi arttiran?
Hediyeyi göndermeside bana aittir, size kalan sadece katilmak :)
12

Mesleginiz: Informationstechnologin

Son günler artik o hale girmistimki uyuyamiyordum rahat. Uyuyorum ama rüyamda Network isleriyle ugrasip cözüm arayip yoruluyordum. Hatta bu esime bile yansimiski bir gece rüyasinda Networkle ilgili konusurken duydum, "sen de mi" dedim :D Bitirme sinavlarim vardi ve bitti cok sükür. (Simdi bir IT Technikeri oldum, aldigim diplomada "Informationstechnologin" yaziyor ama aynisi iste, Bilgi-Islem teknikeri türkcesi sanirim.)

Bir meslek sahibi olmak hic kolay degilmis, bizzat yasayip onayladim ki benimki hizlandirilmis bir meslek egitimiydi sadece...
Uzun süreli sabir ve kararlilik gerektiriyor. Hele de bu okuyan kisi bir anne ve es ise bu zorluk daha fazla kat kat ( birde üstüne ailevi sorunlar eklenince... ). Öyle anlar olduki zayif bir insan olsaydi yerimde coktan pes etmisti. Ama Allah sabrin karsiligini veriyor mutlaka.
Daha dil sorunumu cözmemisken bu ise kalkismam ve bu alandaki azinlik bayan sayisi...Biraz cesur davranmisim hissediyorum kendimi. Ama zoru basarmak kolayi basarmaktan daha cok haz veriyor.
Simdi önümde is arama kismi var. Is konusunda acele etmiyorum, biraz kendime, evime ve kizima vakit ayirabilecegim kadarlik bir ise gitmeyi planliyorum, ins öyle bir imkan cikar karsima.
Zaten Ramazan Bayramindan önce hicbirsey planlamiyorum. Biraz yiprattigim, zorladigim kisimlarimi tamire ihtiyacim var. Temmuz ayinin ilk haftasi Istanbul'da olabilirim. Sonra ailemle hasret giderme, arada köye gitme. Kizima o ortamlari yasatmak...

*************

Ben 500 izleyicim olunca bir cekilis yapicam demistim size daha önce.
Ama düsündümde onu simdi yapabilirim meslek edinmemi kutlama adina. Zaten izleyici sayisi 500 e yakin :P Simdi hediye ne olacak katilma kurallari ne...vs. icin biraz düsünüp tasinip ayri bir yazi ekleyinceye dek bir reklam arasi :)

NOT: Bu arada 19 Mayis Atatürk'ü Anma Genclik ve Spor Bayramimiz kutlu olsun :)
7

FiSKoS

Simdi oturmus biraz kafa dinliyorum. Mobilya, dekorasyon resimlerine takildim az önce. Fiskos masasi gördüm ve o beni hemen geriye götürdü.
Radyoda Dj'lik yapan "Gönül Dostu" nickli bir arkadas vardi.
Aslinda onu ben size söyle anlatayim biraz.
Ben is yaparkenleri evde radyo acardim ayni saatler ve bu dj arkadasin yayinlarina cok rastlardim.
 O zaman henüz internet bile yok evde, toplam bir iki internet Cafe vardi.
Bende eskiden beri bilgisayara merakim vardir ( ki suan hala icini disini ögrenme yolundayim ). Internet Cafe'ye gittim birgün, orada az ileride birileri sohbet ediyordu. Bu sesi ben taniyorum sanki yahu nerden diye düsündüm, aa bu o radyodaki dj olmasin dedim. Aslinda pek utangac olan ben ki hemde cesaretliyimdir, gidip "Siz bu radyoda djlik yapiyor musunuz" diye sordum. Evet kulaklarim yanilmamisti :) Sevindim sanki birsey bulmusum gibi :D
Sonra gel-git biz böyle arkadas olduk, yani gayet normal arkadas. Hatta bir ara calismam gerekiyordu bana is bulmustu, bir kiyafet magazasinda muhasebede. Sonra Radyo ziyaretlerim oldu, yayina katildigimida hatirliyorum. Onun sevdalandigi günleri konustugumuzuda hatirliyorum... Abim falanda tanismisti derken annem bile tanidi. Ben evlenince esimde tanidi kendisini. Zamanla irtibat koptu.
Simdi ne yapiyordur bilmiyorum ama insallah evlenip yuva kurmus ve mutludur.

Iste o arkadas zamaninda beni bir lisenin yilsonu eglencesine davet etmisti. Biz birkac kiz toplandik gittik, annem zor izin vermisti sanirim aksam üzeri oldugu icin ama cok kalmamak sartiyla gittik. Yarisma vardi bende yine utangac olmama ragmen hemen katilmak istedim :P
Yarisma hani ortada sandalyeler olur müzik durur ayakta kalan cikar. 7-8 kisi katildi sanirim. Ben son ikiye kaldim, o sonuncuda iyi hamle yaptigimi hatirliyorum :D

Fiskos masasiyla ne alakasi var bu hatiranin biliyor musunuz? Ben o yarismada bir fiskos masasi kazandim :D Diger günü annemi gönderdim magazasina almaya, belki hala duruyordur suan annemin evinde o masa :)
9

Sahteydi

Nisan aylarini sevmemeye karar verdim...
Gecen yilda tuhaf gecmis zaten...
Hani insan savasir ve yendigini düsünür bir yandan ki aniden aslinda hala basladigi noktada oldugunu hatta daha da gerilerde oldugunu görür :S Bu duygular var üzerimde... Bir yandan caresizlik, bir yandan yorgunluk-yilginlik ve hayal kirikligi.
Hayat bana aci sürprizler katsa da ben ona inat güldüm bugün. Gitmek istemesemde gittim bir yerlere, karistim insan icine neseli neseli...Bir yanim kaplumbaga gibi cek kafani uzak dur herseyden dese de...

Yardimima muhtac bir insan...Yikmis olsa bile, gözlerime baka baka yalan konusmus olsa bile defalarca...
Giden ne? Kaybettigimiz? Güven, bizden calinan vakitler, para, hayallerim...
Yardim etme sebebim ne? Allah rizasi icin, kizim icin...?
Insan hayatin ne getirecegini hic bilemiyor...Aniden kendini bombos bir cuvalin icinde bulabiliyor.

Gelecek birkac yilin zor gececeginin garantisi hediye edildi kizima ve bana.

Olsun...
Ben hala burdayim iste.
Bu hayirlisi olmali, yoksa böyle olmazdi. Benim icin hayirli olani bu zorluklardan gecmem. Bunu bu haliyle kabul ediyorum, kalbim-icim-gözlerim biraz sizlamak istesede ben dur diyorum onlara...
Sizlayacaklarsa Allah icin olsun.
3

MuFFiN

Biz son sene icinde kizimla bolca kek yaptik. Sanirim hem yemesini sevdigimizden hemde kizimin haftasonu gelince hatirlatip "annee hadi kek yapalim mi" diye sormasindan kaynakli :)
Tabiki her defasinda biraz degistirerek ilerletiyoruz kendimizi :P Ama ben illa limon portakal koyucam bir yerlerine kekin, cok yakistiriyorum. Vee icinde findik,ceviz, badem...vs. gibi birseyde olunca daha da bayiliyorum:P
Muffin yapalim dedik en son. Muffin tariflerini gezinirken ben dedim "yok ben tarife bagli kalamam". Birkac tarifin karisimi oldu benimkisi.
Malzemeleri yaziyorum her ne kadar böyle catir catir catlamis bir muffin olmasada, yumusacik ve cok güzeldi ;)

2 yumurta, 1 orta bardak toz seker, yarim su bardagi siviyag, 1 su bardagina yakin yogurt, yarim paket vanilya, 1 pakete yakin kabartma tozu, biraz tarcin, toz findik, 1 portakalin suyu ve kabugunun rendesi, göz karari un (yaklasik 2-3 su bardagi).

Önce yumurta ve seker cirpildigini herkes bilir sanirim :P Yumurtalari tek tek kirip sirayla yaparsak daha iyi olur. Birde yumurtalar o an buzdolabindan cikmis degilde biraz disarida beklemis olmalari gerek (oda sicakligi desem kisaca iyi olacakti :P). Unu elekten gecirerek ilave ederim ben, bir yemek programinda görmüstüm. Akici bir hamur elde ediyoruz. 180 derece civarinda yarim saatte tamamdir.
Icine bos bir siringayla sivi cikolata yahut birseyler doldurabilirsiniz, biz öylede sevdik ;)
Yahut cocugunuzla süsleme yapabilirsiniz.
Kizim cok güzel süslüyor ama ben resmini en basta cektim burada, sonra yenmislerdi zaten :P
Birde kendisi kek hamurunun tadina bakmayi seviyor görüldügü gibi:)
Afiyet olsun.
5

Bebegine annenin yazdiklarindan okursun belki birgün...

"Kizim" dedikce bir kez daha diyesim geliyor.
Annelik hic kolay degil ama öyle güzel ki, tarif edilemez bu ancak yasanir. Bu nedenle Allah anne olmak isteyen herkese mutlaka nasip etsin bu duyguyu.
Uyumadan önce biraz onun hakkinda icimden gelenleri döktüreyim bloga diye düsünüp uyguluyorum suan :) Nerden baslasam...

~ Ilk yazdigi kelime kendi ismi "Dilanur" ve sonra "Mama" = yani anne, ama o ilerletti tabi coktaan simdi kresten arkadaslarinin ismini dahi yaziyor. Bir resim yapsa kreste, kenarina bir yerine mutlaka ismini yaziyor, bazen abartip devamina Mama, Papa ve (evde onuda bir kisiden saydigi) BoB' u da yaziyor :) Arada evde ona ödev hazirliyorum. Bir kagida kelimeler yaziyorum karsisina aynisini yazmaya calissin diye. Severek deniyor ;) Basarili olursa atistirmaya tatli birsey veriyorum, yanlislari varsa gösteriyorum. Bunun yanisira sayilarla arasinin iyi olmasini diledigimden, matematige adim attik biraz. Toplama ve cikarmayi ögretmeye calisiyorum. Bunuda bir kagida ödev hazirlayarak deniyoruz. Biraz görsellik olsun diye Cin Ali'lerle, mesela 6 balon ciziyorum, Ali'nin 6 balonu var arkadasi Ayse'ye 3 tane hediye ederse kac balonu kalir? Parmaklariyla cözmeyi seviyor sayarak ;)
Vakit buldukca Elif-Be den de birseyler yapiyoruz. Boyama ve hikaye türü kitaplar almistim onlar esliginde birazda arapca alfabeden birseyler kapmis olacak ins.
Kresten de güzel seyler duyuyorum ;) Yapamayan arkadaslarina yardimci oldugunu, normalde cok konusmayan ama soru yahut ödevlerde bilirse mutlaka katildigini hatta genelde en hizli bitirenlerin icinde oldugunu...Kizimin biraz hirsli oldugunuda biliyorum bu konuda :P Yalniz iyi bir ögretici olmaz, sabirsiz cok.

~ Kizimin arkadaslariyla arasi iyi genel olarak. Yalniz hala cekingen oldugu seyler var krese baslayali cok olduysada...Mesela tuvaleti oldugunda kendi söylemek yerine bir arkadasina söyletebiliyor :S Arkadasi da bakiciya "Dilanur tuvalete gidecekmis" diyor. Bu konuda bakiciyla konustum, izin almayi sormayi sevmiyor demekki diye, sormadan gitsin karismasinlar istedim. Artik daha rahatca gidiyor sanirim.
Tuvalet dedimde cok sükür kurtulduk sayilir diyebilecegim bir problem yasadik birkac ay. Büyügü geldiginde bir defasinda poposu acimisti ve ondan sonra yine olur bu acima korkusuyla büyügünü tutmaya basladi, bu tutma isi birkac gün sürüyorki artik dayanamayana dek, en sonunda ama bekletmekten kabiz olmus hale geliyor ve daha zorlaniyor. Bu sekil her defasinda yine cani aciyor tabii beklettigi icin...Derken doktordan ilac aldik ve o biraz kolaylastirdi. Doktor normal eskisi gibi rahatca tuvalete gidene dek kullan ara ara dedi. Artik o acima durumunun olmadigini gördükce normale dönüyor yani ;) Ve biraz anlatilinca bekletmenin iyi gelmedigi..vs. Böyle bir problem basit gözüksede cocugu cok asiri rahatsiz edip asabilestirebiliyor ve ister istemez insan üzülüyor bu sekil görünce. Cocugunuza gayet sabirli ve motive edici, moral verici davranmakta fayda var ;)
 
 
~ Aslinda ne kadar da yazilacak sey varmis simdi aklima geldikce farkediyorum...
Birde dikkatimi ceken ben birseyler yaparken "Anne bende ögreniiimde bebegime ögretirim" demesi :S Simdiden ileride cocuguna ögretme derdinde :D
 
 
~ Kizim ben yasli miyim diye bir soru yöneltmistim dogumgünüm siralari sanirim :P "Yok anne, daha sakallarin cikmamis" dedi :S Sanirim yaslilik belirtisini sakala bagliyor...
 
 
~ Onunla hayal kurmak cok güzel. Gelecege dair konusuyoruz bazen :) Hep benimle kalmak istiyormus, evlenince ayri oturuldugunu ama birbirini ziyaret edildigini duydugunda "ben evlenmicem hep senle durmak istiyorum" diyor. Birde bebegi olurken ben onu hastaneye götürcekmisim :D
Bana ihtiyaci cok var bunu anliyorum hep. Biraz kaldi meslek sahibi olmaya, yaza bitiyor ins. Sonra böyle tüm günümü kapsar birsey yapmiycam daha, belki günde 4-5 saat olan bir ise girerim en fazla. Cünkü kizima daha cok vakit ayirmak istiyorum okula baslamadan :/
 
 
~ Birde bu ara Su Cicegi cikariyor ama zor kismini atlattik gibi. Beyaz renkli bir ilac sürdüm tek tek her kizarigin üstüne, ilk günler cok stresli ve zordu bunu basarmak :S Sonra kendi sürmeye basladi hatta göbek kismina falan. Umarim hic iz kalmaz. Internette biraz arastirirken gördügüm resimlerle gözüm korkmustu sanirim biz hafif atlatiyoruz, tüm vucüdunu kaplar sekilde cikaran cocuklar icin daha zordur sanirim :S Saysam yaklasik 100 e yakin noktaciklar vardir ama bazilari kuruyup düsmeye basladi ilacin etkisiyle ;)
Cok sükür, Allah kalici dert vermesin yeterki gerisi biraz sabir ve zamanla geciyor.
6

Tesekkür ederim Allah'im

Şükür....

Ne zaman kaybettik seni biz?..Ve ne zaman bu kadar sitemkar, bu kadar hoşnutsuz olduk..
Yediğimizin içtiğimizin, gördüğümüzün, gezdiğimizin, işittiğimizin, hissettiğimizin, tattığımızın, tuttuğumuzun, en mühimi, aklımızın ve sağlığımızın, şükrünü ne zaman kaybettik biz?..

Biz şükrü kaybettik, stresle sardık bedenimizi..
Sinir sistemine yüklendik farkında olmadan..
ve ince ince ağlarla tüm vücudu kaplayan sinirler, organları ve hatta zihinleri hasta etti, geri dönüşümsüz hasarlar verdi..
Cilt ile sinir sistemi aynı kökenden yaratılmıştı, ciltten çıktı hastalıkların kimileri..
Evet, sinirdi, stresti, mutsuzluktu, hoşnutsuzluktu, karamsarlıktı, tatminsizlikti
ve şükürsüzlüktü hep şikayetlerimiz..

Dilimizden eksik etmediğimiz..
Ne ki, şikayetin ucu nereye gidiyordu, bilmediğimiz..
Şükrü bulsak yeniden, gelir mi mutluluğumuz, huzurumuz, kanaatkarlığımız, ruh ve beden sağlığımız??..

Neydi isteyip de alamadıklarımız??
Daha iyi bir ev mi, araba mı, giysiler mi, yiyecekler mi, turlar geziler mi?..
Başarı mı, övgü mü, itibar mı, kibir mi?..
Uğruna mesailerimizi, emeklerimizi, zihnimizi harcadıklarımız?..
Neydi sahi "aradığımız"..
Aradığımız, aslında kaybettiğimiz "şükrümüz"dü..
Başka hiçbir şeyle dolmazdı içimizdeki boşluk ve hoşnutsuzluk..
Ama şükür yoktu ortalıkta,
ve içlerimiz bomboştu..

Hayatlarımız, bir ucundan delinmiş çuvaldaki tanelerin boşalması gibi boşalıyordu..Boş bir çuvala dönüyordu..
Püff dese rüzgar; düşecek, yıkılacak bir çuval..
İman zedeleniyordu, hayat boşa sarf olunuyordu..
Her yerde bir kayıp esintisi, esip duruyordu...

Ama yaşlı bir teyze buldu onu..
Ekmek bulamadığı günlerde, onunla doydu..
Ölmekten değil, ölmemekten korktu..
Açlığa ve hastalığa sabretti..
İşte, tüm mesailerini dünyalık emeller, hırs ve ihtiyaçlar için sarf etmemişti,
çuvalında bir tanecik buğday yoktu belki..
Ama hepimizden büyük bir serveti vardı..

Şükür..
O şükür dedikçe ışıldadı gözleri...
O şükür dedikçe utandım gözlerimden..

Şükür.. dedim..
Neredeydi?..


Not: Bu yazi bana gelen bir maildi.
4

Oh mis hava

Ilkbahar gelince insan daha bir özenli giyinmek istiyor. Daha cicili bicili...
Günesin yaydigi isigin etkisi olsa gerek, birde üstüne uyanmakta olan doga eklenince :)
Bu siralar acik gri bir mevsimlik uzun ceketimi (ya da kabanimi mi desem iste öyle birsey:P) giyiyorum. Kisliklari yikadim, kaldirilmayi bekliyorlar, bizim buralarin havasi sürpriz yapabilir o nedenle bir 15 gün beklemek gerek.
Sabah soluk cicek desenli beyaz kot pantalonu giyindim uzun turkuaz bir gömlekle, basörtümde sevgili Ilkay'dan aldigim beyaz tabanli renkli yapraklari olandi.
Gri kabanida takinca üstüne, birde boynuma beyaz sal...Yani cok acik renkli durdu tüm kombin, kendimi beyazlar icinde bulmus gibi hissettim :D
Sabah önüme ilk gelenleri giydigimden, uzun düsünmeye vakit yok öyle. Ya aksamdan hazirlayip rahat ediyorum yahut acele böyle griler beyazlar...
Metroda baktimda herkes siyahli koyu renkli, ben böyle pat diye ortadayim sanki :D
O an farkina vardim hatta bu durumumu. Sonra bu durumu önemsemedim, ilkbahar geldi yahu diye gecirdim icimden :)

Cicekler acsin, böcekler ötsün... :)
8

9 = Sevmedim, 10 = ?


Kac gündür evlilik yildönümüm yakinda diyorum ve o gün geldi her beklenen günün geldigi gibi...
Simdi isterdimki esim buraya gelip aniden karsima ciksa elinde bir tanecik bir cicekle ve güzel birseyler fisildasa yüregime :) Bunu düsünmesi gülümsetti beni, gercegi nasil sevindirir kimbilir.
Halbuki bunun icin bir erkegin hicbir organizasyon yapmasi gerekte degil, sadece zaten olan vaktinden 1 bucuk saat ayirip birde cicek alabilecegi birkac euro, en önemlisi bunlari yapmaya istekli bir kalp...
Biz kadinlar inceliklere ne düsükünüz, yapimiz böyle. Hangi kadin bir jest görünce sevinmezki. Neyse konu bu degilde daha günüm bana neler getirecek bilmiyorum nasilsa :P
 Ama beklentimi mümkün oldugunca alcak tutucam üzülmemek icin.
Gecen yildan hic bahsetmek istemem ama belirtmeliyimki simdiye dek hayatimin en kötü yiliydi 2010.
 Zaten gecen yil buraya yazdigim evlilik yildönümü yazimdan da anlasiliyor.
Bu yil gecen yildan daha iyi ama yinede öyle bosluklar varki onarilmasi gereken.
Inatci, sabirsiz, Allah inanci olmayan, kalbinde kötülükler besleyebilen, kati ve fedakar biri olmasam biliyorumki suan bu evlilik bitmis olurdu! Bu benim sinavim dedim hep, biraz gayret olacak, sonu iyi olacak elbet birgün. Bazen oluyorki 'sen kimi kandiriyorsun' diyor ic sesim, bazense 'evet birseyler oluyor bak' diyor...Bu gel-gitler bir bitse bir otursa hersey yerine, insallah...
Ben evlilik yildönümü icin birsey yapmadim henüz ama haftasonuna birseyler planlamak istiyorum romantik ve özenli.
9 yil doldu ve 10 a ayak basiyoruz yarin :) Vay bee diyorum...
Seneye evlilik yildönümümde cok iyi seyler yazmak nasip olur insallah.

Not: Kizimi alip kresten evin önünde yagan yagmurun sevinciyle islana islana acele etmeden giderken esimle karsilastim."Unuttum sanma" deyip gitti gülerek. Eve girdim, masanin üzerinde bir buket cicek ve kalpli cikolatalarin oldugu kutu vardi :)
2

Almanca ögrenmek

Sevgili Kitty Wu bana epey önce almanca ögrenme konusunda soru yöneltmisti ve bu konuda bir yazi yazma önerisi sunmustu, cok tesekkürler ilgisi ve fikri icin. Simdi aklima ilk gelen ve önemli bulduklarimi yazicam.

Yeni bir dil ögrenmek icin ilk sart motivasyon ve istek. Bu dile ilgi duymaliyiz. Yani ben size bir ayda almanca ögrenmek icin taktik versem, yahut süper bir yöntem sunsam sizde istek olmadikca, siz cabalamadikca hicbir yöntem ise yaramaz.
Hadi istek var diyelim. Sonrasinda kararlilik gelmeli. Birkac gün heveslenip puff diye sönerse devami gelmez.
Hergün minnacikta olsa o dil icin birseyler katmaliyiz kendimize, günde bir kelime ögrenmek bile basit gözüksede neler kazandirir bize hesaplayin bi yilda 365 kelime.
Bunuda yapiyoruz diyelim ki, devaminda ekstra bu dil icin kulagida alistirmak gerek. Mesela o dilde radyo dinlemek, tv izlemek oldukca faydali diye düsünüyorum.
Birde dil ögrenimi icin baglanti kurma, cagrisim yapma tekniklerini izlemistim. Bir kelime bize kendi dilimizde neyi cagristiriyor onu birseye benzetip hayalini kurabiliriz, yani kelimeyi formüllüyoruz kendimize göre ve daha uzun süreli akilda kalici oluyor.
Baslangic icin birseyler ögrendikten sonra ilerletmek önemli tabiki. Ama ne kadar teori ögrenirseniz ögrenin, pratik olmadikca o dil ilerlemez. Konusun firsatini buldukca. Bir yabanci komsunuzu görünce baslayin sohbete :) Bu dili bilen arkadasiniz varsa onunla sohbet edin. Hatalarinizi yakininizda bilen birinin düzeltmesini rica edin, cünkü birsey yanlis ögrenilince düzeltmesi hic kolay degil...
Insan yeni bir dil ögrenirken konusmaya cekiniyor, hata yapmaktan korkuyor ve bu frenliyor biraz konusmayi. Ama yanlislara ragmen konusmaya cabalamak cok önemli. Zamanla birseyler anlatabildigini gördükce dildeki kendine güvende geliyor ve daha rahat olunuyor.
Ben eskiden cok yaptim o hatayi. Bir resmi daireye mi gittik, nasilsa yanimda esim var hep ona "sen yap, sen konus" dedim. Böyle olunca da konusmaya ugrasmamis oldum, firsatlari yok etmis oldum kendi kendime. Öyle zamanlar olduki mecbur kaldim konusmaya ve  o zaman anladim ki aslinda simdiye dek konussam daha faydasi olurdu. Ertelemeyin...
Bugün degisik bir kelime duyunca hemen not edin ve ögrenin onun anlami ne, biraz merakli olun. Günlük gazete, kitap, dergi birseyler okumak tabiki cok etkili dil ögrenmekte. En cok zayif oldugum nokta burasi, pek okumuyorum almanca kitaplari.
Kelin ilaci olsa basina sürermis diycem, yani az cok yapmis olduklarim bunlar düzenli olmasada..
Dil ögrenmek kolay is degildir emek, ilgi ve sevgi ister :) Bir cocuk gibi büyür siz ilgilendikce :)
Bedava almanca ögrenilebilecek bir site var internette epeydir bende aktif olarak katilamiyorum oraya ama adresi paylasayim : Almancax . Internette zaten her türlü gerekli dökümant bulunabilir biraz arastirinca ;)
Hee birde Almanca'ya özel birsey söyleyeyim, kelime ögrenirken lütfen artikelleri ile birlikte ögrenelim, zaten isi zorlastiran kisimlardan biri bu artikeller...

Umarim dil ögrenme yolunda azimli ve basarili olursunuz ;)
5

Kurdeleye boguldum :P

Yaa nerden baslasam ki :)
Postama bir güzellik kondu, ben bunu hizli hizli acmazda resim cekip sizlerle paylasmaz miyim hic :P
Cünkü bazilarinizinda tanidigi bir güzel blogcu arkadasim bu, ben aslinda söylemeden siz taniyacaksiniz diye düsünüyorum resme bakinca :)
Daha paketi acarken güzel bir koku geldi, resimde gördügünüz turuncu kesedenmis meger, karanfil kokusuydu sanirim. Sonra ben mektubu görünce burasi bittigim nokta oldu, gülücüklerle okudum.
Mektubun süslenisine bakar misiniz, bir büyük iki kücük kurdeleyle, yani paket isimsiz gelmis olsa Ilkay oldugunu kurdelelerden ele veriyor :) Nazar boncugunu bile eksik etmemis:)
Mavi olan özel birsey ;) Isil isil olan bozuk para cantasi ki buna kizim el koydu bile :S Sanirim biraz zor geri alicam ama deniycem :P Omuzluklari ise en uygun durdugunu düsündügüm bir kiyafetime dikecegim, simdilik düsünmedeyim bunun icin ;) Cerceveye yeni cikarttiracagim kizimin resimlerinden bir tane koymayi düsündüm ilk görünce :)
Bayagi duygularimin yogun oldugu bir günde, mutlu oldum :)
Nasil özenmis sevgili Ilkay, insan acarken o sevgiyi hissediyor ince ayrintilardan özellikle. Bende bu güzel sürprizine karsilik blogumdan özellikle tesekkür etmek istedim, cok tesekkürler Ilkaycim.
Beni mutlu ettin sende daha cok mutlu ol insallah.
5

Yumurtaya Yüz

Sizin icin telefon kiliflarimdan bir tanesinin resmini ekliycem, cünkü dikis dikenler eminim denemek isteyeceklerdir diye düsündüm.
Özellikle cocuklarinizin telefonlari icin cicili kumaslardan ne güzel olur degil mi ;)
 Ben bunu Claires'ten almistim diye hatirliyorum.
                                               

Simdi sirada yumurtalarimiz var. Gecen gece nette dolanirken bir sürü surat cizilmis yumurta resmi gördüm, kalktim bende evde bulunan dört tane yumurtayi cizdim. Yani yesillik olsun amac :P Cok beceremedim, eminim eli yatkin olanlar daha güzel seyler cikaracaktir ortaya.

Sonra diger gün sabah kizim gördügünde cok sevdi, yüzündeki gülücük cok güzeldi :) Onunlada birgün yapmayi planliyorum.
Esim ise iki yumurta secerken bir kiz bir erkek birakmis cift olarak, yani siradan önüne geleni almamis :)
Cocuklara iyi bir etkinlik, hemde böylelikle yumurtaya ilgileri sevgileri artar sanirim.
Iyi eglenceler ;)
9

Das türkische Alphabet


Das türkische Alphabet hat 29 Buchstaben :

Aa, Bb, Cc, Çç, Dd, Ee, Ff, Gg, Ğğ, Hh, Iı, İi, Jj, Kk, Ll, Mm, Nn, Oo, Öö, Pp, Rr, Ss, Şş, Tt, Uu, Üü, Vv, Yy, Zz

Aussprache:


c: wie in in Dschungel "Dsch"

ç: wie in Tschechische Rep. "Tsch"

e: wie in hätte "ä"

ğ: weiches g , etwa wie das Dehnungs "h"

ı: ungerundeter geschlossenen Hinterzungenvokal, auch: ungerundetes u

j: wie in Journal "J"

s: massig, wie in Haus "-s"

ş: wie Schule "Sch"

v: wie in Wasser "W"

y: wie in Jacke "J" oder jodeln

z: starkes s, wie in Sage


Die anderen Buchstaben werden fast wie im Deutschen ausgesprochen.

Not: Bu ne simdi diyorsaniz eger, okuldan birkac arkadas türkceye merak duydugunu ve bloguma arada bu konuda da yazsam iyi olacagini dediler bende alfabeden basladim biraz arastirip biraraya getirerek. Yanlis buldugunuz herseyde uyarilara ve yardima acigimdir, almancasi tam olmayan biri olaraktan :P

PS: Was das sein soll, ein paar SchuleKollegen interessieren sich für Türkisch und haben mir vorgeschlagen dass ich ab und zu auf mein Blogseite auch zufüge. Ich wollte als erstes von dem Alphabet beginnen zu schreiben. Für fragen und Fehlern bin ich bereit, auch wenn ich nicht ganz übersetzen kann :P ( Damit will ich auch mein Deutschkenntnisse verbessern )
2

GüZeL eYLe

 
Ey Rabbim

Sözlerin en güzeli hiç şüphesiz sana ait,

Bizim söylediklerimiz,

Söyleyemediklerimiz,

Söyleyeceklerimiz,

İçimizde sakladıklarımız,

Suskun bıraktıklarımız,

Terk ettiklerimiz,

Unuttuklarımız,

Fısıldadıklarımız,

Hepsi, hepsi, sözlerin hepsi!

Ancak sana yöneldiği için güzeldir.

Şüphesiz duayı dilimize veren sensin,

Dilimizi duaya çeviren sensin,

Sözlerin en güzeli sana aittir,

Ve sözlerin en güzeli sana hitap etmektedir.Ey Rabbim,

Ebediyen bana yakınlığını tattırdığın için,

Bana vahyettiğin tüm gerçekler için,

Bani hayat denen bu sonsuz lezzet pınarının başına oturttuğun için,

Bildiğin tüm ayıplarımı örttüğün için,

Gördüğün tüm kusurlarımı bağışladığın için,

Umuduma katık ettiğin tüm hayallerim için,

En sevgilini bana elçi gönderdiğin için,

Ey sevgili,

Beni aşkına muhatap ettiğin için

Sonsuz hamd sana

Sonsuz minnettarlık sana

Sonsuz minnet sana

Sonsuz şükür sana

Sonsuz teşekkür sana…

Ey Rabbim,

Tut elimden sonsuz kudret elinle,

Beni hiçliğe düşmekten alıkoy,

Unutulmuşluktan uzak eyle beni,

Varlığına komşu eyle beni,

Ben acizim dayanağım sensin,

Fakirim ben sığınağım sensin,

Dilsizim sözüm sensin,

Körüm ben gören sensin,

Sağırım, ki sen işitensin…

Ey Rabbim,

Sözlerin en güzeli sana aittir.

Ve sözlerin en güzeli sana hitap etmektedir.

Bu kırık dökük sözlerimi,

Bu perişan hitabımı,

Sen kabul eyle,

Sen güzelleştir.

Ki sen bana aşktan kanatlar vermiştin ya!

Aşkın semasına uçurmuştun ya beni,

Elimi sen dokumuştun ya,

Hani ele avuca gelmez dokunuşları sen bahşetmiştin ya bana,

Gözüme kendi nazarında ışıklar vermiştin ya,

Gözle görülür güzellikler vermiştin ya bana,

Yüzüme tebessümü sen giydirmiştin ya,

Tebessümüme karşılık veren güzel yüzler koymuştun ya karşıma…

Ey Rabbim,

Yoktum ben sen varettin!

Unutulmuştum. Ki sen sevdin,

Sevdiğin için varettin.

Bir sen sevdiğin için var edildim.

Bir sen beni andığın için ihya edildim.

Öyle ise,

Ey Rabbim!

Varlığımı aşkına armağan eyle,

Yak beni aşkının ateşinde,

Al beni bu rüyadan,

Al beni bu dünyadan,

Bu kırılgan varlığımı ebedi baharına toprak eyle…

Ey Rabbim!

Bütün güzel sözler sana söylemekle güzeldir.

Kırık dökük de olsa kabul eyle sözlerimi,

Yıkık dökük de olsa duy yakarışlarımı,

Kabul eyle beni,

Kabul eyle sözlerimi,

Suskunluğumu,

Dilsizliğim,

En güzel dua eyle,

Dua eyle dilsizliğimi,

Dua eyle suskunluğumu,

En güzel dua eyle,

Ki sözlerin en güzeli sana hitap etmekle güzeldir.

Dua eyle sözlerimi,

Güzel eyle…

                                              Güzel eyle… (Amin)                                   

(Senai Demirci)
2

oYunCagimizdan inCiLeR

Suan okuldayim ve bi post yazmaya karar verdim, cünkü ders yapmiyoruz pek...
Önümde Ipod'um duruyorken düsündümde kullandigim bazi Apps'leri paylasabilirim.
Belki bir fikir olur Ipod, Iphone yahut Ipad kullananlara.

Öncelikle Ipod Touch ile baslayayim, ben gayet memnunum. Iphone alsammi diye düsünürkene ve telefonumda daha birkac aylik yeniyken almamak mantikli gelmisti ve Ipod bana bir alternatif oldu App leri kullanabilmem icin ve onu satin aldim. Ona ben oyuncagim diyorum, cünkü sirf uygulama ve müzik dinlemek icin aldigimdan. Ilk günlerden itibaren kizimla ortak oyuncagimiz olmaya basladi hatta :)

Neyse simdi sirayla elimde olan Ipod'a bakarak en cok kullandiklarimi yazicam.

* miCal: Bu benim ajandam, randevulari, sinavlari..vs. herseyi buna yaziyorum ve haftalik bir bakis atinca bu hafta neler var unutmuyorum ;) Fiyati 1,50€ falan.
* Alarm Clock: Calar saatim ve bu zamana kadar hep uyandirdi ;) Bedava denemesi var ama ben satin aldim, diger özelliklerini kullanabilmek icin.
* Wetter.at: Bu hava durumu icin. Sabah erken ciktigimdan havanin o günki degisimini bilmekte fayda oluyor helede sabah bir cocukla cikiliyorsa. Birde Viyana'nin ani degisebilen havasi her an sasirtabiliyor insani :S Avusturya'da yasayanalar icin özellikle iyi bir App.
* Gehirntraining: Bu 5 farkli kategoriden olusan zeka oyunlarinin bulundugu bir App. Zihnini taze tutmak isteyenlere önerilir ;)
* 3D Mini Golf: Mini Golfü gercekte de oynamayi seven biri olarak oyununuda sevdim ve denemesinden sonra satin almak istedim diger seviyelerinide oynayabilmek icin.
* Cover Orange: Bu oyunu son zamanlar cok oynuyorum, bu portakallari kurtarmak ve onlarin kara bulutlardan kurtuluncaki sevincini görmek cok sevimli :)
* EyeSpy: iki resim arasindaki farki bulmayi sevenler icin cok güzel, 0,79 cent gibi bir ücreti var.
* StickSkater: Bu oyuna da cok alistim. Skater cocuk düsünce oähhhh deyip duruyor ama tam zamaninda ziplayip hoplarsaniz tabiki bir yandan tokenleri toplayarak, basarirsiniz.
* Love Love: Bunun kalplerinin rengine görüntüsüne hayran kalip almistim :P Yani bilindik tetris gibi birsey ama kalpli kutucuklar ve renklere dikkat ederek. Sevgililer gününe sevgilinize alin bu oyunu :P
* Physics: Bu tip oyunlari da cok seviyorum, belli sekilleri üstüste koyarak yahut dengeyi saglamaya calisarak oynanilan.
* Birkac cesit sözlük var ama henüz tam kafama göre bir tane bulamadim aslinda. Bazi gözüme carpanlar ise gayet pahali geldi...Bende olanlari da memnun olmadigimdan yazmiyorum.

Zaten arama kismina birsey yazinca onla ilgili Apps varsa cikiyor karsiniza. Dini Appslerde mevcut, 40 Hadis'in oldugu, yahut Kur'ani- Kerim surelerinin okundugu, ya da ingilizce Islam soru-secenek seklinde.
 Bir sürü de kizima ait uygulamalar var ama belki bunlari baska zamana...

Bana iyi dersler, sizlere de güzel günler :)
9

RuH Yorgunu

Haftasonlarimiz birlikte geciyor son zamanlar.. Soguk havalara inat sicak aile tadinda :)

Dün ama dokunulsa aglayacak gibiydim nedensiz..
Aslinda nedenini tahmin ediyorum... Icimde dolmus yigilmis seyler yeni yeni disari cikmak istiyorlar. Bayagi doldurdum beklettim belkide.
Uyumaya gitmeden önce bir sekilde basladim aglamaya, sonra bogazim daraldi sanki, böyle ciddi birsey geldi yigildi yukari bogazima dogru... Sonra aglamami durduramayacak hale geldim, hickiriklar geliyordu. Ama bunu kontrol edemedim, o an mecburmusum gibiydim aglamaya...

Yataktan kalkip mutfaga gitmistim, kizim uyanmasin hickirigima diye. Esimde yanimda beni sakinlestirmeye calisiyor kucakliyordu. Belki beni öyle görünce ne kadar canimin yanmis oldugunu anlamistir... Üzülmüstür tabiki.

2010 yilinin yaz mevsimi gecen 5 ay ayriligimiz süresince yasanilanlarin birikintisini atmaya calisiyor bedenim...

Iki cesit danismaya gidiyoruz demistim. Aile danismani bir iki seanstan sonra "ne kadar güclü bir kariniz var" dedi esime.
Güclü olmayi ben secmedim aslinda! Olmak zorundaydim... Yanimda bir minik kiz ve önümde gelecegime cok faydasi olacak bir okul vardi, herseyi birakip ailemin yanina da gidebilirdim evet... Ama kizimi ve gelecegimi düsünmeliydim, güclü olmaliydim! Belki beni en zorlayan bu dönemde cok yalniz birakilmamdi cevremden... Hele de ayrilsinlar diye de bakinanlari görünce, hic görüsmedigin hic bir zararimin olmadigi insanlardan...
Allah'a havale ediyorum ve hakkimda ne düsünürlerse 10 kati onlari olsun.

Vücudum aksamki gibi sinyallerini veriyor...
Birkac aydir sag gözüm seyiriyor. Önceden de olurdu ama birkac günde gecerdi. Bu defa aylarca gecmeyince doktora gittim ve ilk sorusu " Stresli bir isin mi var?".
Okulum yeterince stresli evet. Cünkü almancam tam degil ve herseyi yarim bilinen bir dilden ögrenmek öyle zorki...Üstelik grup seviyesi olarak tek ön bilgisiz buraya giren benim.

Ama beni yikan bu degil özel hayatim oldu bence. Doktor B1, B2 vbe B12 vitamini iceren bir hap verdi. Birde stresin yogun oldugu dönemlere özel sakinlestirici gibi bir hap verdi ama onu almadim. Okulla birlikte konsantrasyonumu etkiler diye düsündüm, saflastirir gibi...
Son zamanlar ensemdeki agrilar ve bunun basima dogru vurmasi...
Bazen aniden gelen mutsuzluk hissi, sinir, hassaslik...

Ve aksam aglarken bir yandan esime defalarca dedigim tek sey, " cok yorgunum canim, cok yorgunuuum ".
Bu beden degil ruh yorgunlugu...

Aglaya aglaya yavastan sakinlesip yataga geri gidip, hani bir cocuk aglar aglar yorgun düser uykuya dalar ya, o sekil uyumusum arkamda beni saran sacimi oksayan, simdilerde herseyi telafi etmeye cabalayan, iste benim yillar önce sevdigim o adamla.
Biraz rahatlamis hissettim kendimi uykuya dalarken.

Hersey iyi gidiyor, iyiyim, sadece birikenler bir sekilde cikmaya calisiyor artik tam bogazima direnmisler megerse...
10

Topuklu Giyinenlere

Ilk görüste "iste bu benim olmali" dedigim bu yandaki ayakkabilari aldim.

Okula giderken giyindim, okul sonrasida birazcik alisveris yapmam gerekiyordu bir-iki saat dolandim. Alisveris sirasinda ayaklarimin acimaya basladigini hissettim.

Ama sonra bu acima baska seye konsantre olmami engeller derecede cogaldi.
Her adimimi zorla bastim yere aciyacagini bilerek.
Aman Allah'im bu ayakkabilari ama ben daha cok giymek istiyorum :S

Kizimi kresten almaya gittim. Eve giderken onunla, normalde hep biraz hareket olsun diye merdivenden inip cikan ben asansöre bindim daha az basayim yere diye.

Bir yerde bedavaya güzel bir elbise vericez gel deseler bu aciyla 5 adim dahi fazla atmak istemezdim. Yaa ayagimin orta kisminin ici aciyordu, tam oturmuyordu ayakkabiya orasi.
Yani abartmiyorum, o ani düsünerek yaziyorum simdi.
Epeydir ne ayagim böyle yorulmus agrimisti ne de canim acimisti dedim, hatta dis doktoruna gidip dolgu yaptirmayi tercih ederim dedim :D

Vee bütün gün eve ulasana dek topuklu ayakkabili kisilerin ayagina bakindim. Acaba bu da aci cekiyor mudur benim gibi diye düsünerek. Bazilarinin rahatligi karsisinda ama neden bende böyle peki diye burkuldum...

Birde kizim demez mi "Anne ben büyüyünce topuklu ayakkabi giymicem benimkiler cok rahat düz" :D

Simdi gidip topugu ölctüm hepsi hepsi 8,5 cm yaa.
Günlük giydigim ve hic sikayetim olmayan botlarimdan sadece 2 cm uzunlar halbuki :/

10 cm cok rahat giyerdim önceleri. Hamilelikle baslayan düz giyinmem beni uzaklastirdi topuklu ayakkabilardan.
Ama sonra zamanla "Yaa gencken giymiycemde nezaman giyinicem" diye yeniden az az topuklu almaya basladim. Ama bu son deneyim beni iyice pes ettirdi.

Ne yapicam ben simdi diyerek yüksek topuklu giyinen ve ayrica rahat edebilen bayan arkadaslarimdan öneriler bekliyorum. Benim mi ayaklarim cok hassas ...
(Bu ayakkabi hemde kalin topuklu düsünün yani ince bir high heel olsaydi ne olurdu halim :S )

Bu yaziyi yazarken yine ayakkabiyla ilgili talihsiz bir hatiram aklima geldi gülümsedim :)
4

Gülümse biraz, kendi kendine bile olsa...

Bugün yine herzamanki haftasonu edasinda bas ucumda kizimin Ipod'u mu almasiyla uyandim. Kendisi Ipod ile biraz ben uzatmalari yaparken oynayarak vakit gecirir.
Ben ama cabuk kalktim ohoo 9 saat uyumusum neyime yetmez düsüncesiyle. Haftaici 5-6 saat uyudugumdan en fazla, 9 pasa keyfi gibi geliyor :) Önce en sevdigim yer olan mutfagimin cam kenarina oturdum ve disariya baktim gözlerim gün isigiyla iyice acilsin diye.

Sonra yüzümdeki durgunlugu farkettim, "hani gülücük, gülmemen icin bi sebep mi var" dedim kendi kendime ve sonra disariya devam bakinarak gülümsedim iyice :)

Kizim grip..vs ufak tefek hastaliklar disinda saglikli cok sükür, bizde öyle. Evimiz var kafamizin üstünde, istedigimiz gibi olmasada ici yahut genisligi olsun ev evdir, icindeki huzur sicaklik olunca yetiyor ;) Esimin bir isi var orta derecede kazanci olan. Benim meslek edinme üzere gittigim ögrenimim var ve sinavlari hep gectim tüm zorluklara ragmen...Esimle zor bir dönem gecirdik ve simdi düzene girdik sayilir, onun cabalarini görmek cok güzel. Aniden cicek getirmeleri, ufak birseyde beni daha kirmak istemeyerek cabucak özür dileyisleri...Daha ne olsunki?

Yavas yavas kendime geri geliyorum. Icim yesillenmeye basliyor, renklenmeye basliyor...
Demekki insanin iliskisi cok önemli yasaminda bunu yasayarak görmüs oldum. Huzur olunca yuvada hersey cok daha iyi oluyor, o zaman pencereden bakis acimiz degisiyor hayata aniden.
Yani demem o ki bunlar cok kisa sürede kafamdan gecip gülümsedim mutfak caminin kenarinda.

Patates kizarttim, kahvalti daha cesitliydi herzamankinden...

Esim alisverise gidince bende hizli hizli evi temizlemeye basladim o gelince temizlikle vakit gecirmek istemedigimden.

Evdeki isleri bitirdim ve sonra birazda kendime cekidüzen veresim geldi.
Biraz renk katayim yüzüme diyerek saridan baslayip acik yesil, koyu yesil ve maviyle biten farlari kombine ettim gözümde :P Sonra yeni yikanmis saclarimi biraz kurulayip kivirma aletiyle kivircik kivircik bukleler yaptim. Üstümede cekince bir tunik ve tayt...

Esim eve girince kizim hemen "baba annemin gözleri parliyor bak" demeye basladi :D Öyle far pek kullanmadigimdan canli renkli ona da degisik geldi sanirim :)

Esimde görünce resmimi cekti telefonuna birkac :P Saclarimin kivircik olunca beni cok degistirdigini söyledi. Bende hem evi toparlamanin hem kendimi toparlamanin hemde haftasonu hep birlikte olabilmenin mutlulugunu yasadim.

Yemek yedik, oynadik, kizimi uyuttum, esimle cay icerek film baktik, PSP3 oynadik ve suan o hala birsey oynuyor :)

Eger cidden gecerli bir sebep yoksa gülümsemeyi ihmal etmeyelim yoksa yüzümüz öyle kalir gülmeyi unutmus sekilde...Ya da en kötü durumda bile bir sebep bulmaya calisalim, iyi birsey mutlaka cikar, cikmali...
(Blogumu yorumlariyla yalniz birakmayanlar cok sagolun ;) Her yorum sevindiriyor beni. Geri dönüs yapamiyorum bazen ama soru sordugunuzda mutlaka cevap vermeye calisirim kisa sürede ;) 500 takip edene ulasinca bende hediye etkinligi yapicam öyle hevesle bekliyorum :)Sevgiler hepinize blogumun renkleri...)
3

Cici Pazartesi

Pazartesileri evde olmak cok hosuma gidiyor, pazartesi en sevmedigim gün oldugundan. Biraz gripal bir durum varda bu sira üzerimde ondan bir güncük kalayim evde dedim yarin gitmeliyim sinavim var cünkü cumaya ve cok sey kacirmak istemiyorum.

Suan 8 cocuklu bir ailenin yasantisi üzerine bir program izliyorum, bayagi zor gözüküyor ama basarilamayacak gibi degil :P Simdi hatta tatile gidiyorlar bile ;)

Bir yandan da elimde büyük bir kupa ile sallama cay iciyorum. Kafamda ise bir havlu sarili...Saclarima ne bulduysam karistirip sürdümde demlendiriyorum biraz havlu altinda :DIcerigide yazayim merak eden olursa :P Bal, yumurta sarisi, süt, yogurt ve zeytinyagi :P .
Hepsinden minik minik 150 ml falan birsey cikti hepsi. Sonuc kötü olamazki hepsi dogal iyi seyler :P

Bu yazi ordan burdan surdan birsey olacagi icin lütfen aniden konu degisirse sasirmayiniz :) Yazacak öyle cok sey kaliyorki insan bloguna az yazinca.

Yeni bir kahve makinamiz var artik ve simdilik memnunuz ama bu discleri varya icine konulan onlar bayagi bir pahali bence (8 kahve icin 5 euro), kahvesi güzel degiyor en azindan. Artik misafirlerime özel kahve ikram edebilecegim ;) Yaa makina da (Bosch Tassimo T40 violet), öyle basit birsey. Biz önceden birakin makinayi kahveyi agzimiza sürmezdik...Zamanla ben okulda esim is yerinde alistik icmeye ve artik insan evde de icmek istiyor. Günde bir fincan, daha fazla icmemeye calisiyorum.

Birseyler daha yazacaktim ama araya telefon...vs. birseyler girince kalakaldim simdi.

Hayat inisli cikisli diyecegim cok klasik olacak..Biz cikisa gectik ama yavastan yinede bazen icimde aniden kötü bir duygu olusabiliyor yeterli olmayan güvenden dolayi belkide...Zaman zaman zaman...Sükürler olsun 2011 iyi basladi öyle gidiyor, buna ihtiyacim var cünkü bir kötü gecen yilin ardindan. Aile danismanina ve bagimlilik icin ayri bir danismana gidiyoruz. Benim icin cok önemli düzenli gitmelerimiz...Insallah onun icinde öyledir sirf benim icin gitmiyordur...
4

En iyi krem sevgi :)

Bundan bir yil önce artik yas ilerliyor bir cilt bakimina baslamaliyim diye düsünce aldi beni. Bir arkadasinda önerisiyle Türk bir dermatologa danisarak La Roche Posay ürünlerinden kullanmaya basladim.

Hic düzenli krem kullanmayan ben icin cok zordu aslinda. Temizle, tonikle, kremle, peeling...vs. Cildimde bir süre sonra minik minik sivilceler cikmaya basladi, o bayan bunun normal oldugunu söyledi cünkü cildimin alt tabakasi arinmaya basliyormus. Bu sivilceler bayagi rahatsizlik vericiydi ama ve tamamen gitmediler bir süre gectigi halde.

Ben de kullanmayi biraktim. Cildim zamanla normale döndü, kurudukca sadece kuru yerlere basit bir nemlendirici sürdüm evde ne varsa önceden kalma.

En azindan bir temizleme sütü bulayim kendime dedim ve raflarda gördügüm Institut Phyto'nun ürünleri dikkatimi cekti, demeye deger zaten fiyatida uygun dedim. Önce temizleme sütü ve gül suyunu bir süre sonra da gece-gündüz kremini aldim. Kullanmaya basladim ne sivilce ne birsey cikti cildimde, tam tersi cok memnun kaldim. Cilt yüzeyi düzlenmeye basladi ve yeterli nemliligi sagladi cildime.

Ben karisik cilt tipine sahip biriyim bana iyi geldi. Özellikle kis mevsimi cildime birsey kullanmazsam burnumun üstü pul pul oluyor kuruluktan. Ama artik bu yil o problemi hic yasamadim, cildimin bayagi düzeldigini hissediyorum.

Oysaki La Roche Posay ürünlerinin birkacina 100 euro ödemistim, bunlar ise 5-10 euro ürünleri.
Yani bazen markasi olan ve pahali olan ürünler illa iyi demek degil!
Ayrica Institut Pyhto ürünleri %97 dogal icerikten olusuyor ;) Alkol icermiyor, renk maddesi icermiyor, paraben yok, alerji yapmiyor ve cilt icin hafif.

Bana iyi gelen bir ürünü tabiki blogumda sizlerle paylasmak istedim bende ;)
Icinizde kullanan varsa size nasil etki yapti bilmek isterim. Ben bu markanin degisik baska ürünlerinide denemeye devam edicem ;)

Ama herzaman dedigim ve savundugum tek sey var, gercek güzellik icimizden gelmeli. Yani krem belki fayda sagliyor ama bizim icsel bir sorunumuz varsa zaten bu yüzümüze negatif yansiyor, yahut beslenme seklimiz düzensizse, az sivi aliyorsak...vs. Yani cildimiz icimizin yansimasi gibi. En güzel kremler resimdekiler :) Önce onlari temin edelim sonra digerlerini, ki gerekirse ;)
11

Binbir Surat :P

Kizim kücük olan seylere mikrop gibi diyor :D Biraz kar yagmaya baslasa babasina anlatirken, baba kar yagiyor ama ayni mikrop gibi :D

4 yasina gireli sinemaya gitmeye basladiya, ilk bizle gitti onu yazmistim buraya, ikinciyi kresle birlikte gittiler "Petterson und Findus"a, ücüncüyüde yine bizimle gitti "Glücksbärchi". Daha 5 yasina girene dek gider mi bilmiyorum ama, sinemaya gitmeyi sevdigi kesin ;)

Bir süre önce esime sapka bakmaya gezinirken Hello Kitty 'li bornoz gördüm ve orada montumu cikarip üstüme taktim hemen aninda :D Üstümeki siyah kiyafet beyaz beyaz oldu sonra ama :P Ben begendim ama baska zaman ayrintili vakitte alirim diye düsündüm, esim bulamazsin belki o zaman bu bedenini deyip almami tesvik etti :)
Sonrasi geliyor ama bunun.Kizimi aldim kresten elimde bu bornozla, hemen posete bakti ne almisim diye merakli (annesi gibi :P ). Hello Kitty'li görünce onun zannetti, kiz orda cikariyor bornozu disari illa :D Inanmiyor benim olduguna :D Gösterdim bende boyunu, bak kizim cok büyük dedim zor inandi :D Bana yakistirmiyor sanirim :D :D Ama bunu farkediyorum bazen evde de ben cocuk gibi konusayim diyorum sakaciktan, " anne sen artik büyüdün, annesin ben cocugum" diyor :D (Bu arada bornoz dis görünüsü gibi güzel degilmis meger,insan kurulanamiyor, emici degil öyle gözüksede..)

Tatilde kizim icin aktiviteler yapmak istedik, biri sinemaya gitmekti yukarida belirttigim gibi, digeri kütüphane gezisi ve daha bugün gerceklestirdigimiz Kitap Fuari gezisi. Aslinda daha aklimda yerler var ama tatil bitiyor :P Bir-iki gün alisveris yerlerinde gecti, birkac günde esimle yalniz ciktik..vs derken tatil bitti sayilir. Deniz alti dünyasi, Cocuk müzesi aklimda olanlardan bazilari, ilk firsatta ins.

Kizimdan resim eklemek istiyorum, dün aksam oynarken tavsan olmus güya yüzünü sekil sekil yapip durdu :)
Back to Top