6

Glossy Box, istiyorum seni!


Son zamanlar internette gördügüm ve sahip olmak istedigim kutucuklar var :)
Bu kutucuklara sahip olunmak icin ayda az bir miktar (10€) verip üye olunuyor. Her ay icinde 5-6 ürün bulunan kutu kapiniza geliyor. Icerisindeki ürünler kesinlikle 10 € nun cok daha üstünde bir degere sahipler.
Bazilari orjinalinin deneme boyu, bazisi ta kendisi hatta...Bakim ve makyaj ürünleri, parfümler...vs. kadinlarin sahip olmak isteyebilecegi türden seyler.

Bu Box'lari ilk kim cikardiysa tebrik ediyorum, cünkü cok iyi bir fikir. Kesin kadindir yahut kadinlari anlayabilen bir erkektir bu kisi :P

Benim dikkatimi ilk ceken Glossy Box, kendisi Almanya'da olup Avusturya'ya henüz gönderilmiyor ama üzerinde calisiliyor ve ben bekliyorum :) 
Ikincisi "Douglas Box of Beauty", bu da benzeri birsey ve bu da Avusturya'ya 19 Ekim saat 18:00'de 200 tane dagitilacakmis bana gelen maile göre, isteyenler o gün kacirmayin! Ayrica bir defalikmis, abone falan olunmuyor.
Ücüncü duydugum BooBox, bu kutucukta Glossy Box'un kopyasi gibi bence...

Birde öyle ragbet varki bazisinda, yeni üyelik almiyorlar bir süre :S Ellerinde ürün kalmiyor gönderecek...

Abonelikten istediginiz ay cikabiliyorsunuz o nedenle risksiz birsey oldugundan olsa gerek cogu kisi rahatlikla denemek istiyor bu ürünleri. Gönderme parasida yok! Ve bir bayan icin postadan gelecek süslü bir kutu nasil cazip olmasinki hem :)

Bunun Türkiye Versiyonu'nu gördüm internette: Vanilya Club, bu da aylik 15 tl.
Maalesef kiyaslama yapamiycam hicbirine sahip olmadigim icin. Nedeni ise Glossy Box'un Avusturya'ya dagitimin baslatilmasini bekliyor olmam. Kisinin bilgilerine göre, saci mi dökülüyor, yahut kuru ciltlimi...vs o sekil ürün gönderiyorlar, kafadan doldurmuyorlar kutuya diye bir izlenim aldim bir Youtube kullanici görüsünü seyrederken.

Bu kutularin en güzel yani bence ney mi?
Öncelikle belki o kadar pahali bir ürünün orjinal boyutuna parami yazik etmeyecegim, denemesini kullaninca rahatlikla bir karar verebilir insan ;) Yahut cesitli ürünlerin denemesini kullanip kiyaslama yapma imkanim olabilir. Hem en büyük avantajlardan biride en yeni cikmis ürünleri test edebilmek ;) 
Belki bana uygun bir ürün degilsede kullanan bir arkadasima hediye edebilirim ;)
Kisaca tam biz bayanlar icin!

Bayanlar icin dedimde, bu Glossy Box'un erkek icin olani da var. Erkekleri ayirt etmemisler :)
Ee günümüz erkekleri biraz bakimina düskün olunca...

Önümüzdeki aylar olurda Glossy Box'a kavusabilirsem zaten izlenimlerimi sizlerle paylasirim ;)
13

Izlesek mi Izlemesek mi...

Televizyonun hic acilmadigi bir yasam desem tuhaf gelir mi size?
Televizyonsuz insan nasil durur günlerce diye düsünmeye baslar misiniz?
Ilk baslarda belki insana zor birakilacak bir aliskanlikmis gibi gelebilir, her aliskanlikta oldugu gibi. Ama bir gün, iki gün....derken bakmissiniz bir ay, iki-üc ve hatta dört ay olmus.

Evet biz televizyon hic izlemiyoruz yaklasik 4 aydir.
Arada "yarisma birsey olsa baksam" diye icimden gecirdigim olmuyor degil...
Genel olarak öyle önemli bir eksiklik hissetmedim hic!
Kizim icinde ilk üc-dört gün zordu, cünkü düzenli izledigi birkac cizgi filmi vardi. Ama sonra o bile unuttu gitti.
Onun yerine evdeki oyuncaklarla daha cok vakit gecirmeye basladi.
Daha cok bizimle iletisim kurmaya calisti.
Esim isten geldiginde, oturup sohbet edebiliyoruz. Belki televizyon baksaydik, ondaki programa dalip giderdik iki  cift laf edemeden... Bir güzel yazi okuduysam gün icinde onunla paylasiyorum. Bir konu hakkinda fikir alisverisi yapiyoruz. Önümüzdeki günleri degerlendiriyoruz neler yapilacak...vs.

Tabiki hergece ayni degil, bazende o Playstation oynarken ben bilgisayarimda oluyorum. 
Kizima  da arada (özellikle haftasonlari bu) cizgi film DVD'si bakmasina izin veriyoruz.

Birde misafir gelince hic sevmezdim zaten Tv acik olmasini, biz bir yere gittigimizde de ev sahibi arkadaslar Tv bakarsa, "tv izlemeye gelmedik size" deriz hatta :D

Aslinda biz bu karari öyle oturup almadikta, kendiliginden gelisti gibi...
Belki ileride degisir mi bilmiyorum ama simdiki gidisat bu sekil :)

Siz günde kac saatinizi Tv'ye harcarsiniz?
Hic bakmasamda o vaktimi baska seylerle gecirsem diye düsündügünüz oldu mu?

Bu konu sevgili Nohutodabaklasofra'nin blogundaki yaziyi okuyunca aklima geldi. Artik günümüzde herseyde izlenmiyorki, özellikle evde cocuk varsa...

Az televizyon izlemeli bir haftasonu dileyeyim o halde tüm blog okurlarima :)

Not: Suan bilmiyorum nerden aklima geldi, merak ettim, blogumu düzenli takip edip hic yorum yazmamis birisi var mi icinizde? Hep böyle gizemlilikler ilgi ceker ondan belkide :P

4

Steve Jobs 1955 - 2011


Dünyanin en zengini ol, neye yarar?
Iste bir örnek daha göcüp gitti...
Koskoca Apple servetini önüne serse yine yetmiyor. Bir yerden bir sebep veriyor Allah vademiz dolunca.
Steve Jobs'un ki ise kanserdi.
Kendisinin Stanford Mezuniyet Konusmasi'ni dinlediniz mi, Face'e ekledim bir izleyin ve kendinizede bircok dersler biceceksiniz eminim!..

Hani bir sözden cok etkilenmisya "Hergününü son gününmüs gibi yasa, birgün hakli cikarsin..." 
Bu laf hangimizi etkilemiyorki...
Öyle yasasak nasil olur, bir hayal edelim:
Hic kalp kirar miyiz, nasilsa son günümüz diye...
Sevdiklerimize daha bir simsiki baglanmazmiyiz...
Allah'a kulluk görevimizi daha bir samimi yapmaz miyiz...
Vaktimizi faydali gördügümüz seylerle gecirmez miyiz...
Ve daha neler neler...
Hayatimizi bu bakis acisiyla yasasak cok seyin degisecegi kesin!
Düsünün son gününüz diyorum? Nasil degismesin ki!

Steve Jobs'a Allah'tan rahmet diliyorum.
Rabbim bizlere hayirli bir ölüm nasip etsin.

Haydi Festivale

Festival cok sevdigim bir kelime, güzel seyler hatirlatiyor :)
Haftasonu (7-9 EKim) Viyana'da bir festival var ve ben katilimlarin cogalmasini cok istiyorum.
Cünkü bu tip organizasyonlara cok ihtiyacimiz var biz gurbette yasayan Türkler olarak! 
Bizim diyebilecegimiz, bizi hatirlatan hersey daha cok olmali!

Bu Festival'e tüm Viyanali okuyucularimi bekliyorum, belki görüsürüz ;) 
Kesin gidecek olanlar yazarlarsa sevinirim.


Ayrintilari, program icerigini Web Sayfasindan bakabilirsiniz.
Festivalin Facebook sayfasi.

Bir baska postta görüsmek üzere gününüz saglikla, neseyle gecsin 

6

China Town'da Dikkat!...

Bugün arkadaslar degisiklik yapmak isteyip Avusturya disina cikalim dediler, hemen sinirdan biraz gidince Çek Cumhuriyeti icinde Excalibur City diye bir yer var. Burasi tatillerde ve pazar günleride acik oldugundan tutulan bir yer. Ayrica alisveris icin fiyatlarda uygun. Neyse biz oraya gittik mi, hersey iyi güzel.
Arkadas bir canta daha almak istedi sonradan ve eslerimiz bizi beklerken biz onunla alip gelelim dedik.
China Town denilen yerdeyiz canta almak icin. Ayni Türkiye'deki pazarlar gibi, sadece farki Çinlilerin olmasi.
Arkadas bir cüzdanin fiyatini sordu bir yandan eline alip bakti ve fiyatinida begenmeyince birakti yerine. O an adam arkamizdan fiyat düsmeye basladi, ardindan biz karsi tarafta bakinmaya basladik, orasida onunmus geldi ve kizdi birden "bakmiycaksin, senin gibi müsteriye ihtiyacim yok" dedi arkadasa dönerek. O da "nedenmis bakmak istiyorum" dedi. Adam küfür etti :S Ben o an tabii ne yapacagimi sasirmis halde kafami baska tarafa cevirdim icimden umarim bu konusma hemen biter diyorum...Kiz birkac laf saydi adama, adam hadi yap ne yapabilirsen gibi nerdeyse üstüne gelecek...Kiza bosver gidelim dedim. Giderken adama "esimi cagirayimda görürsün"dedi.
Eslerimiz bizi bekliyordu arabanin yaninda, olanlari anlatti arkadas esine. Geri oraya dogru yola koyulduk ki ben hic istemeye istemeye...Adama sordu "benim esime nasil küfür edersin...vs." Adam o an bakti ki hesap sormaya biri geldi konusmak, özür dilemek yahut baska sey yerine arkasina döndü hizlica ve kiyafetlerin altindan kocaman cekic gibi demirden birsey cikardi :S Ben o an esimi tutup adimlarimi geri atmaya basladim bile. Birde orada baska pazar kurucularida adama destek olurcasina yanina dogru geldi, resmen Çete bunlar :S Birde düsününki oralarda bicak..vs gibi aletlerde satiliyor bolca...Adam üstümüze dogru gelirken geri geri kactik. Birileri adamin önüne gecti yine kendi cevresinden ve bizede "kaybolun gidin" dedi. Sonra ileride Avusturyali biriside "buradan gitseniz en iyisini yapmis olursunuz, bunlarla basedilmez" gibi birseyler dedi bize...
Biz oradan ciktik o sekil ki benim istedigimde buydu zaten. Bir süre kalbim küt küt atti korkudan...

Keske arkadas esini dinlemis olsaydi bu olmayacakti, bu son cantayi almasini istememisti kiz israr etti sonunda zar zor esi "hadi git al" demek zorunda kaldi. Yani birseylerde es izin vermiyorsa israr etmemek en iyisi sanirim! 10 dakika eslerimiz olmadan girdik küfür etti satici onun malini almadik diye sadece! Belkide basörtülü olmaninda etkisi vardi bu sekil davranmasinda...
Arkadasin esi adamin resmini cekti geri geri cekilirken...Bununla ilgilenecek birilerini bulurum ben gibi birseyler dedi bugün onlardan ayrilirken :S Bende tembihledim "bosver lütfen bu tip insanlari takmayacaksin, muhatap bile almaya degmez, cahiller" ...vs. gibi seyler dedim ama...
Belki biz daha oraya hic gitmeyiz sahsen ben gitmek istemem, iyiki dedim kizimla gitmemisiz onu kayinvalideme birakmistik!
Eger ki oraya gidecek olanlar olursa yazimi okurlarsa dikkat etsinler! Yani saticilar genel itibariyle cok gergin-tuhaf tipler!. Cok nadir iyi satici var orada. Insani zorluyorlar nerdeyse sorduguna pisman oluyorsun!

Benim günümden bu olay harici elimde kalan ise aldigim bir tane canta oldu.
Birde farkettimki ben bu tip kavga kargasaya dayanamiyorum, kötü oluyorum hemen, cabucak kendimi geri cekmek istiyorum...

Allah'im sen kötü insanlardan ve kötülüklerden koru!
9

Ahh Blog Sevgisi :)

Bu sira canim blogumda degisiklik yapmak istedi. Öncelikle profile bir resim ekledim ki cismim azda olsa belli olsun diye :) Yani sakincali bir tip olmadigimi, rahatlikla blogumu ziyarete gelebileceginizi bilin emi :)
Sonrasinda elimi atmisken birde arka resim pek icime sinmemisti zaten, onuda böyle puanli yapiverdim, puanli olan herseyi cok sevdigimi demis miydim? :)
Onuda yapinca sanki header uyumsuz durdu arka resimle birlikte...Biraz ekle-dene-sil bastan dene derken bu header cikabildi ortaya, hosuma da gitti. Degisikliklerin hepsi icime sindi bu defa, siz ne dersiniz?

******
Bir hafta sonra sizlere bir duyuru yapicam onun heyecanini yasiyorum su siralar :)

******
FaCeBooK sayfama da gelin buyrun, en azindan bir göz atin belki hosunuza gider ;) (Only Girls please!)

******
Alakasiz olacak ama elbisemin belini gösteren bir resim ekliyorum...Beldeki ipi baglayinca üstüne kemer takardim genelde bu defa da böyle süslemek istedim renk katmasi icin. Bu mavis güzelligi sevgili Moonsun göndermisti taaa Amerikalardan (el emegi hemde), sevgiler yolluyorum kendisine. Bu ara sifrelemis blogu ama umarim acar yine...

☜♥☞ Sevgiler hepinize blogumun renkleri ...☜♥☞

4

Pratik (Mercimek) Çorba


Mercimek corbasini coook severim. Helede kivamini tutturdum mu misss!
Kendi pisirdigim tarziyla sizlere aktarmak istiyorum. Cünkü cok pratik oluyor ;)
Öncelikle corbaya ne katilacaksa hepsini bir tencereye dogruyoruz ( 1 havuc, 1 orta patates, 1 sogan, bir iki maydanoz yapragi ve bir bardak yikanmis mercimek). Sonra üstüne su ilave edip pisiriyoruz taa ki sebzeler yumusacik olana dek. Devaminda el mikseri yardimiyla corbayi iyi bir kivama getiriyoruz (sebze parcalari yok olana dek). 
Tencerede yag ile unu kavuruyoruz, biraz salca ilave edip mikserledigimiz corbayi icine döküyoruz yavasca, bir yandan karistiriyoruz devamli. Corba koyu gibiyse biraz kaynamis su ilave edebiliriz durulastirmak icin. Baharatlari  ve tuzu ilave edip bir süre böyle pisiriyoruz kisik ateste. 
Vee servis yapilmis corbamizi limon suyu ilavesiyle mis gibi iciyoruz. 

Sizde benim gibi hazir corbadan mümkün oldugunca uzak durmaya calisan biriyseniz bunu deneyin, cok vaktinizi almadigini göreceksiniz ;)

Afiyet olsun :)

Not: Mercimek corbasi ingilizcede Lentil Soup imis, bunuda bilmiyordum az olan ingilizce kelime dagarcigima ilave ettim :P
6

Best Laptop Bags for Woman


Simdi bu resimdeki Laptop cantalarini hangi bayan begenmez?
Ben hepsinide begenebilirim mesela :)

Birkac yil önce böyle cok cesit yokken, bir koyu gri canta almistim onu kullaniyorum hala. Aslinda o da bu sira evde duruyor okul bittiginden beri. 
Biryerlere giderken Laptop götürmeyi pek sevmem (mecbur olmadikca) ama dün nedense canim cok istedi kayinvalideme giderken yanima aldim bilgisayarimi ( kayinvalidemde ne yapacaksam onunla :D ). Amac degisiklik olsun...

Keske bilgisayar alan bir bayana, yanina bedava bir katalogdan secebilecegi bu cantalardan verseler ne iyi olurdu :)

Benim favorilerim 1(koko$), 4(stylish), 6(Hello Kitty), 8(spor) :P

Siz en cok hangisini begendiniz?
11

Suri Cruise, bu bakışlar ne...

Ben bu Suri Cruise ile ilgili daha öncede yazmistim ve bu kiz ne alemlerde diye merak ettim birden.
Belki topuklu giydirilmeyi atlatmistir diye ümit ettim ama yanildigimi ve bunun üstüne dahalarinin eklendigini gördüm. 
Seviyorum ben bu ufakligi yaa, belkide kizimla ayni yasit olmalarindan mi ne...
Birazda üzülüyorum bir anne olarak, yazik :/ 
Cocugu moda ikonu olacak diye cocuklugunu yasayamadan büyütecekler...Yüz ifadesine bakin daha emzigi agzinda 5 yasinda olmasina ragmen, ben daha kücügüm dercesine (gerci emzigi birakmis olmaliydi coktaan).
O dudagindaki ruja ne demeli :S Ben kizimin dudaginda ruj düsünemiyorum mesela...
Yani bu minik güzelim kiz herseyi en az 10-15 sene ilerisi gibi yasamak zorunda mi, annesi yüzünden! 
O farkinda degil elbet ama cocuklugunu yasayamamis olmanin acisi muhakkak cikacaktir ilerde. 
Insallah bu kizi kötü yerlerde görmem...

3

Iyiki Kadınım ♥

Arkadaslar ben aslinda mim falan filan olaylarina daha hic girmek istemiyordum, nedense buz gibi sogudum bu islerden, ama gel görki mimleyen arkadaslar oluyor ve vaktim var madem yazayim yahu deyiveriyorum :) Sagolsunlar hatirladiklari icin, tesekkürlerimi gönderiyorum :)

Bu mimlerden biri ozzeinep tarafindan yönlendirildi, Şirinlerden hangisisin? Facebook'ta bir hangi sirin karakterisin testini yaptim, Tembel Şirin (Uykucu) cikti bana :S
Hic beklemedigim sonuctu bu aslinda, hayal kirikligina ugradim. Günde 6-7 saat uyusam yeterli, bos günümü uykuyla gecirmeyi hic düsündügüm olmamistir. Ben hangisi olmak isterdim, tabiki Şirine, kim istemezki :P

Bir baska mimde ise Hayat Melodisi tarafindan ebelendim, ruhum kadin kalsa bedenim erkek mi olsaydi nasil hissederdim :S Ben bunu kisaca erkek olsam nasil olurdum diye algilasam mimi bozmus olmam degil mi :P
Erkek olsam delikanli, centilmen ve romantik olacagim kesindi :P Ufak sürprizler yapardim sevdigim insana ummadigi anlarda. Bakimli, coraplari kokmayan, disleri isil isil, mis gibi kokan bir erkek olurdum. Sonracima issiz durup aylak aylak kesinlikle gezemezdim, bunu gururuma yediremem, ayaklari üstüne saglam basabilen bir erkek olmayi hep tercih ederim ;)
Yaa bugün bu soruyu ben sesli söyledim esime dogru böyle, sonra da "nasil olurmussun bakalim" deyip beni anlattirdi :D Baktiki süper bir erkek anlatiyorum itiraz eder gibi oldu, öyle olsaydi baska sartlarda olup belkide bu dedigin gibi olmazdin falan gibi :D Bende "yahu erkek halimi kiskandigin nasil belli" dedim ona :D 

Neyse yaa onu bunu gecelimde ben iyiki bayanim :D

Not: Bu ara bos durmuyorum aklimin ucundan birseyler gecti ve onu uygulamaya geciricem ins. Ee size söylemeden olur mu hic, tabiki söyliycem ama azcik vakit var daha ;)
6

5-6 Yaş Çocuğu Olanlara

Bu yil kizima dayisi okul öncesi ögrenim icin bir sürü calisma kitabi almis, sadece 10 kiloya yakin kitap getirdim ucakta... Bu tip kitaplar burada yok mu? Ee var tabiki ama böyle kaliteli, türkce olan detayli birseyler yok. Ben cok mutlu oldum dayisi oyuncak yahut baska birsey yerine böyle ögrenimine katkida bulunacagi bir hediye verdigi icin :) Diger seyler fazlasiyla mevcut cünkü evde.

Kizim daha Türkiye'deyken baslamisti arada o kitaplardan calismaya, kimi bos bulursa onunla :)
Buraya geleli ise düzenli hergün birseyler yapiyoruz. Bazen cizgilerle ilgili calismalar, bazen matematikle, bazen renkler ve sekillerle...Birde uygulamali calismalar var onlara yeni basladik ve ben buradan bir-iki birsey paylasmak istiyorum.
Birinci uygulamamiz resimde görüldügü gibi, bunu ben banyoya astim ve sabah-aksam dis fircaladiginda isaretliyorum, boyuyorum. Egerki isaretlerin hepsi dolduysa bu tablo bittiginde beyaz disi kesip yakasina asiyoruz ödül olarak :) (Yeni alisan cocuk icin belki birkac bos kalma hakki verebiliriz, kizim zaten düzensizde olsa fircalardi ona tamamen dolu olursa beyaz dis asilacak dedim).
Aksi halde diger cürük dis yakasina asilacak ki bunu hicbir cocuk istemez ve gayret gösterir o beyaz disi kazanmak icin ;)

Bir ikinci uygulama ise yemekle ilgili. Resimde görüldügü gibi yemekten önce ve sonra el yikiyorsa. (Resimde sadece yemekten önce yaziyor ama ben her ikisini ögrenmesi icin öyle dedim kizima).
Yemegini kendi bitirirse, tüm tabagindakileri yerse ve masadan kalkarken "afiyet olsun" derse. Bu sonuncuya da ekleme yaptim ben. Yemege baslarken "Bismillah" bitirince "Elhamdülillah" derse.
Bu resmide buzdolabinin üstüne astim ve üstüne isaret koyuyorum yahut boyuyorum. Bu tabloda en fazla bir yuvarlak bos kalma hakki verdim kizima, yemeginde cok az birakirsa bir ögünde o zaman o dairenin minicigini boyamadan biraktim mesela. Bu uygulamayi basariyla gecersede ufak bir hediye alacagimi söyledim, bu eve herzaman girmeyen degisik bir cikolatada olabilir yahut baska birsey, size kalmis.

Bunlari yaparken nasil egleniyor bir görseniz, onun icin oyun gibi ve zevkle yapiyor.

Sizde evinizde buna benzer bir cizim yapabilirsiniz biraz süsleyerek ;)
Umarim birilerinin isine yarar ;)

Not: Kitabimizin adi,  Aile Katilim Kitabi (Erdem Yayinlari).
8

500 Yazı

Bloguma 500 yazi yazmisim, ee bu da bir post konusu olmali ama degil mi :)
Bu kadar yazi, kimisi icin birkac ayda, kimisi icin belki seneler süresince yazilabilir (ben de oldugu gibi).
Öncelikle kendime bir soru yöneltecek olursam, blogcu olduguma pisman miyim?
Buna kocaman bir "HAYIR" diyorum. Hic pisman olmadim.
Iyi günlerimde, kötü günlerimde blogum hep vardi, ara ara duraksamam gerekti, bazen ise gaz verme istegi geldi (bu siralar oldugu gibi) :)

Ben eski blogcuyum heee, bakmayin böyle gözüktügüme :P Henüz kenarda bir "Basinda Ben" yazim olmayabilir, dokunmaz :P Takipci sayimda yazi sayimla ayni olabilir, olsun :P
Önemli olan benim buraya hala istekle yaziyor olmam ve hala yorum görünce heyecanla acmam :)

Cok uzatmayayim da size birakayim sirayi, belki blogumla ilgili fikir belirtmek isteyen olur?
~~~~~~~~~~~~~~~
Asagida birkac link ekledim, olurda beni daha cok tanimak isteyip biraz incelemek isterseniz :P 



Not: Yaklasik bir bucuk ay sonrasi blogumun yas gününüde kutlariz, belki hediyeli ;)
Bir Not daha: Bu karikatürü cok seviyorum :P
13

SaCHeR ToRTe

Sizlere simdi daha önce burada ve şurada ismi gecen, Viyana'nin meshur bir pastasi ve benim hastasi oldugum Sacher Torte'den bahsedicem :)
Bu dünyaca ünlü pastanin tarifi (rivayetlere göre) Viyana'daki Sacher Otel'de bir kasada saklaniyormus.Yani ortaliktaki tarifler tamamen orjinali degil. Ama insanlar benzerini yapmaya calisiyorlar deneyerek, iyide ediyorlar :)
Simdi bu pasta nasil meshur olmus diye tarihine inersek kisa ve öz: Zamaninda (1832 yilinda) 16 yasinda pastaci ciragi olan Franz Sacher, bir tatli siparisi üzerine cikolatali pastayi denemis.
Bu pastayi yiyenler begenmis, krala kadar gitmis ünü ve ona da servis edilmis, o da begenince ünlü olmus iste :) Derken dünyaya yayilmis pastanin ünü ve Franz köseyi dönmüstür sanirim :P

Pastayi sevdiren özelliklerinden birkaci; ne cok kuru, ne cok yumusak, ne de cok tatli. Hepsi tam kivaminda insanin damak zevkine hitap eden bir lezzet. Birde normal pastalardan daha dayanikli ;) Viyana'ya yolunuz düserse yenilecekler listenizde mutlaka olmali!

**************

Ben bunun Türk versiyonunu, yani Oktay Usta’nın Sacher Kek Tarifini yaziyorum:
Malzemeler :
5 yumurta
1 çay b.toz şeker
100 gr.tereyağı
100 gr.çikolata
1 çay b.pudra şekeri
3 çorba k.kakao
2 çorba k.nişasta
4 çorba k.un
1.5 su b.toz fındık
Yarım çay b.su
Arası için:
Kayısı marmeladı
Üzeri için:
150 gr.bitter çikolata
1 su b.krema
Hazırlanışı :

Karıştırma kabına 5 adet yumurta akını alın.Yumurta akını mikserle çırpın.Üzerine 1 çay bardağı toz şeker ilave edin ve mikserle çırpıp kar haline getirin.Üzerine 1.5 su b.toz fındık Ve nişasta ekleyip karıştırın. Diğer tarafta çikolata ile tereyağını eritip karıştırın. Bu karışımı da ilave edin.unu,kakaoyu,suyu da eklelyin. Yumurta sarılarını da pudra şekeri ile çırpıp karışıma ekleyin. Bu karışımı alttan üste doğru yumurta beyazlarını çöktürmeden karıştırın.Bu karışımı kelepçeli kek kalıbına boşaltıp 170 derecede pişirin. Soğuduktan sonra ortadan ikiye kesip kayısı marmeladı ile sıvayın. Çikolata sosu için erimiş bitter çikolata ile kremayı karıştırın. Bu sosu soğuyan kekin üzerine dökün. Çikolata sosu donduktan sonra dilimleyerek ikram edin.İçinde kabartma tozu olmayan bol çikolatalı ,nefis bir kek..
 
Not: Icinizde denemis olan yahut deneyecekler, iyi sonuc alirlarsa, banada yazarlarsa cok memnun olurum :)
8

Tevekkülün Gücü

Uzun bir yazi ama kesinlikle okudugunuza degecek ;)
******************
Kendimizi güçlendirmenin bir diğer yolu tevekkül etmektir. Dilimizde bu kelimeye anlamı eş başka bir tek kelime bulamıyoruz.
Tevekkül etmek sınırsız bir güce dayanmaktır. Tevekkülsüzlük gösterdiğimizde ezici stresler altında bunalır; önce ruhsal, ardından fiziksel sağlığımızı tahrip ederiz. Çelik bile olsanız ağır yükler altında ezilirsiniz. Ruh gibi latif, vücut gibi hassas bedeniniz üzerlerine zorla koyduğunuz dünyaları nasıl taşıyacak sanıyorsunuz?
İnsanların çoğu tüm güçlerini üçe bölerler. Güçlerinin bir kısmı geçmişten kaynaklanan acılara, geçmiş ıstıraplara odaklanır. Dikkatinizi geçmişteki olumsuzluklara ne kadar odaklandırırsanız o kadar güç kaybedersiniz.

Düştüğümüz ikinci hata sürekli geleceğe odaklanmaktır. Geçmiş ölmüş, gelecek ise daha doğmamıştır. Sadece şimdiyi yaşarsınız. Yaptığınız her şey şimdi zaman diliminde yapılmıştır. Geleceğe odaklandığınızda tahmin ettiğiniz sorunlar sizde endişe duygusunun doğmasına yol açar. Endişe tüm gücünüzü yok eder, cesaretinizi kırar, çalışma azminizi öldürür. Bizim aradığımız güç değil mi? Gücümüz var bizim. Şimdiki gücümüzü doğmamış geleceğe göndererek niçin kullanılamaz hale getiriyoruz? Geleceğe gönderdiğiniz gücü geleceğe gittiğinizde kullanacağınızı sanmayın. Güç şimdiki zamana kablolarla taşınan elektrik gibidir. Onu depolayamazsınız. Gönderdiğiniz geleceğin toprağında yağmur suyu gibi yok olur gider.
Karamsarlık geçmişten, endişe gelecekten gelir. Şimdiyi düşünün. Geleceğe ise tevekkülle bakın. Tevekkül sayesinde sadece gücünüzün azalmasına engel olmazsınız, aynı zamanda gelecekten güç alırsınız.
Şu anda sahip olduğumuz güç geçmişten gelen tecrübelerden ve gelecekten gelen ümitlerden oluşmuştur. Şu andan geçmişe ve geleceğe uzanan elektrik kabloları vardır. Elektrik akışının yönünü belirleyen biziz. Geçmişinizdeki olaylardan aldığınız dersleri kullanırsanız, başarılarınızdan dolayı kendinizi tebrik ederseniz, geçmiş size güç verecektir. Geleceğinizden endişe duyarsanız tüm gücünüz alıp götürür. Ama geleceğe ümit, güven ve tevekkülle baktığınızda oradan size güven ve cesaret gönderecektir.
Tevekkülsüz insan başına gelenlerin tüm sorumluluğunu kendinde gören insandır. “Kul fiilinin yaratıcısıdır.” Gibi bir Mu’tezile anlayışına sahip olan, “yaptıklarının yaratıcısı olduğunu” sanan insan tevekkül edemez.
Yaşadığımız şu endişelere bakın: Ya üniversite sınavını kazanamazsam. Ya sınıfımı geçemezsem. Ya beni sevmezse! Ya işimden kovulursam. Ya iş bulamazsam. Ya fakir olursam. Ya hasta olursam. Ya ölürsem. Eğer kötü olaylar olacaksa endişe ederek onları yok edemezsiniz. Tam tersine endişe ettiğinizde bunların olmasını on kat hızlandırırsınız. Bununla da kalmaz, bir defa ölecekseniz bin defa ölmüş gibi acı çekersiniz. Bir defa sınavı kaybedecekseniz, bin defa kaybetmişçesine üzülürsünüz. En gülünç olanı da şudur: Başımıza gelen felaketlerin çoğunun tek nedeni bizim endişelerimizdir. Düşündüklerinizi kendinize çektiğinizi bilmiyor musunuz?

Aklına geleni söyleyen bir çocuğun annesinin endişelerinin, annenin başına neler getirdiğini anlatan bir hikaye okudum. Kocaman burnu olan bir komşuları eve misafir geldiğinde, anneyi bir korku salar. Ya çocuk komşusunun burnu için kırıcı bir söz söylerse. Çocuğun uykusu gelinceye kadar anne bu endişeyi taşır.
Çocuk ağzını açtığında komşusunun burnu için bir söz söyleyebileceği endişesiyle annenin yüreği ağzına gelir, hemen çocuğun konuşmasını keser. Sonunda uykusu gelir çocuğun. Büyük bir kurtuluş içinde anne çocuğunu odasına götürür, uyutur. Salonda oturan komşusuna geri döner ve ona bir ikramda bulunmak ister.
Bu rahatlık içinde, dakikalarca düşündüğünün etkisinde kalan anne “Burnunuza ne alırdınız?” der.
Bir gün boşanabileceğinden endişe eden bir kadın sonunda boşandı.
Üniversite sınavını kazanamamak endişesiyle uykuları kaçan çok çalışkan arkadaşım Mahir bu sınavı kaybetti.
Endişenizi büyüttükçe en kötü şartları kendinize çekersiniz.
Yaratıcı hiç kimseye kaldıramayacağı yükün yüklenmeyeceğini söyler.
Neden endişe ediyorsunuz. Peygamber(asm) der ki “Her kim dilencilik yaparsa Allah ona fakirlikten bir yol açar.”

Tevekkülsüzlüğün ulaşabileceği korkunç boyutları gösterebilecek şu örneğe bakın. Bir dönem Halley kuyruklu yıldızının dünyaya çarpacağı endişesi tüm dünyayı sarmıştı. Cehennemden endişe etmeyen insanların cehenneme göre mum ateşi kadar bile dehşeti olmayan bir taş yığınından nasıl korktuğunu görüyor musunuz? Amerika’da her gün gazete manşetlerinde bu konu yer alıyordu. İnsanların pek çoğu apartmanların bodrumunda yaşamaya başladılar. Korkularından intihar edenler bile oldu. Korktukları en büyük acı ölümse niçin kendi elleriyle ölüyorlar?
Ay yüzeyine çarpan meteorlar derin kraterler oluşturmuştur. Güneşten gelen parçacıklar Ay yüzeyini sürekli mikroskobik bombardıman altında tutarlar. Ama dünya bilinçli şekilde korunuyor. Ay’a yönelen milyonlarca saldırının bir kaçı bile dünyaya yapılmamıştır. Milyonlarca yıldır güvenle korunan dünyanın bir tesadüfe kurban gideceğini mi sanıyoruz? Üzerimizdeki ilahi koruma kalkarsa zaten hiçbir endişe bizi kurtaramaz. Bir gün dünya yok olacaksa, endişe ederek bunu değiştirebilecek miyiz?
Tevekkül edenle etmeyen arasındaki fark şu iki örneğe benzer: Bir adam güçlü bir kaptanın yönettiği gemiye yükleriyle birlikte biner. Yükünü yere koyar, üzerine oturur, yolculuğuna güven içinde devam eder. Diğer adam yükünün çalınacağından korkar. Kaptanın adaletine, koruyuculuğuna güvenmez. Tedbir almak için yükünü sırtında taşır. Yolculuk uzadıkça sırtındaki yük, gücünü iyice zayıflatır. Tüm gücünü kaybeder. Değil yükünü korumak, kendisini bile ayakta tutamaz. Dahası bu davranışı kaptanın gücünü hiçe aldığı anlamında yorumlanır, cezalandırılır.
Tevekkülünüz varsa, üzerinize düşeni yaparsınız; gücünüzün dışında kalan hakkında kaderin adaletine ve hükmüne güvenirsiniz. Ümitle dolu olursunuz. İstediğinizi elde etme zamanınız gelmemişse en azından acı çekmekten kurtulacaksınız. Kanal D’de yayınlanan Pazar Magazin programında bu satırların kaleme alındığı 24.1.1999 günü şarkıcı Fedon’un “Yüksekte durmuyorum.
Acaba kendimi aşağı mı atarım diye” dediğini duydum. Endişe budur.

Köyümün mısır tarlalarında çalışırken bahar mevsiminde bir akrabamla karşılaştım. Mısırların sapları büyümüş, ama haftalardır yağmur yağmadığı için koçanlar yetişememişti. Sulama çabaları da işe yaramıyordu, çünkü ırmaklardan akan sular da kesilmişti. Komşum göklere, dağlara baktı. Öfkelendi, küfürler savurdu, tarlaya saldırdı. Korku içindeki bakışlarım altında mısırları kesti, kırdı, tarlayı tahrip etti. “Bir şey yetişmeyecekse ne diye uğraşıyorum” dedi.
Bir hafta sonra yağmurlar başladı. Ölmek üzere olan mısırlar yeniden dirildi; ama tahrip edilen tarlada koçan verebilecek sadece birkaç mısır kalmıştı. Bu adam diğerleri gibi tevekkül etseydi felaketi böylece on kat artacak mıydı?

Not: Bir okul arkadasim bu yaziyi mailime kondurdu, cok begendim ve sizlerle paylasmadan edemedim.
7

20 yil önce istedigim ToKa

Bu yil Türkiye'deyken bir taki dükkaninda bu resimdeki tokayi ve daha bir sürü buna benzerlerden gördüm. O an taa ilkokul zamanina gittim.
Sinifta her seviyeden cesit cesit cocuk vardi. Ben ise bir esnaf kizi olarak her istedigimi alabilecek gibi degildim. Siniftan biri bu kelebek tokalardan almisti bembeyazdi onunki. Cok güzelde yakistirmisti kendisine. Sonra günler gectikce birkac kizda daha gördüm ayni tokanin baska renginden almislardi.
Hani birsey moda olurda cevrede cok görürüz hatta begenirsek bizde alirizya, onun gibi bende cok begeniyordum ama aklimin ucundan bile gecirmiyordum almayi durumumuzu bildigim icin :/
Nasil kiskaniyordum ve benimde olsa diye hayal kuruyordum eminim...
O siralar ayni kizlar yine birsey modasi daha cikarmislardi, teneffüslerde cubuk kraker yemek. Böyle 2-3 kiz ellerinde cubukla citir citir yiyerek sohbet ederek gezinirdi. Ama ben zaten babamin bakkalindan cubuk aliyordum o cok cekici gelmiyordu... Böyle baskalarinda olan ulasamadigim seyler sanirim beni etkiliyordu :S Ya da aynisi bende de olsa onlarda olunca daha güzeldi, daha degerliydi...

Taki magazasinda bu tokaya bakarken o kizin sacindaki beyaz tokayi ve bunlari düsündüm iste... Bende bu rengini secerken kendime, yanimda bulunan anneme anlattim bu ilkokul hatirasini...
"Niye o zaman demedin hic" dedi bana. O zamanlar tokadan daha mecburi masraflarin bilincinde oldugumdan deme geregi bile duymamistim. Ben hep ailesine yük olmamaya calisan bir cocuktum, o psikolojideydim, nedenini bilmiyorum...
Annem ben o tokayi alirken gülümsedi ve sevindi, onunla paylasinca bende mutlu oldum yillar sonra da olsa o zamanki duygumu bilsin istedim :)
Simdi evde bunu takinip gezinmek mutlu ediyor beni :)

Not: (Gecmisime, cocukluguma dair unutamadiklarimi yandaki Unutulmaz kategorisinden okuyabilirsiniz)
~♥~
3

Bayram Öncesi Maskelendim


Bayram öncesi kim kendini simartmak istedi?
Ben istedim ve uyguladim bugün.
Aslinda cok birsey degil ama yinede yetti kendimi mutlu hissetmeme :)
Öncelikle ayaklarima maske yaptim, suya kattigim maskenin kokusu greyfurt ve melissa cok hostu. Ayaklarim suda beklerken böyle hafiften bir nane ferahligi veriyordu, insan cok rahatliyor.
Yarim saat sonrasi (beni cok rahat birakmayan kiziminda sayesinde :P) sudan cikmis ayaklara biraz pedikür uyguladiktan sonra losyon sürdüm, yumusacik ve mis gibi oldular :)

Sonra yüzüme geldi sira, deniz mineralli bir maskeyi denemeyi epeydir düsünüyordum bu güne kismet oldu. Yüzüme koyar koymaz acayip bir etki yapiyor, sonrasi az yanma geliyor ve ben bunu sevmedim, zaten 5 dk. tuttum aldim hemen, kokusuda bir acayipti :S Ama sonra biraktigi etki cok güzeldi yüzümde ;)
Bu sirada maske yüzümdeyken esimi cagirmak istedim cünkü ise gidecekti, amacim korkutmak degildi ama o beni maskeli görünce korktu :D "Ödümü kopardin " diyor :D
Kizimda bir yandan " heyy kadin git, sen annem degilsin" diye saldiriya gecti :D

Maske isi bitince, ellerime geldi sira onlarada yatmadan önce kremlerim iyice dedim, uykuda yogun etki etsin diye. Aslinda bu sira sacima yumurta ve bal maskesinide yapmayi istiyorum, belki yarina ;)
Ben maske islerini haftada bir falan yapmam öyle, kafama eserse iste :P
Belki onun icin beni mutlu etme sebebi, bikmamis olmak.
Vee aksam esim calisiyor olsa da kendime cay demleyip iftara yakin pisirdigim limonlu keki götürdüm.

Bayrama kücük hanima hediye hazirlamaliyim, "yuppiii bayram, hediye gelecek" diye seviniyor.

Hepinize sevdiklerinizle birlikte seker-cikolata tadinda güzel bir bayram gecirmenizi diliyorum.
Önceki bayramlarimiz nasil gecmis birkacinin linkini ekliyorum merak edenlere:


7

Yapıştır Yapıştır

Ben bu ara yapisan her türlü kagida taktim kafayi.
Evde biryerlere birseyler yapistirip duruyorum, özellikle mutfakta. Duvar tattoolari zaten epeydir bir piyasada, ben Türkiye'den getirdim, hem cesit cok hemde ne kadar uygun fiyati. Cok fark var cidden. Avrupa'da yasiyoruz diye ayni ürünlere daha cok ödüyoruz bunu bu yil fiyat karsilastirdigimda cok iyi anladim. Bir yeri farkli desem neyse, tipatip ürün cok daha uygun. O fiyata veriliyor mademki neden burada da o sekil satilmiyorki... Tam tersi sekilde de gördüm yani Tally Weijl adli bir magazada ayni tunik cok daha uygundu burada indirimdeydi, Istanbul'da ise 3 katiydi nerdeyse :S

Neyse iste ben evdeki bazilarini gösteriyorum. O banyo dolabina yapistirdigim mavi su sira mutfaga yayiliyor hizla :D Su isitici, firinin kapagi, su kazani ..vs bile nasibini desem siz anlayin iste :P
Evin girisindeki bu 7 kelebek kardeside cok seviyorum, aynali duruyorlar. O az cicek olani buzdolabi. Sira sira cicekler ise yine evin girisinde, misafirleri ciceklerle karsilamak amacli :P
Simdi bu yaziyi yazarken en cok evinde böyle tattoolar olan kim acaba diye merak ettim ve isteyen bu sekil bir post yazsa ne iyi olur. Hem nerelere uygulanmis diye degisik fikirler cikabilir ;) Ebe söbe demeyeyim ben isteyen üstüne alinsin iste :)

Yap yapistir, istediginde cikar ;) Ohh ne güzel degil mi :)

Not: Kadir Geceniz mübarek olsun ♥
10

Canı Sıkılan?

Cok yeni olmasalarda birkac film önerisinde bulunucam :

Bir Alisveriskoligin Itiraflari
Film bayagi hosuma gitti, eglenceli bir sekilde izledim ;) Ayrica konu olarak bence önemli bir noktaya deginilmis! Özellikle bayanlar mutlaka izlemeli :) Yesil esarpli kizi sevdim :)
Hayatim Yalan (Just Go With It) filmini cok sevdim. Zaten benim en sevdigim tarzlardan birisir romantik ve komedi türü :) Hele icinde begendigim oyuncu sirin mi sirin Jennifer Aniston varsa :) Kesinlikle öneriyorum bu filmi ;) ($u ikiliye bakin yakismamislar mi ama)

Date Night (Cilgin Gece) filmi ise biraz aksiyonlu ve konu itibariyle evlilik hayatina deginen güzel bir film. Özellikle evliligi artik rutinlesmis olan ciftler kesinlikle izlemeli bu filmi :)
Ya Sonra ise son zamanlar izledigim en güzel romantik filmlerin basinda. Ahh ahhhhh :)
Esimle severek izledik, sarkisini ve müziklerini cok begendik. Izleyin ;)

Romantik filmleri seviyorum, icinde biraz action ve komedide olabilir :)
Sizlerin önerisi var mi?
7

Yine burdayim ;)

Hop bir iki bir iki, isinma hareketimsi bir baslangic olsun bu :)
Ben geldim güzel ülkem Türkiyemden de buralara alismakla mesgulum :P Birde geleli o kadar vaktin icinde bloga yazmiyorumya sasiyorum kendime. Acayip bi agirlik cöküyor insana uzun tatilden dönünce, hava degisimi belkide.Ben yokken zaten fazlada bir hareket olmamis blogumda, birkac yorum vardi (ekstra tesekkürler) ve bir sürü spam yorumlar.
Özleyenler parmak kaldirsin desem kac kisi cikar acaba :P

Blogumda biraz hareketlilik istiyorum insallah önümüzdeki zaman icinde.
Paylasmayi istedigim bir sürü sey var, nezaman olmadi ki :P

Bu arada herkese hayirli bir Ramazan diliyorum. Bende Türkiye'de baslayip burada devam eden oruclu günlerimi kiyaslarsam orada daha iyiydi. Yani kalabalik sofralarin daha fazla olusu, annemin güzel ellerinden yemekler yiyebilmek, annemle evin yanindaki camiye gitmek, binadaki mukabeleye cikmak, mis gibi Ramazan pidesi, Tv'de ki Ramazan programlari...vs. Hersey daha yogun sekilde yasaniyor.
Helede en son orada namaza gittigimde o aksam bambaskaydi. Namazdan haz almak böyleymis demek dedim, cünkü maalesefki bunu herzaman hissedemiyorum :/ Hoca okurken gözlerim dolu dolu namaz kildim, o aksam bi baska güzel geldi bana orasi, bitmesin istedim.

Esim benden 3 hafta önce gelmisti, onun icinde tek basina zor oldu Ramazan baslangici. Ben gelince biraz yemek gördü garibim :P Insanin yemek pisiresi artiyor tabii ac olunca :)

Sayfami yeni takibe alanlara da bir hosgeldiniz demeden gecemiycem :) Ben tembel ama icten bir yazarim, yani ne yaziyorsam istekle sevgiyledir ;)

Bir merhaba deyiverdim bugünlük bu kadar.
Kisa zaman icinde baska bir yazida görüsmek ümidiyle, sevgiyle güleryüzle ve saglicakla kalin :)
6

iYi TaTiLLeR

Bir süre olmayacagim. Ama gidisim bu defa hasret gidermek icin :)
Ramazan ayinin bir günü bakmissiniz coktaan gelmisim.
Aslinda sizlerle paylasmak istedigim birkac birseyler vardi daha...Gelince artik kismetse.

Evimi, yatagimi özlermiyim bilmiyorum anne evi olunca en cok kalacagim yer :)

Bu arada cekilis yapmistim (asagiya bir bakiverin) hediye sahibine ulasti bir süre önce, buna sevindim ;)
Yalniz benim katilmis ve kazanmis oldugum bir hediye gelmedi... Böyle hediye verenler özellikle göndermesinide üstlenseler daha iyi olur benim görüsümce, cünkü adi üstünde hediye.

Hepiniz görüsünceye dek sevgiyle, saglicakla kalin.
5

Kizim ilk parasini kazandi :)

Ilkleri yasamaya devam ediyoruz ;) Ben hic yapmadigim birseyi yapmaktan zevk aliyorum, en azindan nasil birsey oldugunu yasayip görmüs olmak, deneyim kazanmak tam bana göre!
Size bir film olayindan bahsetmistim su yazimda, o rol icin maalesef son asamada (3. de) gecemedim, daha dogrusu karsimdaki ayni rol icin olan aday deneyimli bir oyuncu olunca sansim kalmadi :P
Ama ajansin ilgilisi bana figuran olarak oynamayi teklif etti kizimla birlikte. Kizim icin cok güzel bir deneyim oldu bence ;) Film setinden duygularimi ve ayrintilari bir baska yazida yazmayi istiyorum uzun olacagi icin. Kizim hayatindaki ilk parasini kazandi bu filmden :) ( 50 € ).

Baska bir ilk ise sirke gitmemizdi. Kuzenimin vesilesiyle gitmis olduk. Aslinda her yil bizim evin yanlarinda bir yere sirk cadirlari kurulur durur ama bir türlü nasip olup gitmemistik. Circus Louis Knie özellikle kücük cocuklara hitap eden türdendi. Giris kisminda cok komikti. Biz biraz geciktik, sonra cadira girdik bayagi karanlikti insan yönünü göremiyor nerdeyse. O ara tam bize dogru spot isiklari parladi capcanli ve birde üstüne bir gösteri yapan adam tam önümüzdeymis meger kollarini havaya kaldirdi oleyyy diye :D Ben zaten korkarak girmistim iceri birde böyle olunca ödüm koptu derlerya hani aynen öyle oldum :D
Cicegim gecenlerde ilk kez Go-Kart'a bindi ve cok begendim sürmesini. Öyle konsantreliydiki, diger binenler ondan büyüklerdi yinede onlardan daha iyiydi, kenarlara takilmadi ;)

Kizimin bu yilki dogumgününde ben birsey yazmadim, hayret...
Sanirim sinavlar, kreste ve evde yapilan kutlama derken öyle kaldi yazmam.
Kizim artik 5 yasinda ve evin palyaccosu :) Bizi bazen öyle güldürüyorki. Öyle an geliyor agzimizin payinida veriyor, bizim lafimizi bize satiyor :)
Bu siralar takti uzun saca Rapunzel gibi olacakmis büyüyünce :P
Bugün ona yagmur damlalarini meleklerin yeryüzüne indirdigini anlatinca ellerini uzatti durdu balkondan disari ve sevindi ellerine melekler indi diye :) Sonra yatagina yatinca daha rahat uyuyacagini meleklerin onunla oldugunu düsündü :)
Bir tane pembe incili bir kolyesi var onu cok takiyor, onun koruyucu kolyesiymis o öyle diyor.

Daginikligi eskisine göre daha iyi, yani artik toplamasi gerektigini biliyor ve söyleyince topluyor. Önceden söylesemde kalirdi oyuncaklari ortalikta.

Bir baska acidan ise bizi cok dinlemek istememesi, yani kendi kafasina göre hareket etme istegi bu siralar rahatsiz edici. Yapma deyince daha cok  yapmasi ve ciddiye almamasi bizim uyarimizi :S Ben diyorum bu bizi takmiyor bile :S Sanirim bu da gecici bir 5 yas dönemi olsa gerek...

Iyiki varsin evimin nesesi, kalbimin kelebegi :)
6

CiCi Baslikli Kiz :P

Kadinin biri bisiklet sürmesini sevmezmis, kocasi ona kendi annesinden kalma hatira olan bisikleti alip gelir. Amaci kadini biraz spora tesvik etmek ve biraz toplu halinden birkac gram azalttirmakmis aslinda...
Derken kadin nadiren binmis gibi gözükmüs isteksiz oldugundan. Vee hamile olmus, derken ardarda 3 cocuk.
Bu cocuklari büyüt et, sonra gelsin ikiz cocuklar :S Vee bu ikiz cocuklarida büyüt derken kadinin yasi gelmis 40-50 lere.

Birgün cocuklar "anne bu eski bisiklet ne, tiklim tiklim zaten yer yok bunu atalim" demisler. Anneleri "atmayalim bari birisi faydalansin, hemde minikte olsa satar harclik yaparim cebime" demis ve bir internet sitesine ilan birakmis.
Bu ilani o siralar didik didik bisiklet arayan cici bir kiz görmüs :P Hemen irtibat kurmus kadinla. Kadinda baslikli kizlari sevmezmis, cicili baslikli kizi görünce basligindan dolayi bir kurus bile asagi inmemis o eski püskü bisikleti...
Ama cici baslikli kiz kararli almaya, gözü birsey görmüyor :D

Alip eve getirmisler.
Evde daha yakindan inceledikletinde bakmislar " aboow toz artik demirlere islemis, yapismis kalin tabaka halinde". Cici baslikli kiz kollari sivayip balkonunda iyice bir silmis ici rahat edinceye dek. Sildikce o kötü bisiklet gözüne daha bir güzel gözükmüs. Vintage bir bisiklet hem, ortasindan ikiye bölünüp kapaniyorda. Biraz para olunca fazladan "Pimp My Cycle" isine el atarim diyede düsünüyormus zaten. Hem önceden iki kez yepyeni magazasindan gicir gicir bisiklet almista ne olmus, ikiside sokakta kiliti kirilip calinmis. Bunu en azindan her yere koyabilirmis pratik olarak.

Herneyse benim arabayi tanistirayim :D Üzerinde Auto-Mini yaziyor zaten, Avusturya imalati, 20 ". Sanirim 70'li yillarda kullanilan bir modelmis.

(Esimin vardi, kizimda dogumgününe hediye aldi bizden iki tekerlekli, bende simdi eksik kalmamis oldum ve ailece bisiklet turu yapmanin tadini cikarmak icin sabirsizlaniyorum bile :) )

Not: Kadinin bisiklet sevmedigi, cocuklari...vs. öncesini hayal edip uydurdum :D Bisikletin gecmisini tahmin etmek istedim :P
6

365 Melek

Posta kutuma bir sevgi kelebegi kondu :) Epeydir posta almamistim kimseden.
Ama bunun yeri apayri oldu bende. Mezun olmama annem gibi sevinmis birisiydi cünkü karsidaki.

Sünter Anne, sana cok tesekkür ediyorum. Artik biliyorumki beni benim gibi anlayan biri var uzakta bile olsa kendini bana hissettirdi. 365 tane melek yanimda olacaklar (bir tane melek kötü birseyden korudu bile bizi senin postani aldigim gün hemde...) Kizimida unutmamissin, bir bos zaman ugrasimiz daha oldu sayende :)

Sevgiyle, saglikla ve huzurla kal hep.


****************************************************

Asagidaki Yarismayla Ilgili :
Yarismaya katilim devam ediyor henüz 6 kisi olmus baktimda. Katilmak istemeyen, konu disi yorum birakan yahut blogu olmayanlar dahil edilmeden. Bakalim bir hafta daha var sayi artacak mi :)
Katilmis olanlarin isimlerini yaziyorum :

Neseli23
Zeynep78
Sevdanin Dünyasi
Benden Mütevellit
Dolunay
Ev Kusu
Ece
Cilgin Eltiler
Ibalci32
Gizemli Tosbaga
Tugbatugba
Pasam41
Agonya82
Sihirlimavi
My Life
Bengecemavi
Yok mu sayiyi arttiran?
Hediyeyi göndermeside bana aittir, size kalan sadece katilmak :)
12

Mesleginiz: Informationstechnologin

Son günler artik o hale girmistimki uyuyamiyordum rahat. Uyuyorum ama rüyamda Network isleriyle ugrasip cözüm arayip yoruluyordum. Hatta bu esime bile yansimiski bir gece rüyasinda Networkle ilgili konusurken duydum, "sen de mi" dedim :D Bitirme sinavlarim vardi ve bitti cok sükür. (Simdi bir IT Technikeri oldum, aldigim diplomada "Informationstechnologin" yaziyor ama aynisi iste, Bilgi-Islem teknikeri türkcesi sanirim.)

Bir meslek sahibi olmak hic kolay degilmis, bizzat yasayip onayladim ki benimki hizlandirilmis bir meslek egitimiydi sadece...
Uzun süreli sabir ve kararlilik gerektiriyor. Hele de bu okuyan kisi bir anne ve es ise bu zorluk daha fazla kat kat ( birde üstüne ailevi sorunlar eklenince... ). Öyle anlar olduki zayif bir insan olsaydi yerimde coktan pes etmisti. Ama Allah sabrin karsiligini veriyor mutlaka.
Daha dil sorunumu cözmemisken bu ise kalkismam ve bu alandaki azinlik bayan sayisi...Biraz cesur davranmisim hissediyorum kendimi. Ama zoru basarmak kolayi basarmaktan daha cok haz veriyor.
Simdi önümde is arama kismi var. Is konusunda acele etmiyorum, biraz kendime, evime ve kizima vakit ayirabilecegim kadarlik bir ise gitmeyi planliyorum, ins öyle bir imkan cikar karsima.
Zaten Ramazan Bayramindan önce hicbirsey planlamiyorum. Biraz yiprattigim, zorladigim kisimlarimi tamire ihtiyacim var. Temmuz ayinin ilk haftasi Istanbul'da olabilirim. Sonra ailemle hasret giderme, arada köye gitme. Kizima o ortamlari yasatmak...

*************

Ben 500 izleyicim olunca bir cekilis yapicam demistim size daha önce.
Ama düsündümde onu simdi yapabilirim meslek edinmemi kutlama adina. Zaten izleyici sayisi 500 e yakin :P Simdi hediye ne olacak katilma kurallari ne...vs. icin biraz düsünüp tasinip ayri bir yazi ekleyinceye dek bir reklam arasi :)

NOT: Bu arada 19 Mayis Atatürk'ü Anma Genclik ve Spor Bayramimiz kutlu olsun :)
7

FiSKoS

Simdi oturmus biraz kafa dinliyorum. Mobilya, dekorasyon resimlerine takildim az önce. Fiskos masasi gördüm ve o beni hemen geriye götürdü.
Radyoda Dj'lik yapan "Gönül Dostu" nickli bir arkadas vardi.
Aslinda onu ben size söyle anlatayim biraz.
Ben is yaparkenleri evde radyo acardim ayni saatler ve bu dj arkadasin yayinlarina cok rastlardim.
 O zaman henüz internet bile yok evde, toplam bir iki internet Cafe vardi.
Bende eskiden beri bilgisayara merakim vardir ( ki suan hala icini disini ögrenme yolundayim ). Internet Cafe'ye gittim birgün, orada az ileride birileri sohbet ediyordu. Bu sesi ben taniyorum sanki yahu nerden diye düsündüm, aa bu o radyodaki dj olmasin dedim. Aslinda pek utangac olan ben ki hemde cesaretliyimdir, gidip "Siz bu radyoda djlik yapiyor musunuz" diye sordum. Evet kulaklarim yanilmamisti :) Sevindim sanki birsey bulmusum gibi :D
Sonra gel-git biz böyle arkadas olduk, yani gayet normal arkadas. Hatta bir ara calismam gerekiyordu bana is bulmustu, bir kiyafet magazasinda muhasebede. Sonra Radyo ziyaretlerim oldu, yayina katildigimida hatirliyorum. Onun sevdalandigi günleri konustugumuzuda hatirliyorum... Abim falanda tanismisti derken annem bile tanidi. Ben evlenince esimde tanidi kendisini. Zamanla irtibat koptu.
Simdi ne yapiyordur bilmiyorum ama insallah evlenip yuva kurmus ve mutludur.

Iste o arkadas zamaninda beni bir lisenin yilsonu eglencesine davet etmisti. Biz birkac kiz toplandik gittik, annem zor izin vermisti sanirim aksam üzeri oldugu icin ama cok kalmamak sartiyla gittik. Yarisma vardi bende yine utangac olmama ragmen hemen katilmak istedim :P
Yarisma hani ortada sandalyeler olur müzik durur ayakta kalan cikar. 7-8 kisi katildi sanirim. Ben son ikiye kaldim, o sonuncuda iyi hamle yaptigimi hatirliyorum :D

Fiskos masasiyla ne alakasi var bu hatiranin biliyor musunuz? Ben o yarismada bir fiskos masasi kazandim :D Diger günü annemi gönderdim magazasina almaya, belki hala duruyordur suan annemin evinde o masa :)
9

Sahteydi

Nisan aylarini sevmemeye karar verdim...
Gecen yilda tuhaf gecmis zaten...
Hani insan savasir ve yendigini düsünür bir yandan ki aniden aslinda hala basladigi noktada oldugunu hatta daha da gerilerde oldugunu görür :S Bu duygular var üzerimde... Bir yandan caresizlik, bir yandan yorgunluk-yilginlik ve hayal kirikligi.
Hayat bana aci sürprizler katsa da ben ona inat güldüm bugün. Gitmek istemesemde gittim bir yerlere, karistim insan icine neseli neseli...Bir yanim kaplumbaga gibi cek kafani uzak dur herseyden dese de...

Yardimima muhtac bir insan...Yikmis olsa bile, gözlerime baka baka yalan konusmus olsa bile defalarca...
Giden ne? Kaybettigimiz? Güven, bizden calinan vakitler, para, hayallerim...
Yardim etme sebebim ne? Allah rizasi icin, kizim icin...?
Insan hayatin ne getirecegini hic bilemiyor...Aniden kendini bombos bir cuvalin icinde bulabiliyor.

Gelecek birkac yilin zor gececeginin garantisi hediye edildi kizima ve bana.

Olsun...
Ben hala burdayim iste.
Bu hayirlisi olmali, yoksa böyle olmazdi. Benim icin hayirli olani bu zorluklardan gecmem. Bunu bu haliyle kabul ediyorum, kalbim-icim-gözlerim biraz sizlamak istesede ben dur diyorum onlara...
Sizlayacaklarsa Allah icin olsun.
3

MuFFiN

Biz son sene icinde kizimla bolca kek yaptik. Sanirim hem yemesini sevdigimizden hemde kizimin haftasonu gelince hatirlatip "annee hadi kek yapalim mi" diye sormasindan kaynakli :)
Tabiki her defasinda biraz degistirerek ilerletiyoruz kendimizi :P Ama ben illa limon portakal koyucam bir yerlerine kekin, cok yakistiriyorum. Vee icinde findik,ceviz, badem...vs. gibi birseyde olunca daha da bayiliyorum:P
Muffin yapalim dedik en son. Muffin tariflerini gezinirken ben dedim "yok ben tarife bagli kalamam". Birkac tarifin karisimi oldu benimkisi.
Malzemeleri yaziyorum her ne kadar böyle catir catir catlamis bir muffin olmasada, yumusacik ve cok güzeldi ;)

2 yumurta, 1 orta bardak toz seker, yarim su bardagi siviyag, 1 su bardagina yakin yogurt, yarim paket vanilya, 1 pakete yakin kabartma tozu, biraz tarcin, toz findik, 1 portakalin suyu ve kabugunun rendesi, göz karari un (yaklasik 2-3 su bardagi).

Önce yumurta ve seker cirpildigini herkes bilir sanirim :P Yumurtalari tek tek kirip sirayla yaparsak daha iyi olur. Birde yumurtalar o an buzdolabindan cikmis degilde biraz disarida beklemis olmalari gerek (oda sicakligi desem kisaca iyi olacakti :P). Unu elekten gecirerek ilave ederim ben, bir yemek programinda görmüstüm. Akici bir hamur elde ediyoruz. 180 derece civarinda yarim saatte tamamdir.
Icine bos bir siringayla sivi cikolata yahut birseyler doldurabilirsiniz, biz öylede sevdik ;)
Yahut cocugunuzla süsleme yapabilirsiniz.
Kizim cok güzel süslüyor ama ben resmini en basta cektim burada, sonra yenmislerdi zaten :P
Birde kendisi kek hamurunun tadina bakmayi seviyor görüldügü gibi:)
Afiyet olsun.
5

Bebegine annenin yazdiklarindan okursun belki birgün...

"Kizim" dedikce bir kez daha diyesim geliyor.
Annelik hic kolay degil ama öyle güzel ki, tarif edilemez bu ancak yasanir. Bu nedenle Allah anne olmak isteyen herkese mutlaka nasip etsin bu duyguyu.
Uyumadan önce biraz onun hakkinda icimden gelenleri döktüreyim bloga diye düsünüp uyguluyorum suan :) Nerden baslasam...

~ Ilk yazdigi kelime kendi ismi "Dilanur" ve sonra "Mama" = yani anne, ama o ilerletti tabi coktaan simdi kresten arkadaslarinin ismini dahi yaziyor. Bir resim yapsa kreste, kenarina bir yerine mutlaka ismini yaziyor, bazen abartip devamina Mama, Papa ve (evde onuda bir kisiden saydigi) BoB' u da yaziyor :) Arada evde ona ödev hazirliyorum. Bir kagida kelimeler yaziyorum karsisina aynisini yazmaya calissin diye. Severek deniyor ;) Basarili olursa atistirmaya tatli birsey veriyorum, yanlislari varsa gösteriyorum. Bunun yanisira sayilarla arasinin iyi olmasini diledigimden, matematige adim attik biraz. Toplama ve cikarmayi ögretmeye calisiyorum. Bunuda bir kagida ödev hazirlayarak deniyoruz. Biraz görsellik olsun diye Cin Ali'lerle, mesela 6 balon ciziyorum, Ali'nin 6 balonu var arkadasi Ayse'ye 3 tane hediye ederse kac balonu kalir? Parmaklariyla cözmeyi seviyor sayarak ;)
Vakit buldukca Elif-Be den de birseyler yapiyoruz. Boyama ve hikaye türü kitaplar almistim onlar esliginde birazda arapca alfabeden birseyler kapmis olacak ins.
Kresten de güzel seyler duyuyorum ;) Yapamayan arkadaslarina yardimci oldugunu, normalde cok konusmayan ama soru yahut ödevlerde bilirse mutlaka katildigini hatta genelde en hizli bitirenlerin icinde oldugunu...Kizimin biraz hirsli oldugunuda biliyorum bu konuda :P Yalniz iyi bir ögretici olmaz, sabirsiz cok.

~ Kizimin arkadaslariyla arasi iyi genel olarak. Yalniz hala cekingen oldugu seyler var krese baslayali cok olduysada...Mesela tuvaleti oldugunda kendi söylemek yerine bir arkadasina söyletebiliyor :S Arkadasi da bakiciya "Dilanur tuvalete gidecekmis" diyor. Bu konuda bakiciyla konustum, izin almayi sormayi sevmiyor demekki diye, sormadan gitsin karismasinlar istedim. Artik daha rahatca gidiyor sanirim.
Tuvalet dedimde cok sükür kurtulduk sayilir diyebilecegim bir problem yasadik birkac ay. Büyügü geldiginde bir defasinda poposu acimisti ve ondan sonra yine olur bu acima korkusuyla büyügünü tutmaya basladi, bu tutma isi birkac gün sürüyorki artik dayanamayana dek, en sonunda ama bekletmekten kabiz olmus hale geliyor ve daha zorlaniyor. Bu sekil her defasinda yine cani aciyor tabii beklettigi icin...Derken doktordan ilac aldik ve o biraz kolaylastirdi. Doktor normal eskisi gibi rahatca tuvalete gidene dek kullan ara ara dedi. Artik o acima durumunun olmadigini gördükce normale dönüyor yani ;) Ve biraz anlatilinca bekletmenin iyi gelmedigi..vs. Böyle bir problem basit gözüksede cocugu cok asiri rahatsiz edip asabilestirebiliyor ve ister istemez insan üzülüyor bu sekil görünce. Cocugunuza gayet sabirli ve motive edici, moral verici davranmakta fayda var ;)
 
 
~ Aslinda ne kadar da yazilacak sey varmis simdi aklima geldikce farkediyorum...
Birde dikkatimi ceken ben birseyler yaparken "Anne bende ögreniiimde bebegime ögretirim" demesi :S Simdiden ileride cocuguna ögretme derdinde :D
 
 
~ Kizim ben yasli miyim diye bir soru yöneltmistim dogumgünüm siralari sanirim :P "Yok anne, daha sakallarin cikmamis" dedi :S Sanirim yaslilik belirtisini sakala bagliyor...
 
 
~ Onunla hayal kurmak cok güzel. Gelecege dair konusuyoruz bazen :) Hep benimle kalmak istiyormus, evlenince ayri oturuldugunu ama birbirini ziyaret edildigini duydugunda "ben evlenmicem hep senle durmak istiyorum" diyor. Birde bebegi olurken ben onu hastaneye götürcekmisim :D
Bana ihtiyaci cok var bunu anliyorum hep. Biraz kaldi meslek sahibi olmaya, yaza bitiyor ins. Sonra böyle tüm günümü kapsar birsey yapmiycam daha, belki günde 4-5 saat olan bir ise girerim en fazla. Cünkü kizima daha cok vakit ayirmak istiyorum okula baslamadan :/
 
 
~ Birde bu ara Su Cicegi cikariyor ama zor kismini atlattik gibi. Beyaz renkli bir ilac sürdüm tek tek her kizarigin üstüne, ilk günler cok stresli ve zordu bunu basarmak :S Sonra kendi sürmeye basladi hatta göbek kismina falan. Umarim hic iz kalmaz. Internette biraz arastirirken gördügüm resimlerle gözüm korkmustu sanirim biz hafif atlatiyoruz, tüm vucüdunu kaplar sekilde cikaran cocuklar icin daha zordur sanirim :S Saysam yaklasik 100 e yakin noktaciklar vardir ama bazilari kuruyup düsmeye basladi ilacin etkisiyle ;)
Cok sükür, Allah kalici dert vermesin yeterki gerisi biraz sabir ve zamanla geciyor.
6

Tesekkür ederim Allah'im

Şükür....

Ne zaman kaybettik seni biz?..Ve ne zaman bu kadar sitemkar, bu kadar hoşnutsuz olduk..
Yediğimizin içtiğimizin, gördüğümüzün, gezdiğimizin, işittiğimizin, hissettiğimizin, tattığımızın, tuttuğumuzun, en mühimi, aklımızın ve sağlığımızın, şükrünü ne zaman kaybettik biz?..

Biz şükrü kaybettik, stresle sardık bedenimizi..
Sinir sistemine yüklendik farkında olmadan..
ve ince ince ağlarla tüm vücudu kaplayan sinirler, organları ve hatta zihinleri hasta etti, geri dönüşümsüz hasarlar verdi..
Cilt ile sinir sistemi aynı kökenden yaratılmıştı, ciltten çıktı hastalıkların kimileri..
Evet, sinirdi, stresti, mutsuzluktu, hoşnutsuzluktu, karamsarlıktı, tatminsizlikti
ve şükürsüzlüktü hep şikayetlerimiz..

Dilimizden eksik etmediğimiz..
Ne ki, şikayetin ucu nereye gidiyordu, bilmediğimiz..
Şükrü bulsak yeniden, gelir mi mutluluğumuz, huzurumuz, kanaatkarlığımız, ruh ve beden sağlığımız??..

Neydi isteyip de alamadıklarımız??
Daha iyi bir ev mi, araba mı, giysiler mi, yiyecekler mi, turlar geziler mi?..
Başarı mı, övgü mü, itibar mı, kibir mi?..
Uğruna mesailerimizi, emeklerimizi, zihnimizi harcadıklarımız?..
Neydi sahi "aradığımız"..
Aradığımız, aslında kaybettiğimiz "şükrümüz"dü..
Başka hiçbir şeyle dolmazdı içimizdeki boşluk ve hoşnutsuzluk..
Ama şükür yoktu ortalıkta,
ve içlerimiz bomboştu..

Hayatlarımız, bir ucundan delinmiş çuvaldaki tanelerin boşalması gibi boşalıyordu..Boş bir çuvala dönüyordu..
Püff dese rüzgar; düşecek, yıkılacak bir çuval..
İman zedeleniyordu, hayat boşa sarf olunuyordu..
Her yerde bir kayıp esintisi, esip duruyordu...

Ama yaşlı bir teyze buldu onu..
Ekmek bulamadığı günlerde, onunla doydu..
Ölmekten değil, ölmemekten korktu..
Açlığa ve hastalığa sabretti..
İşte, tüm mesailerini dünyalık emeller, hırs ve ihtiyaçlar için sarf etmemişti,
çuvalında bir tanecik buğday yoktu belki..
Ama hepimizden büyük bir serveti vardı..

Şükür..
O şükür dedikçe ışıldadı gözleri...
O şükür dedikçe utandım gözlerimden..

Şükür.. dedim..
Neredeydi?..


Not: Bu yazi bana gelen bir maildi.
4

Oh mis hava

Ilkbahar gelince insan daha bir özenli giyinmek istiyor. Daha cicili bicili...
Günesin yaydigi isigin etkisi olsa gerek, birde üstüne uyanmakta olan doga eklenince :)
Bu siralar acik gri bir mevsimlik uzun ceketimi (ya da kabanimi mi desem iste öyle birsey:P) giyiyorum. Kisliklari yikadim, kaldirilmayi bekliyorlar, bizim buralarin havasi sürpriz yapabilir o nedenle bir 15 gün beklemek gerek.
Sabah soluk cicek desenli beyaz kot pantalonu giyindim uzun turkuaz bir gömlekle, basörtümde sevgili Ilkay'dan aldigim beyaz tabanli renkli yapraklari olandi.
Gri kabanida takinca üstüne, birde boynuma beyaz sal...Yani cok acik renkli durdu tüm kombin, kendimi beyazlar icinde bulmus gibi hissettim :D
Sabah önüme ilk gelenleri giydigimden, uzun düsünmeye vakit yok öyle. Ya aksamdan hazirlayip rahat ediyorum yahut acele böyle griler beyazlar...
Metroda baktimda herkes siyahli koyu renkli, ben böyle pat diye ortadayim sanki :D
O an farkina vardim hatta bu durumumu. Sonra bu durumu önemsemedim, ilkbahar geldi yahu diye gecirdim icimden :)

Cicekler acsin, böcekler ötsün... :)
8

9 = Sevmedim, 10 = ?


Kac gündür evlilik yildönümüm yakinda diyorum ve o gün geldi her beklenen günün geldigi gibi...
Simdi isterdimki esim buraya gelip aniden karsima ciksa elinde bir tanecik bir cicekle ve güzel birseyler fisildasa yüregime :) Bunu düsünmesi gülümsetti beni, gercegi nasil sevindirir kimbilir.
Halbuki bunun icin bir erkegin hicbir organizasyon yapmasi gerekte degil, sadece zaten olan vaktinden 1 bucuk saat ayirip birde cicek alabilecegi birkac euro, en önemlisi bunlari yapmaya istekli bir kalp...
Biz kadinlar inceliklere ne düsükünüz, yapimiz böyle. Hangi kadin bir jest görünce sevinmezki. Neyse konu bu degilde daha günüm bana neler getirecek bilmiyorum nasilsa :P
 Ama beklentimi mümkün oldugunca alcak tutucam üzülmemek icin.
Gecen yildan hic bahsetmek istemem ama belirtmeliyimki simdiye dek hayatimin en kötü yiliydi 2010.
 Zaten gecen yil buraya yazdigim evlilik yildönümü yazimdan da anlasiliyor.
Bu yil gecen yildan daha iyi ama yinede öyle bosluklar varki onarilmasi gereken.
Inatci, sabirsiz, Allah inanci olmayan, kalbinde kötülükler besleyebilen, kati ve fedakar biri olmasam biliyorumki suan bu evlilik bitmis olurdu! Bu benim sinavim dedim hep, biraz gayret olacak, sonu iyi olacak elbet birgün. Bazen oluyorki 'sen kimi kandiriyorsun' diyor ic sesim, bazense 'evet birseyler oluyor bak' diyor...Bu gel-gitler bir bitse bir otursa hersey yerine, insallah...
Ben evlilik yildönümü icin birsey yapmadim henüz ama haftasonuna birseyler planlamak istiyorum romantik ve özenli.
9 yil doldu ve 10 a ayak basiyoruz yarin :) Vay bee diyorum...
Seneye evlilik yildönümümde cok iyi seyler yazmak nasip olur insallah.

Not: Kizimi alip kresten evin önünde yagan yagmurun sevinciyle islana islana acele etmeden giderken esimle karsilastim."Unuttum sanma" deyip gitti gülerek. Eve girdim, masanin üzerinde bir buket cicek ve kalpli cikolatalarin oldugu kutu vardi :)
2

Almanca ögrenmek

Sevgili Kitty Wu bana epey önce almanca ögrenme konusunda soru yöneltmisti ve bu konuda bir yazi yazma önerisi sunmustu, cok tesekkürler ilgisi ve fikri icin. Simdi aklima ilk gelen ve önemli bulduklarimi yazicam.

Yeni bir dil ögrenmek icin ilk sart motivasyon ve istek. Bu dile ilgi duymaliyiz. Yani ben size bir ayda almanca ögrenmek icin taktik versem, yahut süper bir yöntem sunsam sizde istek olmadikca, siz cabalamadikca hicbir yöntem ise yaramaz.
Hadi istek var diyelim. Sonrasinda kararlilik gelmeli. Birkac gün heveslenip puff diye sönerse devami gelmez.
Hergün minnacikta olsa o dil icin birseyler katmaliyiz kendimize, günde bir kelime ögrenmek bile basit gözüksede neler kazandirir bize hesaplayin bi yilda 365 kelime.
Bunuda yapiyoruz diyelim ki, devaminda ekstra bu dil icin kulagida alistirmak gerek. Mesela o dilde radyo dinlemek, tv izlemek oldukca faydali diye düsünüyorum.
Birde dil ögrenimi icin baglanti kurma, cagrisim yapma tekniklerini izlemistim. Bir kelime bize kendi dilimizde neyi cagristiriyor onu birseye benzetip hayalini kurabiliriz, yani kelimeyi formüllüyoruz kendimize göre ve daha uzun süreli akilda kalici oluyor.
Baslangic icin birseyler ögrendikten sonra ilerletmek önemli tabiki. Ama ne kadar teori ögrenirseniz ögrenin, pratik olmadikca o dil ilerlemez. Konusun firsatini buldukca. Bir yabanci komsunuzu görünce baslayin sohbete :) Bu dili bilen arkadasiniz varsa onunla sohbet edin. Hatalarinizi yakininizda bilen birinin düzeltmesini rica edin, cünkü birsey yanlis ögrenilince düzeltmesi hic kolay degil...
Insan yeni bir dil ögrenirken konusmaya cekiniyor, hata yapmaktan korkuyor ve bu frenliyor biraz konusmayi. Ama yanlislara ragmen konusmaya cabalamak cok önemli. Zamanla birseyler anlatabildigini gördükce dildeki kendine güvende geliyor ve daha rahat olunuyor.
Ben eskiden cok yaptim o hatayi. Bir resmi daireye mi gittik, nasilsa yanimda esim var hep ona "sen yap, sen konus" dedim. Böyle olunca da konusmaya ugrasmamis oldum, firsatlari yok etmis oldum kendi kendime. Öyle zamanlar olduki mecbur kaldim konusmaya ve  o zaman anladim ki aslinda simdiye dek konussam daha faydasi olurdu. Ertelemeyin...
Bugün degisik bir kelime duyunca hemen not edin ve ögrenin onun anlami ne, biraz merakli olun. Günlük gazete, kitap, dergi birseyler okumak tabiki cok etkili dil ögrenmekte. En cok zayif oldugum nokta burasi, pek okumuyorum almanca kitaplari.
Kelin ilaci olsa basina sürermis diycem, yani az cok yapmis olduklarim bunlar düzenli olmasada..
Dil ögrenmek kolay is degildir emek, ilgi ve sevgi ister :) Bir cocuk gibi büyür siz ilgilendikce :)
Bedava almanca ögrenilebilecek bir site var internette epeydir bende aktif olarak katilamiyorum oraya ama adresi paylasayim : Almancax . Internette zaten her türlü gerekli dökümant bulunabilir biraz arastirinca ;)
Hee birde Almanca'ya özel birsey söyleyeyim, kelime ögrenirken lütfen artikelleri ile birlikte ögrenelim, zaten isi zorlastiran kisimlardan biri bu artikeller...

Umarim dil ögrenme yolunda azimli ve basarili olursunuz ;)
Back to Top